Katsuki İzuku'nun yanına, belli bir aralıkla oturmuş, aynı şekilde yeri izliyordu.
Yanına oturmasını İzuku söylemişti. Yüzünü görmek istemiyormuş. İkisi de susuyordu. Katsuki, herifin ciddi sorduğunu ilk anlamamıştı. Şimdiyse ne soracağını bilmiyordu.
Bir buçuk yıl süren bu sevgi, ilk başlardan beri içinde hep onun nasıl biri olduğunu merak ederek geçirmişken, şimdi bu uçsuz bucaksız sevgiyi beslediği kişi, kendisine onun hakkında merak ettiği herhangi bir şeyi sorma fırsatı veriyordu.
Katsuki nefesini yavaşça önüne bıraktı.
"Neden bunu yapmamı istiyorsun ki? Bundan ne zevk alacaksın? Önceki sorularına ve yaptıklarına bakılırsa,"Katsuki durdu. Devam ettirmek ve ettirmemek arasında kalmıştı, çünkü yanında oturduğu yeşilli aniden saldıracakmış gibi hissettiriyordu. Konuşmak pek doğru gözükmüyordu.
"Yaptıklarına bakılırsa, hepsini zevk için yaptığın belli. Bana böyle davranmaktan hoşlanıyorsun."
İzuku kaşlarını hafif çattı. Sarışına çok harika bir teklif sunmuşken, neden konuyu hiç konuşmak istemediği bu yere çekiyordu?
"Sana apaçık, kendi açından çok iyi bir teklif sunuyorum . Mal mal konuşarak bok ediyorsun keyfimi. Soracaksan sor, yoksa kalkıp gideceğim."
Yakutlar, konuşan dudakları izliyordu. Çocuğun ne kadar sinirli olduğunu gördü, dediğini yapacak gibi gözüküyordu.
-Ne soracağımı bilmiyorum.
İzuku, Katsuki'nin bu dediğine karşılık gülümsemişti. Dalga geçiyor olmalıydı. İçindeki kahkahayı bastırarak,
"Huh? Ne demek bilmiyorum? Bal gibi biliyorsun. Eminim benim hakkımda merak ettiğin tonca şey vardır... ben sevdiğim kişinin her şeyini bilmek isterim oğlum. Sorsana bir tane." Dedi.
Katsuki'nin elleri terlemişti. Zil çalmasına az bir zaman kalmıştı. Birkaç soru sorana kadar sınıfta olurdu büyük ihtimalle. Sadece soru sorup kurtulacaktı, rahat olması gerekiyordu.
"Nasıl öğrendin?"
Dudakları iki saniyeliğine açılıp kapanmış ve açıldığı anda kuruduğu için, yalamak zorunda kalmıştı Katsuki lafını bitirdikten hemen sonra. Okula gelmediği süre boyunca bunu düşünmüştü. Nasıl öğrenmişti? Ne kadar süredir biliyordu?
İzuku tam da düşündüğü soruyu sorunca gülümsemişti.
"Tahmin ettiğim şeyi sordun. Bunu çok merak ediyorsun sanırım."
Katsuki'nin yüzü, kendisine bakmayarak konuşan surattaydı. Solgun surat iki saniyeleğine olsa bile değişmeden konuşmayı sürdürüyordu.
-Nasıl öğrendin? Hiç belli ettiğimi sanmıyordum. Biri mi söyledi? Ama kimse söyleyemez ki. Sonuçta kimseye söylemedim . Özel olarak konuştuğum kimse de yok ki. Ne kadar zamandır biliyorsun?
"Hoppp. Sakin ol çocuk. Sor dedikte hani yavaş gel be oğlum. Neyse. Sor dedim sen de sordun, cevaplamam gerek sanırım."
İzuku kafasını yukarı kaldırdı, sanki bir şey hatırlamaya çalışıyormuş gibi gözlerini kıstı. Birkaç saniye durdu. Bu sırada yakutlar pür dikkat kendisini izliyordu.
Daha sonra kafasını Katsuki'ye çevirdi. Kendisine bakan iri gözlere çevirdi gözlerini.
"Çok uzun zamandır diyelim. Ayrıca," izuku vücudunu Katsuki'ye çevirmiş, ona karşı dikkatle konuşuyordu. "Belli etmiyordum falan değil. Sen direkt fark etmemi istiyormuş gibi davranıyordun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fleur De printemps | Dekubaku
Fanfic"Alt sınıflarda bir çocuk var, benden hoşlanıyor." -özgünlüksüz -manga/anime bağımsız