Sometimes it's good to be alone , cause no one can break you

372 30 10
                                    

Elimdeki kovayı karşımdaki kadının baygın yüzüne doğru boca ederken içimde hiç acıma yoktu.

Önce kesik bir çığlık atıp yüzünü buruşturdu.

Ardından koyu yeşil gözleri yavaşça açıldı ve nerede olduğunu idrak etmek istercesine etrafı tarayıp en sonunda benim üstümde durdu.

Sinirimden kovayı deponun uzak bir köşesine fırlattım ve boğuk bir pat sesinin etrafımızı doldurmasına izin verdim.

Temari bana öfkeyle baktı.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen, Shikamaru?"

Adımı onun ağzından bile duymak istemiyordum.

"Sana çok uzun süre önce yapmam gerekeni yapıyorum."

Zehir gibi söylediğim sözlerin etki etmesi için, benden korkması için ona yaklaşmayı sürdürdüm.

Elim uzun sarı saçlarını kavradığında eskiden onlara dokunmaya bile kıyamadığım aklıma geldi.

Hızla başını geriye doğru çektiğimde bir küfür savurdu.

Gözlerimin içine tüm siniriyle bakarken tek kelime etmiyordu.

Ama benim öfkemi daha görmemişti bile...

Yüzüne soğukça aktım.

"Eğer bana gerçekleri anlatmazsan kardeşini bu dünyaya bağlayan tüm makine bağlantıları keserim ve ölüsünü kucağına veririm."

***************

"Aptallık ediyorsun ve her geçen gün batışını izlemek daha keyifli oluyor."

Masadaki silaha bakmayı sürdürdüm.

"Bunları söylemek için gelmedin herhalde."

İtachi'nin üstümdeki bakışları yoğunlaştı ve loş odayı daha da kararttı.

"Bunları dışarıdan bir göz olarak söylemek zorundayım. Sonuçta Akatsuki'den olsam bile yardımıma muhtaçsın."

Sertçe yüzüne baktım.

"Hatırlarsan benimle anlaşmaya gelen sendin."

Yarım ağzıla güldü.

"Kabul etmeseydin o zaman...Gerçi o zaman da mezarına çiçek dikerdim anca..."

Onunla tartışmanın hiçbir anlamı yoktu.

Ama İtachi sözlerini bitirmeden devam etti.

"Bağlandığın birileri de var hem, eğer ölürsen çok üzülür."

Sakura'dan bahsettiğini anladığım anda masadaki silahı çektim ve hızla kafasına doğrulttum.

Konu Sakura olunca kalbimin aklımdan önde hareket ettiği bir gerçekti ancak bu canımı sıkan bir durum değildi.

"Eğer ona bir şey yaparsan...Hayatının hatasını yaparsın Uchiha İtachi..."

Güldü.

Hatta kahkaha attı...

Sinirle silahı daha da sert tuttum.

"Öyle mi? O zaman da beni vurabilecek misin, Sasuke?"

Tereddüt etmeye gerek yoktu.

Çünkü hassas noktamı çoktan belli etmiştim.

Sırıttım ve bacağına nişan alıp o daha ne olduğunu anlamadan tetiği çektim.

*****************

Gök gürültüsüyle yerimden sıçradım ve açık perdemden dışarıya baktım.

Uzaklarda yeni yeni başlayan yağmur, bulutlarını alıp üzerime geliyordu.

Göz devirdim.

Zaten güç bela uykuya dalabilmiştim ama görünüşe göre bu akşam uyku yoktu.

'Bana bir şey hissedersen ve üzülürsen bunun sorumluluğu benim için çok ağır olur.'

Zihnimde bana seslenen Sasuke ile alt dudağımı dişledim ve gözlerimi kapattım.

Sözleri beni eve bıraktığından beri zihnimi meşgul ediyordu.

Ona çok fazla soru sormak içimdeki şüpheleri gidermek istiyordum.

Çünkü şüpheleri gidermezsem kalbimi tamamen geri dönüşsüz olarak kaptıracaktım.

Canımın bir kez daha acımasından korkuyordum.

Yüzümü pencerenin tarafına döndüm ve Sasuke'nin bana terasta gösterdiği parlak yıldızı buldum.

'Orion takımyıldızı'

Bu gece, şimseklerden korkmadan beni aydınlatacak olan umut ışıkları yavaşça yağmur bulutlarının altnda kayboldu.

'Akrep asla avcıyı yakalayamaz ve bu kovalamaca gökyüzünde devam eder.'

Sasuke'yi yakalamak, ona kendimi daha çok anlatabilmek, onu dinleyebilmek istiyordum ama düşündükçe ikimizin de avcı ve akrep arasında kalmış bir oyun olarak görüyordum.

Hislerimin sorumluluğunu almanın onun için zor olacağını söylüyordu ama bu bir sorumluluk değildi.

Böyle hissetmek engeleyebileceğim bir şey değildi.

Ama bana böyle söylemesi bile aklımdaki soru işaretlerini çoğaltmaktan başka bir işe yaramamıştı.

Yani beni sadece kendisine iyi geldiğim için mi istiyordu?

Bu duruma bir anlam koymaktan acizse o zaman bazı şeyleri gömmek en iyisiydi.

Bugün olan dansı unutmak,

Bugün bana olan yakınlığını unutmak,

Bugün boynuma kondurduğu öpücüğü unutmak...

Ve ona sarıldığımda, onun yanında olduğumda hissettiğim tüm duyguları unutmak...

Belki de yapmam gereken buydu.

Eve geldiğimden beri kaç kere dokunduğumu hatırlamadığım boynuma bir kez daha dokundum.

Parmakların onun öptüğü yerde gezindi.

Canımın acıyacağını, kalbimin kırıklarını toplayamadan tekrar dağılacağını biliyordum.

Çünkü duygularımı sorumluluk olarak gören bir adama karşı bir şeyler hissetmek bana hiçbir şey kazandırmayacaktı.

***************

Sakura yorganı başına kadar çekmişti ve zorlukla daldığı huzursuz uykusunda kaşları çatıktı.

Yağmurun sesi hala pencereleri döverken içeriye hareket eden bir karartı sokak lambalarıyla aydınlanan karanlığı kapattı.

Sakura'nın yatağının başına kadar geldi ve dikkatle uyuyan yüzünü inceledi.

Yavaşça elini yüzüne getirdi ve çatık kaşlarını okşadı.

Sakura'nın yüz ifadesi gevşedi ve yumuşak yorganına biraz daha sarıldı.

Adam elini çekti ve ona bakmayı sürdürdü.

Her şey sona erdiğinde Sakura'nın hala onun yanında olup olmayacağını düşündü...





Sasusaku ile kalın...

Sasusaku ile kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Trouvaille🥀(Sasusaku Fanfiction) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin