4

521 85 16
                                        

Kaşık sesleri birbirine karışmış ortam, gülüşmeler ve ağız şapırdatma sesleri ahenk içindeydi. Normal bir gün, hava sıcaktı.

Sinirden yüzünün şekli bozulmuş bir suretle, kendisinden iki masa ilerde oturan, ve yine kendisine tamamen tezat gözüken çocuğa bakıyordu. 

İzuku'nun suratı öyle sinirli bir şekilde karşıya bakıyordu ki. Kaşlarını çatmış, önündeki yemeğe dokunmadan dimdik, hiç gözlerini ayırmadan karşıya bakıyordu. Karşısındaki, hemen iki masa önündeki sarışına.

İki gün raporlu olarak okula gelmemişti sarışın. Ki İzuku bu durumdan şikayetçiydi. Ayrıca rapor alması abartıydı. Sadece kendisiyle yüzleşmemek için ortaya atılmış bir yalandı.

Sarışın yemeğini yiyor, hiç etrafa bakmıyordu. Gözleri sadece önündeki tabaktaydı. Lakin İzuku ona ters olarak, tek ona bakıyor, içindeki öfkeye hakim olmaya çalışıyordu.

Ellerini birleştirmiş, sanki kendisini fark etmesini istiyormuşçasına izliyordu çocuğu.  Fark etsin ki gerilsin.

Katsuki yemeğinin sonuna gelmiş, masadan kalkıyordu. Kafasını tabaktan kaldırırken önüne bakmak zorunda kalmıştı, sonunda o korkunç manzarayı görmüştü.

İki masa arkasında oturan manyak herif onun yüzünü delercesine kendisine çok gereksiz bir öfkeyle bakıyordu. Manyak herif İzuku'ydu.

Katsuki birkaç saniye onunla bakıştı. Gözlerini hiç ayırmadı, göz kırptığı bile olmadı. Gözlerini kaçıran o oldu. Bakışmak istemiyordu.

Masadan hızla kalkarken, aynı anda başka bir sandalye itme sesi gelmişti arkasından. İzuku Katsuki'yle beraber masadan kalkmıştı.

Sarışın, kendisini tekrar takip ettiğini hissetti İzuku'nun. Ondan başkası olamazdı.

Tencerelerin olduğu, önü şeffaf naylonla kapatılmış kısma geldi ve elindeki plastik tabldotu çöpe attı. Direkt olarak kapıya yöneldi ve ardına bakmadan dışarı çıktı.

Koridorda ilerlerken, hemen biraz sonra yemekhane kapısının tekrardan açıldığı anlaşılan o sesi duydu ve ardından kapı birisi tarafından sertçe kapatıltı.

İçine düşen o ağrı tekrardan başlarken, olacakları göz önüne getirdi Katsuki.

Tekrar kendisini çekip konuşabilirdi İzuku, daha çok tek taraflı olurdu bu konuşma. Ya da kendisine çarpıp yürümeye devam edebilirdi. Daha kötüsü onunla alay ederdi.

Bunları düşünürken bile karnındaki ağrı şiddetlenmişken, nasıl olurda bunlardan birinin gerçekten yaşanmasına dayanabilirdi?

"Katsuki?"

Kendisine seslenen ses, gayet sakin bir tonda çıkmıştı kişinin ağzından. Bu Katsuki için beklenmedik bir şey iken, sese karşı vücudu kendiliğinden dönüvermişti.

İzuku'nun bir eli ensesinde, dümdüz bir şekilde Katsuki'ye bakıyordu. Hiçbir surat ifadesi yapmadan durgun bir çehre sarışına bakıyor. Katsuki'nin gözleri yeri ararken, İzuku'nun bir konuşma yapmasını bekliyordu.

"Geri dönmüşsün. İki gün gelmeyince, öldün sandım. Bir dahakine rapor alacağında söyle de, ben de gelmeyeyim okula."

Cümlesi bittiği zaman, yüzüne gülümseme yerleştirdi İzuku.

Öğrenciler yemekhaneden birer birer çıkmaya başlamıştı. Kapı her yirmi saniyede bir açılıp kapanıyordu.

Koridorda yankı yapan bu gürütülü ses, Katsuki'nin kulağına varmadan pikselleşiyor, daha duymadan yok oluyordu.

İzuku'dan ilk kez böyle bir şey duymuş, yüzünün bu halini ilk kez görmüştü. Dalga mı geçiyordu? Katsuki'yi kandırmak çok basitti. Yine kanmak istemiyordu.

İri yakutlar kendini gizlemek için gözlerini kaçırdı. Titrek bir nefes verdi dudakları Katsuki'nin.

-Komik değilsin. Benimle yine alay mı edeceksin? Bundan çok keyif alıyor gibisin, keşke karşılıklı olsaydı.

İnce kaşlar hafif çatılmış, karşısındaki bipolara bakıyordu.

-Delirmişsin sen.

İzuku ileriye boş bir nefes verdi. "Başka bir  yerde konuşalım, yemek sonrası koridorda mal gibi dikilmek istemiyorum."

Sarışın, önündeki ciddi surata bir şey demedi. Başıyla onayladı ve İzuku'nun yürümesini bekledi.

İzuku adımlayarak Katsuki'nin yanına geldi, eliyle çocuğun kolundan tuttu ve yavaşça koridorda yürümeye başladı.

İzuku önde Katsuki arkada koridorda gidiyorlar, sarışın kendisini sabit hızla çeken kola bakıyor. Hiçbir tepki vermese bile, midesi kasılmış, vücudu titremişti. Başını aşağıda tutmadı, kendisini okulun bir tarafına götüren bu çocuğa baktı bu sefer.

Sadece arkasını görüyor olması iyiydi. Ona rahatça bakabiliyordu. Nereye gittiklerini bilmeden ilerliyor oluşu, bu belirsizlik ilk kez hoşuna gidiyordu.

İzuku koridordan sola dönerken kafasını arkaya çevirmiş, gözleri kendisini izleyen yakutlarla buluşmuştu. Kendisine bakan Katsuki'yi gördüğünde sağ dudağı yukarı doğru kıvrılmış, düşündüğü gibi kendisini izleyen çocuğa gülmüştü.

Ve yangın merdivenlerinin bulunduğu yere geldiklerinde İzuku Katsuki'nin kolunu bırakmıştı. Kendisini izleyen yakutlara yine boş bir ifadeyle bakmaya başlamıştı.

Katsuki ağzını hafif aralamıştı. Bir şeyler demesi gerekiyormuş gibi hissediyordu.

-Neden buraya geldik? Ne konuşacağız?

İzuku sarışından biraz geriye giderek arkasındaki duvara yaslanmış, daha sonra da yere çökmüştü.

"Bilmiyorum."

Zümrütler yerde olan herhangi bir yere odaklanmıştı. Yemekhanedeki halinden eser yoktu, o içine sığmayan öfke, yerini bomboş bir sayfaya bırakmış, yazacak hiçbir şey bulamıyordu.

Ne konuşacaktı ki onunla. Düşüncelerini kelimelere dökemiyor, kestiremiyordu İzuku aklındakileri.

"Ne merak ediyorsun?"

İzlediği yere karşı sorduğu soruyu, kendisini izleyen sarışına sormuştu. Katsuki ne demek istediğini  anlamamıştı.

-Anlamadım, ne hakkında?

İzuku ellerini tekrardan başına götürmüş, saçlarını karıştırmıştı.

"Pffff. Benim hakkımda ne merak ediyorsun?"

                                  ♤

Hiçbir beklentim yok geceden

Fleur De printemps | DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin