YER: HUZUR EVİMustafa : (şifayı kucağına alır oturan şifanın gözlerine bakarak konuşmaya başlar) Gözleri ne kadar da benziyor Afifemin gözlerine..
Aslı (gazeteci) : Ama siz Afife hanımın gözlerinin kahverengi olduğunu söylemiştiniz.
(partnerine döner ) öyle değil mi canım?Umut : (diğer gazeteci): evet çiçeğim evet.
Mustafa: (çocuğa bakar) sen niye çiçeğim diyorsun.
Umut: (gülümser) çünkü çiçek hatunum o benim.
Mustafa: (sakince) oğlum yaşasaydı sana benzerdi. (Umut gülümser. Mustafa sakince önüne döner ve derin bir nefes alır) doğru.. o zaman bana neden Afifem gibi bakıyor?
Aslı: (gülümseyerek) çünkü ikisi de sizin için şifa anlamına gelmiyor muydu?
Mustafa: (üzgünce) haklısın kızım, Afifem benim şifamdı.. (gözleri dolmuştur) Ama ben onun şifası olamadım.. onu kurtaramadım oracıkta can verdi karnında oğlumuzla..
O sırada Yanlarına Mustafa'nın arkadaşı olan Servet bey gelir. Servet Mustafa'nın yanına oturur. Omzuna vurur destek olurcasına.
Mustafa: (sakince) albayım.
Servet: (sakince) yapma böyle Mustafa üzme kendini . Afife seni böyle görmesin yukarıdan. (Mustafa gözyaşlarını siler. Servet üzgünce) seni en iyi ben anlarım biliyorsun ben de Ayla'mı kaybettim. Ona demiştim ki sen benden önce gitme dinlemedi.. ya da kader buna izin vermedi..
Mustafa : (şifanın tüylerini okşarken kafasını kaldırıp umut'un elini tutar) oğlum vefa.. sen mi geldin.. annen nerde.. (aslıya döner) feza kızım ne kadar büyümüşsün.. siz evlendiniz mi?
Servet: (kafasını sallar onu idare edin anlamında) çocuklar. Siz her geldiğiniz de sizi ailesi zannediyor. Az çok biliyorsunuz hikayesini.
Mustafa : (umut'a bakarak) oğlum neden cevap vermiyorsun? Hayat ve Ali nerede?
Umut: (gülümseyerek) b-babacım tabi biz evlendik annem bugün gelemedi ama o da gelicek en kısa zamanda.
Aslı: (gülümseyerek servete döner) Servet abi ne oldu Mustafa beye tam olarak. Biz dönem ödevimiz için gelmiştik eski bir tiyatrocu olduğu için.
Servet: (sakince) gelin çocuklar ben size her şeyi anlatayım zamanı geldi.
Umut: (sakince gülümser Mustafanın elini öper) babacım biz geleceğiz tamam mı? (Mustafa umutun yüzüne bakar derin bir nefes alır ve bir şey demeden önüne döner)
Üçlü beraber servetin odasına geçer ve servet anlatmaya başlar.
Servet: (sakince) size ne kadar teşekkür etsem azdır. Uzun zamandır onu böyle mutlu görmemiştim. Yüzü güldü yine sayenizde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Fanfiction" Kim bilebilir kimin halini Dil söylemez yüreğin harbini İç hisseder hakikat sırrını Ağırdan al yargını yar aman.." Sezen Aksu - Ulan İstanbul'u özleyenlere..-