İKİNCİ BÖLÜM (+18)

3.4K 74 17
                                    

unutmayın çiftlerimiz asdor ayber kadmel süsöm oğhar hepsi işlenecek 💘

~~~~~~~

"Duydun mu Aybike? Şehzade çağırmış beni! Halvete girecekmişim!"

"Ne güzel işte, sevinsene!"

"Neresi güzel ya?! Ölürüm de onun koynuna girmem ben!"

"Daha kim olduğunu bile bilmiyorsun!"

"Sorun da bu zaten!"

"Aklını kullan. Koskoca şehzade seni görüp beğenmiş. Halvete girersen şehzadenin gözdesi olacaksın. Harika Sultan gibi gözdeler katında kendi odan olacak, en güzel elbiseleri giyeceksin, kalfalar hizmet edecek sana."

"Hepsinin canı cehenneme!"

"Bir de gebe kalırsan, işte o zaman sultan olursun."

"Ben sana ölürüm de koynuna girmem diyorum, sen bana gebe kal diyorsun Aybike!"

"Ne yapmayı düşünüyorsun Asiye? Koskoca şehzadeye nasıl karşı çıkacaksın? Bu saray Şehzade Doruk için yanıp tutuşan cariyelerle dolu, vazgeçilmez değilsin. Kelleni alıverirler."

Asiye Hatun başını ellerinin arasına aldı. Nasıl kurtulacaktı bu beladan bilmiyordu. Allah bu sarayın da, şehzadeninde belasını versin diye geçirdi içinden.

"Seni hazırlamamız lazım hatun, gel benimle." dedi Cemile Kalfa.

"Bana şans dile Aybike."

"Şansa ihtiyacın yok. Bu geceden sonra herşey çok güzel olacak inan bana."

Asiyeye kırmızı bir elbise giydirdiler, saçlarını salık bıraktılar. Hafif bir makyaj yapıp güzel kokular sürdüler.

Valide Nebahat Sultan halvet gerçekleşene kadar Harika Sultanın haberi olmaması için Cemile Kalfayı tembih etmişti. Yoksa napar eder engel olurdu. Bundan önce halvete girmeye çalışan cariyelere yaptığı fenalıklar herkesin dilindeydi.

"Vakit geldi." dedi Cemile Kalfa. "İçeri girince yere çök. Şehzadenin eteğini öp. Sakın doğrudan gözünün içine bakma."

"Niye, doğrudan gözüne bakan lanetleniyor mu?" dedi Asiye Hatun alayla.

"Yüksek-

"Yüksek sesle konuşma, yüksek sesle gülme... Biliyorum, 100 kere söyledin."

"Aferin. İşte geldik."

Asiye önündeki kapıya baktı. Demek burasıydı hayatının en kötü gecesinin yaşanacağı oda.

Ağalar kapıyı çaldıktan sonra uzaklaştılar. Artık tek başınaydı. İçeri girdi ve arkasından kapı kapandı. Şehzadenin arkası dönüktü.

Asiye tabiikide yere çökmeyecekti. Hiçbir kuvvet ona bir başkasının eteğini öptüremezdi. Derin bir nefes aldı.

"Bil diye söylüyorum. Seninle o dedikleri şeyden yapmayacağım. Daha seni tanımıyorum bile. İster zindana at, ister canımı al. Zaten annemle babamı kaybedip bu saraya geldiğimden beri yaşayan bir ölüyüm ben."

Şehzade Doruk arkasını döndü.

"Hoşgeldin."

Asiye Hatun gördüğü surat karşısında şoka uğramıştı.

"Sen... Sen osun!.."

"Evet, ben oyum. Seni elde edeceğimi söylemiştim."

"Beni zindandan bu yüzden kurtardın değil mi? Sırf küçük oyununa devam edebilmek için. Neredeyse senin iyi biri olduğuna inanacaktım. Ama yanılmışım. Sen ukala, haddini bilmez, dünyayı kendi etrafında dönüyor sanan, dünyadaki bütün kadınları hak ettiğini sanan bir..."

OSMANLI'DA KARDEŞLERİM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin