ONUNCU BÖLÜM (+18)

2.7K 67 75
                                    

"Hayırlı günler. Nasılsınız? Sizi merak ettiğimden falan değil, lakin son gördüğümde sarhoştunuz ve ağlıyordunuz. Babanıza hesap sormaya kalkıştınız mı? Validenize gerçekleri anlattınız mı? Tekrar söylüyorum, sizi çok düşündüğümden değil, yalnızca insanlık namına soruyorum. O günden beri saraya gelmediniz, Suzan Sultanla karşılaşmak istemediğinizi anlayabiliyorum. Haklısınız. Lakin her şey olacağına varır. Tasalanmayın. Çok umrumda olduğunuzdan değil, yalnızca dedikoduyu sevdiğimi biliyorsunuz, halinizi o yüzden soruyorum. Umarım mektubuma cevap verirsiniz. Vermeseniz de çok mühim değil, sıkıntıdan yazdım zaten.

Topkapı Sarayından Aybike Hatun

Aybike sıkıntıyla yazdığı mektuba baktı. Berk Bey ile son karşılaşmalarında babasının ihanetini öğrenmişti ve hali çok fenaydı. Sarhoştu ve Aybikenin dudaklarına yapışmıştı. Şimdi bu mektubu göndermenin doğru bir karar mı yoksa yanlış mı olduğunu bilmiyordu. Belki de yırtıp atmalıydı. Ama Berk Beyin nasıl olduğunu da çok merak ediyordu. Ama onun g*tünü kaldırmak da istemiyordu.

"Asiye, bi baksana."

"Noldu Aybike?"

"Diyelim ki sevdiğin biri zor günler geçiriyor. Halini merak ediyorsun. Ama o kalpsiz, ruhsuz, ukala, bencil, alaycı biri. Ama aynı zamanda son zamanlarda sana eskisinden farklı davranıyor."

"Kafam karıştı!"

"Yani işte kısaca ona hala güvenmiyorsun ve götünü kaldırmak istemiyorsun. Ne yaparsın? İki saattir düşünüyorum, sen ne dersen onu yapacağım."

"Ben üstüme düşeni yaparım, sevdiğim insanın zor gününde halini hatrını sorarım. O bundan ego kasıyorsa kendi ayıbıdır. Umrumda da olmaz."

"Gönderiyorum o zaman."

"Neyi?"

"Boşver. Benim bi çıkmam lazım"

"Dur, dur! Niye bana hiçbirşey anlatmıyorsun Aybike? Ben sana herşeyimi anlatıyorum."

"Benim anlatacak bir şeyim yok ki kızım, olaylar sende. Harem entrikalarının ortasında olan sensin."

"İyi bakalım öyle olsun. Ama sonra tekrar soracağım."

"Hem, sende bana herşeyini anlatıyor sayılmazsın. Herkes uyurken kalkıp taa sabah döndüğün gece şehzadenin odasında neler olduğunu hala anlatmadın mesela."

"Sen ne zaman anlatırsan, bende o zaman anlatırım."

"Hah! Anlatmasan kaç yazar kızım, her şey ortada. Doruk ve sennn..."

"Aybike! Sus."

Aybike Hatun ordan çıktı ve Cemile kalfayı buldu

"Cemile kalfa bu mektubu tez vakitte Hanzade Berk Bey'e ulaştırmanı istiyorum."

"Zor, çok zor."

"Ne demek zor?"

"Yasak, tehlikeli iş sonuçta."

Aybike gözlerini devirdi. Cemile kalfanın derdini anlamıştı. Cebinden bir miktar akçe çıkardı

"Belki bu işini kolaylaştırır?"

"Ha şöyle, bu mektubu canım pahasına ulaştıracağım."

Melisa Sultan ise Kadir Ağayı görmek için mutfağa gitmişti

"Kadir Ağa!"

"Sultanım"

"Hani bana gerçeği öğrenmek istiyorsanız kalbinize sorun demiştiniz ya... Sordum, size güveniyorum ve inanıyorum. Nişanlımın canına kastetmediniz. Allahın takdiri işte. Siz öyle biri değilsiniz."

OSMANLI'DA KARDEŞLERİM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin