ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2.1K 60 16
                                    

"Ne yaptık biz?" dedi Harika Sultan.

Çoktan vücutları zevkten titremiş, doyuma ulaşmışlardı. Kafası şimdi yerine geliyordu.

"Günahların en büyüğünü işledik."

"Günah falan yok. Sevmek sevilmek sizin de hakkınız."

"Sevmek mi? Neyden bahsediyorsun sen? Benim kalbim yalnızca Şehzade Doruğa ait!"

"Ama o her gece bir harem dolusu kadınla yatıyor. Unutmayın, ilk siz beni öptünüz. İkimiz de istedik ve oldu."

"Bu odada yaşananlar bir duyulursa... Çuvala koyup denize atarlar bizi!"

"Sakin olun, kimse duymayacak. Ben sizin için ölmeye razıyım ama size bir şey olmasına asla izin vermem."

"Git, beni yalnız bırak."

"Sizi böyle yalnız bırakamam. İyi değilsiniz."

"Git dedim!"

Oğulcan üstünü giyindi. Sırtında Harika Sultanın tırnak izleri kalmıştı.

"Şimdi gidiyorum lakin beni habersiz bırakmayın. Kendinizi üzmeyin, müsterih olun."

Harika Sultan yalnız kalınca komidinden el aynasını aldı ve kendine baktı. Kendine itiraf edemesede iyi gelmişti. Şehzade Doruğun ilgisizliğinden sonra ona bu kadar hayran olan biriyle yaşadığı gece, sanki yüzüne renk getirmişti. Bakışları boynuna indi. Oğulcanın dudaklarının izleri vardı. O anları düşünürken gözlerini kapattı. Herşeye rağmen yaptığı çok büyük günahtı. Duyulursa kellesini uçururlardı. Hatta sadece kendisi değil, annesi, ve hatta Oğulcanın tüm ailesi idam edilirdi.

O sırada saraydaki eğlenceye Aybike Hatunun sözleri bomba gibi düşmüştü. Resul Paşayla Suzan Sultanı öpüşürken gördüğünü söylemişti. Herkes neye uğradığını şaşırmıştı. Suzan korkuyla hünkar akife bakıyordu.

"Ne diyorsun kızım sen?!" diye bağırdı Berk. Aybikenin üstüne yürüyordu "Elimden bi kaza çıkacak bak!"

"Ay çok korktum! Noldu gerçekler ağır mı geldi?"

Hanzade Berk Bey deminden beri bu kızın sesini nerden tanıdığını düşünüyordu ve şimdi hatırlamıştı. Bu kız birkaç gün önce haremde arkadaşına "Ben Berk beyi şehzadeden daha çok beğendim" diyen kızdı.

"Tamam kardeşim sakin ol, babam bunların cezasını verir zaten." dedi Şehzade Doruk arkadaşını çekerek.

"Gerçekten tam bi kuklasın. Merak ettim otur diyince de oturuyo musun?" dedi Aybike Hatun.

"Kızım ben seni çok fena yaparım bak!"

"YETER!" diye bağırdı Sultan Akif Han. "Eğlence bitti, herkes evine dönsün. Bu rezil aileyide zindana atın. Kendi ellerimle vereceğim cezalarını."

Herkes fısıldaşarak dağıldı. Zindandayken Asiye ve Ömer Aybikeye af dilemesi için yalvardılar. Suzan Sultanda Akifi aldatmadığına inandırmaya çalışıyordu. İftiraya uğramış masum kadın maskesine bürünüyor, ağlıyordu. Sultan Akif Hanın en büyük zaafı Suzandı. Daha fazla dayanamadı.

"Tamam, senin böyle birşey yapmayacağını biliyorum. İşte bu yüzden onlara en ağır cezayı vereceğim. Senin gözünden akan her damla yaşı ödeteceğim onlara."

Ama Suzan vicdanlı bir kadındı, zaten bu yüzden zalim Akiften soğuyup Resul Paşaya aşık olmuştu. Gencecik bir kızın haklı olduğu halde idam edilmesine izin veremezdi.

"Onları bağışlıyorum." dedi Suzan.

"Ne demek bağışlıyorum?"

"Çok genç ve cahiller. Aslında hepsi benim kızım yüzünden olmuş, Harika yüzünden. O Asiyeye eziyet etmeseydi kızın abileri ve kuzeni  bize bu iftirayı atmayacaklardı. Şimdi böyle bir şey için idam edilirlerse ben bunun mesuliyetini kaldıramam. Zaten anne babaları da bizim yüzümüzden öldü. Gel daha fazla günaha girmeyelim. Hesap günü geldiğinde nasıl hesap veririz?"

OSMANLI'DA KARDEŞLERİM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin