Şehzade Kaan gururlu ve kendinden emin bir şekilde tahta doğru ilerledi. Bütün paşalar, askerler, ağalar önünde el pençe divan duruyordu. Tahtın önüne geçti. Herşey bitmişti. Asiye yolun sonuna gelmişti. Hançerin tenine battığını hisseder gibi oldu. Gözlerini kapattı.
"BRE GAFİLLER! BRE ZINDIKLAR! BU NE GAFLET! NE DELALET! NE HIYANET!"
Asiye duyduğu tanıdık sesle gözlerini açtı. Tekrar aşağıya baktığında, onu gördü.
Şehzade Doruk, atının üstünde, elinde kılıcıyla, arkasında kocaman bir orduyla geliyordu.
Asiyenin boynuna dayalı hançeri tutan adam neye uğradığını şaşırmıştı.
"Bu... Bu nasıl olur?!"Asiye adamın boşluğundan yararlanıp bacak arasına bir tekme savurdu. Adam acıyla inleyerek yere düştü. Hançeri de yere düşürmüştü. Asiye hançeri yerden aldı ve adama doğrulttu.
"Sana demiştim! Şehzade Doruk gelecek demiştim! Hepiniz bittiniz!"
"Hiçbir yere gidemezsin! Biz bittiysek sen de biteceksin! Canını almadan bırakmam!"
"Hançer benim elimdeyken fazla iddialı konuşma bence."
"Allah kahretsin!"
Asiye kenardaki cam şamdanı alıp adamın kafasına geçirdi. Adam bayılmıştı. Asiye koşarak aşağı indi. Lanet olası kule o kadar yüksekti ki, basamaklar in in bitmiyordu.
Saray halkının avluyu izlemesi için yapılmış odaya girdi. Şehzade Doruğun geldiğini gören herkes sevinçle birbirine sarılıyordu.
"Size demiştim! Ölmedi demiştim! Gelip bizi kurtaracak demiştim!"
"Gözün aydın Asiye Hatun, sen sevdiğine kavuştun." dedi Suzan Sultan. "Hünkarımız ve Resul Paşa neden yoklar acaba?"
"Telaş etmeyin, eminim iyilerdir. Aşağıya bakın." dedi Cemile kalfa.
Aşağıda Şehzade Doruk ona başkaldıranları tek tek kılıçtan geçiriyor, öldüğünü sananlar diz çöküp aman diliyordu. En sonunda tahtın önünde dikilen kardeşi Şehzade Kaan'la burun buruna geldi. Kaan kılıcını çekti. 1 dakika boyunca kılıçları çarpıştı. En sonunda Doruk Kaanı nakavt etmişti. Kaan yerde yatıyor, Doruğun kılıcı boynunu kesmek üzere bekliyordu.
"Seni şimdi öldürmeyeceğim." dedi Şehzade Doruk. "Önce konuşacağız. Atın bunu zindana."
20 dakika sonra
Asiye odasında Doruğu bekliyordu. Konuşacak çok şey vardı. Ama kim bilir onun daha önemli işleri olmalıydı. Aniden odasının kapısı açıldı.
"Doruk?!"
"Geldim Asiyem. İlk sana geldim."
Asiye yerinden fırladı, koşarak Doruğun boynuna atladı. Doruk onu kollarıyla sımsıkı sardı, kokusunu içine çekti. Çok özlemişlerdi.
"Allahıma şükürler olsun. Burdasın. Yanımdasın." dedi Asiye.
"Ben sana seni asla bırakmam demedim mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSMANLI'DA KARDEŞLERİM (+18)
Ficción histórica#asdor etiketinde 1. 🥇 #ayber etiketinde 1. 🥇 #süsöm etiketinde 1. 🥇 #oğhar etiketinde 1. 🥇 #kardeşlerim etiketinde 2. 🥈 Bu hikayeye bir kez girdiğinizde birdaha ASLA çıkamayacaksınız... Ataman İmparatorluğunun kurucusu Sultan 1.Akif Han Haz...