DOKUZUNCU BÖLÜM (+18)

3K 63 30
                                    

40 Gün Sonra

Harika ve Oğulcan'ın bebeğinin kırkı çıkmıştı. Bu süreçte birbirlerine destek olmuşlardı. Asiye de Doruğa destek olmuştu.

Kadir Ağa Melisa Sultana not göndermiş, hasbahçede buluşmak istediğini söylemişti.

"Sultanım, kırk gündür nerdeyse her gün sizi müstakbel eşinize o illeti benim bulaştırmadığıma inandırmaya çalışıyorum." dedi Kadir Ağa.

"Müstakbel eş diyip durmayın rica ederim. Nikah kararının bozulmasına çok sevindim, ama ince hastalığa yakalanmasına çok üzüldüm. Elbette sizi suçlamıyorum lakin siz ondan birkaç gün önce, mutlaka bir çare bulacağınızı, çare yerin yedi kat dibinde de olsa bulup çıkaracağınızı söylemiştiniz."

"Kastettiğim çare bir insana ölümcül hastalık bulaştırmak değildi. Bu tamamen Allah'ın takdiri. Beni hiç mi tanımadınız sultanım? Ben artık kendimi anlatmaya çalışmaktan çok yoruldum. Gerçeği bilmek istiyorsanız kalbinize sorun. O size hakikati söyleyecektir."

Bunu söyledikten sonra dönüp gitti.

Süsen Hatun ise bebeğin kırkının çıktığı gün Harika Sultanı ziyarete gitmişti.

"Günaydın Harika."

Harika ona gözlerini belerterek baktı. Süsen o an sarayın içindeyken ona sultanım demesini istediğini hatırladı.

"Yani sultanım... Harika sultanım."

"Sanada günaydın."

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Daha iyi misin?"

"İyiyim, dört gözle düşmemi bekleyenleri sevindirecek değiliz."

"Sevindim."

"Söyle söyle, dök içindekileri."

"Anlamadım?"

"Bak bebeği kaybettin, artık şehzadenin sana dönmesi için son şansınıda kaybettin de. Asiye Hatun senin yerini alacak de."

"Ne alakası var Harika? Ben öyle birşeymi dedim? Bence sen iyi değilsin, sonra konuşalım."

"Valla benim en kötü halim bile senden daha ezik olamaz da. Ben bilmiyor muyum Talyayla birlikte Harikaya birşey olsada arkasından vursak diye beklediğinizi? Kıskançlıktan kuyumu kazdığınızı?"

"Evet Talya senin sürekli bizi ezmene benim kadar tolerans göstermiyor, o kadar. Ama ben sana hiçbir şey yapm-

"Sen niye tolerans gösteriyorsun? Ezik misin sen?"

Harika bebeğini kaybetmenin acısıyla iyice acımasız olmuştu. Kasıtlı olarak zehirlendiğini öğrendiğinden beri herkesten şüpheleniyor, herkesin ona zarar vermek istediğini düşünüyordu. Tüm dünyadan öcünü almak istiyordu adeta. Süsenin ise gözleri dolmuştu. Anlam veremiyordu artık.

"Sana acıyorum. İnsanları aşağılayarak mutlu olmaya çalışsanda olamayacaksın."

"Hah, bana acıyormuş! Bunu diyen de ailesi tarafından umursanmayan bir kız! Söylesene, baban adının Süsen olduğunu falan hatırlıyor mu yoksa onu da mı karıştırıyor? O kadar aptalsın ki bir erkek bile suratına bakmıyor. Yapayalnızsın. Daha fazla konuşma bence."

Süsen koşarak odadan çıktı. Sarayın ıssız bir köşesinde yere çöktü ve ağlamaya başladı.

"İyi misiniz?" diye bir ses duydu. Kafasını kaldırdığında Ömer Ağayı gördü. Küçük karşılaşmalarını hatırladılar.

"Değilim." dedi süsen hatun gözyaşlarının arasından.

"Arkadaşınıza haber vermemi ister misiniz ?"

OSMANLI'DA KARDEŞLERİM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin