I can't breathe

1.3K 52 13
                                    

Dağınık, küçük evdeki sıradan bir gün...

Çarşafları darmadağın olmuş yataktan aşağı sarkıtılan bacaklar morluklarla ve yara izleriyle kaplıydı.

Pembe saçlı kız yataktan destek alarak doğrulmaya çalıştı ama yapamadı.

Ona en yakın eşya hemen yatağın yanında duran komodindi.

Güçlükle ona uzanırken bedeni şiddetle titriyordu...

Komodinden destek alıp ayağa kalktığında başı bir anlığına dönse de çabucak toparlandı ve duvarlardan destek ala ala mahfolmuş yatak odasından çıkıp banyoya gitti.

Aynada göreceği surattan deli gibi korksa da yüzleşmesi gerektiğini biliyordu.

Korku dolu gözlerle aynaya baktı...

Ferini kaybetmiş yeşil gözleri kararmıştı, gözlerinin altındaki morluklar o kadar iğrenç bir haldeydi ki...

Tarifi mümkün değildi.

Eskiden herkesin çok beğendiği pembe saçları keçeleşmiş, yer yer yolunmuştu.

Yüzü ise daha berbat bir haldeydi.

Yüzündeki morluklar dün gece buz yaptığı için inse de geride bıraktıkları çirkin çürükler, dövmelere benzer şekilde yüzünü süslüyordu.

Derin bir nefes alıp yüzünü yıkamak için eli musluğa gitti ama karburgalarından başlayıp bedeninin aşağılarına kadar uzanan acı onu yerine sabitledi.

Dikkatle karnına baktı ve yavaşça atletini kaldırdı...

Göğüs kafesinin etrafındaki büyük morluklarla karşılaşmayı beklemiyordu.

Ağlamak istercesine yüzünü buruşturdu ama yıllardır buna maruz kaldığı için tüm gözyaşları tükenmişti.

Yutkundu ve musluğu açıp yüzünü yıkadı.

Ardından zorlukla da olsa duşunu aldı ve yatak odasındaki büyük boy aynasının karşısına geçti.

Ecza dolabından bulduğu yara kremini bacaklarından başlayarak tüm morluklarına güzelce yedirdi.

Bedenine karşı gösterdiği bu nazik dokunuşlar bile canını yaksa da işini yapmaya devam etti.

Sonrasında kalın çorabını giydi ve uzun kumaş pantolonunu üzerine çekti.

Böylece bedeninin alt kısmındaki bütün yaralar kapatılmış oldu.

Çıplak kalan bedeninin üst kısmı belki de en kötüsüydü...

Sırtında bulunan kemer izlerinin çoğu o kadar derindi ki yer yer çirkin yara izlerine sebep olmuştu.

Araştırıp aldığı tüm yara kremlerini kullansa da hiçbiri fayda etmemişti.

Onları tedavi ettirmek istiyordu ama Japonya gibi bir yerde bu ameliyat oldukça pahalıydı.

Beyaz sütyeninin kopçasını takarken taze izleri acıyla zonkladı.

Dudaklarını sıkıp inlememeye gayret etti ve üstüne beyaz renkli boğazlı kazağını giydi.

Saçlarını düzleştirince yolukluğu kısmen görünmüyordu.

Belki de tek şansı buydu.

Saçlarını kazağın içinden çıkardı ve yavaşça banyoya gitti.

Öncelikle yüzündeki morlukları kapatmak için kapatıcı ve fondötene başvurdu.

Gözaltları işin en zor kısmıydı, bu yüzden oralara başka bir krem uyguluyordu.

Ellerini yavaşça lavaboya dayadı ve aynadaki görüntüsüne dikkatle baktı.

Morluklar belli olmayacak kadar iyi kapanmıştı.

Sonrasında eline maskarayı ve allığı aldı ve basit bir makyaj yaptı.

Banyodan çıktığında nispeten daha iyi hissediyordu.

Dağınık yatak odasını eve gelince toplayacağına söz vererek, botlarını ve ceketini giydi.

Ardıdan vestiyerdeki çantasını alıp küçük evinin kapısını kapattı...


Ardıdan vestiyerdeki çantasını alıp küçük evinin kapısını kapattı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Niyet ettim günümüzde geçen sasusaku kurgusu yazmaya...

Umarım farklı bir işleyiş yaratmaya çalıştığım kurgumu beğenirsiniz:)

Sasusaku ile kalın...

Trouvaille🥀(Sasusaku Fanfiction) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin