-Çok hoşnut gözüküyorsun Midoriya. Özellikle de son zamanlarda, nasıl diyebilirim, daha iyi bir ruh halinde gibisin.
-Öyleyim zaten.
Gözlüklü çocuğa göz ucuyla baktı, sonrasında irisler koca gökyüzüne geri döndü.
Iida ile birlikte akşam dolaşmaya çıkmışlardı. Hep olduğu gibi biraz yürümüşler ve sahile inmişlerdi.
Gece mavisi gökyüzü İzuku'nın irsilerine tam anlamıyla bir görsel şölen sunmaktaydı. Yeşiller aldığıyla parlamaktaydı.
"Sadece konuşmam gerekiyormuş ha, sadece," İzuku nefeslendi. Bozuk bir plak gibi, uzun bir süredir aynı şeyleri Iida'ya çalıyordu.
"Sadece benim gelmemi mi bekliyormuş lan. Ben birini hiç bu kadar sevmedim, çok komik gelmiyor mu sana da?"
Ukala adamın tekiydi, dünya onun etrafındaydı âdeta. Hiçbir şey umrunda değilmiş gibiydi, sanki yarın hiç varolmayacakmışçasına yaşayan bu adam, ilk kez böylesine saf duygularla karşılaşınca far görmüş tavşana dönmüş, feleği şaşmıştı.
Iida istifini bozmadan kapalı gözlerle İzuku'yu dinliyordu. Bu konuyu konuşmak onu sıkmıştı. Her gün her gün küçük çocuğun aşağılanmasını dinlemekten sıkılmıştı. Arkadaşına bir şey demiyordu. Ne diyebilirdi ki.
"Benim gibi birine yaklaşması iyi değil bence Iida. Bence öyle hani. Orospu çocuklarına bulaşılmamalı yani. Hem ben yalnızca eğlenirim. Şu an da eğleniyorum."
İlkbahar meltemi ikilinin vücudu arasında gidip geliyor, bir yandan da dalgalara hareket sağlıyordu.
-Aşırı kafaya takmışa benziyorsun Midoriya... bilemiyorum neden sadece sallamıyorsun. Hayır, zaten sallıyorsun ama artık konuşmalarda da salla mümkünse. Ufak insanları ezmek için yaratılmış gibisin.
İzuku yattığı kumdan doğruldu ve ayağa kalktı. Yavaşça önlerinde bulunan denize yaklaştı. Ayakları neredeyse suyla buluşacaktı. "Niçin öyle diyorsun ki. Ben kötü birisi değilim."
"Sadece beni ilah olarak gören birisinin gerçekte nasıl gözüktüğümü görmesini istiyorum. Ama ne yazıktır ki bu kişi görmesi için açtığım her kapıyı kapatıyor. Ben ne yapayım"
Iida ile bir süre daha konuşmadan durdular. Vakit geç olunca gitmek için yeltendiler. Gözlüklü, uzandığı kumdan kalktı ve üzerini silkeledi. İzuku hâlâ suya bakıyor, bu derin manzarayı kıpırdamadan seyrediyordu.
Daha sonra sıkılmış gibi bir ifadeyle kafasını çevirdi, ufak bir nefes bıraktı boşluğa ve Iida'nın yanına gitti.
"Kralın çıplak olduğunu göremeyecek kadar salak."
♤
Bir hafta daha geçmişti. İkili bu süre zarfında hiçbir şekilde konuşma içerisine girmemiş, karşılaşmaya gayret göstermemişti. Zaten sınav haftası gelmişti. Sarışın okuldan sonra direkt eve geçiyor, gereksiz hiçbir şeyle kafasını meşgul etmemeye çalışıyordu.
Bu bahar diğerlerinden farklı olarak daha sessiz geçiyordu. Nisan ayı hiç bu kadar yavaş geçmemişti. Hâlâ daha ayın başındaydılar.
Şu an bütün okul sınavda. Kalabalık ses çıkarmasın diye bütün dönemleri aynı ders saatinde sınava sokuyorlar. Hafif rüzgarın estiği sınıfta, cam kenarının dördüncü sırasında Katsuki sınav oluyor. Asla tahamül edemediği bir ders olan matematik sınavında, kağıtla bakışmaktan başka bir şey yaptığı yok.
Ne kadar çalışsa da anlamadığı şu lanet ders, kalacağı tek ders gibi gözüküyordu.
"Offff... bıraksınlar, ben bırakacağım. Olmuyor böyle. Kafam.. kafam almıyor hiçbirini. Yetti artık. Çok sinirliyim."
Kaşlar olabildiğince çatılmış, yamuk bir ifadeyle kağıda bakıyordu. İmkanı yok. Kalmaktan başka bir yol yok önümde.
♤
Bir anda kendini buraya bıraktırmış, aklındakine tezat hiç beklemediği şeyler yapmıştı. İzuku, sınavdan sonra sarışının sınıfının önünde duruyordu. Hayır, bekliyordu.
Sınavı daha bitmedi mi? Çoğu sınıf çıktı bile. Bu aptal neyi bekliyor?
Sinirli bir suratla duvara yaslandı. Kafasını kapıya uzattı. İçeriye göz attı. Ah, evet. Katsuki içerdeydi. Katsuki'nin sınıfının sınavları bitmişti. Ulan, ne halt ediyordu bu çocuk?
İzuku kapıyı açtı ve ilk olarak, (bu tamamen kendiliğinden gelişti) Katsuki'nin kendisini fark etmesini bekledi. Ama bu olmayınca yüzünü düşürdü. Sarışının sırasına yöneldi.
"Ahhh. Ne kadar da suratsızsın Katsuki."
İki saniye durdu, daha sonra bir bakışma yaşandı. Katsuki sinirle İzuku'ya baktı. Dudakları büzüştü.
-Ne diye geldin? Şu an ezilecek halde değilim gördüğün üzere. Yani, başka zaman gel.
Katsuki uzunca bir of çekti. İzuku laflara aldırış etmedi. Sarışına bir gülümseme gösterdi. Eminim diyordu, eminim bu sinir bozucu halden çıkacak. Hah
"Niye böyle davrandın bana yaaa.. Katsuki. Sınavdan sonra yanına geleyim dedim ama sen beni kovuyor musun? Neyse. Bir kerelik böyle olsun."
Elini sarışının saçlarına dokundurdu. Başını pat patladı, bunu yapmak aşırı iyiydi, İzuku için.
-Tamam, gidebilirsin o zaman? Ben uyuyacağım.
Katsuki kafasını sıraya kapattı. Kapattığı gibi aynı zamanda diğer bütün uzuvlarını da dünyaya kapatmış gibiydi. İzuku bir süre daha bekledi. Çocuktan çıt çıkmayınca tekrardan ofladı.
"Hmm. Pekala Katsuki. Akşam... boşsundur herhalde? Hah, gece görüşürüz."
Biraz sonra İzuku sınıftan çıktı.
1.44
kral çıplak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fleur De printemps | Dekubaku
Hayran Kurgu"Alt sınıflarda bir çocuk var, benden hoşlanıyor." -özgünlüksüz -manga/anime bağımsız