♤
Aynı günün gecesi, on bir surları
İzuku eve varmış, yatağında uzanıyordu. Somurtarak üstünde duran duvara bakıyordu. Asla tatmin olmamış, üstüne üstlük canı sıkılmıştı.
Yaklaşık iki saat önce Katsuki'yi evine bırakmıştı. Ondan önce de bir şeyler olmuştu. Sanki biraz erken söylemişti. Hoş, bir yıl kadar gecikmişti, değil mi?
Zihninde tekrardan olanları canlandırdı. En son ona söylemişti. Sadece ikisinin olduğu yolda, sessizce bildiğini itiraf etmişti.
"Bana karşı hisler besleyen birinin adını bilmemek ayıp olurdu."
Söylediği cümle kulaklarında çevrildi tekrar, acınası hissetti. Katsuki'nin tepkisi böyle olmamalıydı, beklemediği bir şeydi bu.
"Ayıp olurdu." Bu cümleyi söylerken yüzüne yaklaşmış, daha da utandırmıştı Katsuki'yi.
Bir günde bu kadar temasa, yakınlaşmaya dayanamamıştı sarışın. Asla alışık değildi. Bir anda kendisine karşı böyle davranmasına karşı feleği şaşmış, gözleri her defasında daha da büyümüştü.
Katsuki geri çekilmemişti. Donup kalmış, yakutları küçülmüştü. Bi anda yüreği kaldıramadı, eve gidip ağlamayı planlıyordu zaten, gözleri dolmuştu.
Kendisine bakan İzuku'ya dolu gözlerle bakmıştı, birkaç kez göz kırpmış ve sonunda da yaşlar boşalmıştı gözlerinden.
İzuku asla böyle bir şey beklemediği için ilk başta olayı kavrayamamıştı. Sarışının onu her zamanki gibi duymamazlıktan geleceğini düşünüyordu. Ağlamasını değil.
İzuku geri çekilmemiş dikkatli gözlerle yakutları izledi. Yaşlar hiç durmadan akmaya devam etti, Katsuki elleriyle gözlerini kapatmıştı. Ağlarken görülmeyi hiçbir zaman sevmemişti. Ama şu an, asla istemediği bir vaziyette, asla istemediği bir kişinin karşısında ağlıyordu.
"Ha," İzuku geri çekilmişti. Onun da gözleri irileşmiş, tamamen karşısında ağlayan çocuğa odaklanmıştı. Birini ağlarken görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Katsuki ağlarken ses çıkarmamaya özen gösterdi ancak başaramadı. Hıçkırdı. İzuku daha fazla katlanamadı. Neden ağlıyordu? Bu kadar ağır mı gelmişti davranışları. Hm, ters tepmişti. Aslında kendi davranışlarının sarışın üzerindeki etkileri yüzünden bu hâle getirmişti onu.
İzuku çözüm aradı, kolunu karşısında ağlayan çocuğun omzuna dokundurdu, birkaç saniye bunun iyi mi yoksa kötü mü olacağını düşündü. Hoş zaten yeterince kötü durumdaydı.
Omzunu tuttu ve kendine çekti. İki eliyle ona sarılmış ve göğsüne bastırmıştı. Dostum, bu fazlaydı.
Eliyle Katsuki'nin ozmunu sıvazlıyor, nefes alması için kaburgasını okşuyordu.
"Huh," Katsuki'nin ağlaması sanki daha da şiddetlenmişti. "Daha fazla mı ağlamaya başladın sen? Sakin ol, kötü bir şey demedim."
Katsuki kendisini saran bedene karşın, içinde tutamadığı ağlamayı bırakıvermişti. O da kollarını sarmıştı. Elleri sımsıkı yeşillinin hırkasını tuttu. Onun bu tutarsız davranışları yüzünden bu haldeydi yakutlar, ama yine de ondan vazgeçememişti.
"Senin," Katsuki ağlamasına ara vermedi. Biraz nefeslendi. Bir şeyler söyleyecekti. Kafasınını İzuku'nun göğüs kafesinden kaldırmadan konuştu.
"Senin kimsenin duygularına," cümleyi zihninde kurmuştu lakin kelimelere dökemiyordu. İzuku artık bir şey söylemesini diledi. Bu şekilde daha fazla kalmak istemiyordu.
-Ne söyleyeceksen söyle. Sıkılıyorum.
İzuku çenesini sarıldığı çocuğun kafasına bastırdı. Acıtmadan, çenesini orda tuttu. Katsuki'nin elleri daha da sıkılmıştı. Tekrar nefes aldı.
"Senin kimsenin duygularına saygın yok mu? Birine," hızla yine nefes aldı. Gözleri yarı açık, İzuku'nun karanlık göğsünde tutukuyordu. "Birine karşı hisler beslemek yanlış mı?"
İzuku sıkıntılı bir nefes bıraktı sarışının saçlarına doğru. "Aptal" kaşlarını çatmıştı.
Katsuki'yi kendisinden ayırdı. Göğsü ıslanmıştı. "Pfff" izuku kirpikleri ıslak çocuğa baktı.-yürü. Evine bırakmak zorundayım artık seni.
Katsuki kafasını salladı. Üstelemedi.
* * *
Bunları hatırlayınca yine bir pişman oldu. Sarılması hataydı. Çok yanlış anlaşılacak bir hareketti. Üstelik sarıldığı kişi, kendisine neredeyse bir buçuk yıldır bir şeyler besleyen bir çocuktu. Yanlış düşüncelere kaptırabilirdi kendini, sanırım.
-Offfff
İzuku ellerini yukarı kaldırdı, aynı şekilde yukarı bakarken, şimdi yukarda tuttuğu ellerine baktı. Sıkılmıştı. Yarının olmasını diledi, hemen gelmesini.
* * *-O bugün gelmedi. Hastalanmış, öğretmen birkaç gün daha gelmeyeceğini söyledi.
"Huh?"
Sabah olmuş, yarın gelmişti. İzuku okula hemen varmış, Katsuki'nin sınıfında soluğu almıştı.
Ama Katsuki gelmemişti. İzuku karşısındaki çocuğa somurttu. Aslında, somurttuğu kişi Katsuki olmalıydı. Ona karşı öyle bir edayla bakacaktı ki bugün, gelseydi eğer.
Korkak diye geçirdi içinden İzuku. Hastalık tamamen palavraydı. Bu çok barizdi. Çocuğa teşekkür edip sınıfın önünden ayrıldı.
"Bu kadar etkileneceğini bilmiyordum."
Yavaş adımlarla koridorda yürüdü. Koca bir gün, koskoca bir günden bahsediyorum sizlere, heba olmuştu. İzuku okula boşuna gelmiş gibi hissetti. Katsuki oyun bozanlık yapmıştı.
♤
Yeni bölümde görüşmek dileğiyle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fleur De printemps | Dekubaku
Fiksi Penggemar"Alt sınıflarda bir çocuk var, benden hoşlanıyor." -özgünlüksüz -manga/anime bağımsız