Tell me how you hate me...If you want?

366 32 15
                                    

Elimdeki kahve fincanının kalmayan sıcaklığına karşı yüzümü buruşturdum.

Daha yarısını ancak içebilmiştim ama şimdiden soğuması kötü olmuştu.

Televizyonun başından kalktım ve mutfağa gidip fincandaki kahveyi lavaboya döktükten sonra fincanı makinaya attım.

Televizyonda sırf zaman geçsin diye izlediğim saçmalıklarla dolu pembe diziyi kapattım ve kendime gelmek için lavaboya gidip yüzümü yıkadım.

Hinata, Narutoyla beraber dışarıdaydı.

Onunla bugün zaman geçirmek istemiştim ama benden binlerce kez özür dileyerek Naruto'nun bir piknik ayarladığını onunla gitmesi gerektiğini anlatmıştı.

İlişkilerine imrenmiştim ama Hinata'yı hiç boş bir zamanında yakalayamamak beni delirtmeye başlamıştı.

Ondan ilgi beklediğimden değildi, sadece konuşmak istiyordum.

Biriyle özgürce konuşmaya ihtiyacım vardı.

Kapının çaldığını duyduğumda sakin adımlarla aşağıya indim ve bağırdım.

"Kim o?!"

Hinata'nın yumuşak sesini duyunca kapıyı açtım.

O sırada kapının ilerisindeki araç hareketlendi.

Gülümsemeye çalıştım.

"Hoşgeldin."

Hinata bir baş selamıyla karşılamamı kabul etti ve içeriye girdi.

Kapıyı kapattım ve yaslandım.

"Nasıldı?"

Hinata gülümsedi.

"Güzeldi ama bunu konuşmak istemiyorum."

Kaşlarımı çattım.

"Bir şey mi oldu?"

Hinata boynundan şalını çıkardı ve oturma odasındaki kanepenin üstüne attı.

"Narutoyla zaman geçirmek çok güzel ama seninle zaman geçirememek beni rahatsız ediyor, Sakura."

Gülümsedim, bu sefer içtendi.

"Sorun değil...Aranızdaki bu güzel atmosferi bölmemek için bir şey demek istemedim seninle konuşmak için."

Hinata başını olumsuzca salladı.

"Söylemeliydin...Haıyr, ben daha erken fark etmeliydim."

Şaka yollu göz devirdim.

"O zaman konuşalım bakalım. Ama ondan önce git güzelce üstünü değiştir, bu sırada ben de kahve yapayım."

***************

Obito önünde korumaların beklediği kapıya doğru yaklaştığında gergince yutkundu ve ne söyleyeceğini içinden tekrarladı.

Bugün sabah saatlerinde şirkete bir paket gelmişti ve paket Madara'nın adınaydı.

Obito Madara'nın kimseden böyle bir şey beklemediğini biliyordu çünkü öyle bir şey olsa mutlaka haberi olurdu.

Aklına ilk başta paketin bir bomba olduğu gelmişti, bu yüzden aceleyle paketi kırsaldeki depolarından birine götürmüş ve bomba imha ekibini paketin incelenmesi için çağırmıştı.

Ama ekip bomba olmadığını söyleyince Obito'nun gerginliği biraz gitse de çoktan onlara bu paketi gönderebilecek olası kişileri kafasında tartmaya başlamıştı.

Paketin karton yüzeyinde elini gezdirmişti ve içini açtığında tahmin etmediği bir şeyle karşılaşmaı beklemiyordu.

"Madara-sama müsait mi?"

Korumalardan biri başını salladı.

"Kendileri dinleniyorlar, efendim. Eğer isterseniz uyanık olup olmadıklarına bakabilirim."

Obito elini kaldırdı.

"Lüzum yok."

Eli kapı koluna gitti ve yavaşça kapıyı açtı.

Madara odasındaki geniş camdan içeriye vuran ay ışığı eşliğinde dışarıyı izliyordu.

Yer yer ağarmış saçları ve nispeten toparlanmış bedeniyle bir çınar gibiydi.

Obito içeriye girdi ve saygıyla eğildi.

"Madara-sama."

Madara ona döndü ve yorgun bakışlarını orta yaşlarında olan adama dikti.

"Ne oldu, Obito?"

Obito doğruldu ve ellerini önünde birleştirdi.

"Bu sabah saatlerinde bir olay yaşandı, efendim."

Madara başını salladı.

"Evet duydum. Ölmüş, üstelik bir de kellesi benim adıma şirkete postalanmış."

Obito'nun paketin içinde görüp dehşete düştüğü şey gözleri sonuna kadar açık ve yüzünün her tarafına kan bulaşmış olan, Sakura'nın babasının kellesiydi.

"Sasuke'nin bu kadar hızlı bir karşı hamle yapması karşısında en iyi karşılığı vermeliyiz efendim."

Madara ellerini önünde kavuşturdu.

"Tıpkı torunumdan beklendiği gibi değil mi, Obito?"

Obito afallayarak karşısındaki adama baktı.

"Uchiha kanına sahip olduğunu nasıl da belli ediyor ama..."

Madara iç geçirdi.

Geçmişte olan hiçbir şeyi sineye çekmeyecekti.

Kızına tecavüz eden adamı asla unutmayacaktı.

"Yeni kartları ortaya sürme vakti geldi galiba."

Obito soluk ay ışığıyla yüzü aydınlanan adama baktı.

"Uluslararası bir telefon araması yap, Obito...Uchiha İtachi beni özlemiş olmalıdır..."





Kaosla beslenen canavar gibi bölümü yazdım heheheheehe işleri bok yoluna sürmeye gidiyorum 😈

Sasusaku ile kalın...

Sasusaku ile kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu arada,

Goddess of liberty yakında sizlerle...

Takipte kalın...

Hoşçakalın ꒰⑅ᵕ༚ᵕ꒱˖♡

Trouvaille🥀(Sasusaku Fanfiction) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin