200 Okunmadan selamlar...
İyi Okumalar...✨
Miraç Bey'in sorusuna cevap vermeden arabadan inmiş, eski evime geçmiştim. Evde kimse yoktu lakin evin anahtarının nerde olduğunu bildiğim için rahat davranmıştım. Tabii ki dadıma mesaj atmayı ihmal etmemiştim, hırsız değildim sonuçta.
Şimdi ise yeni evimde iki valizimi açmış, boş boş başlarında bekliyordum. Her şeyden geri kalmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum? Kesinlikle yarın eski düzenime geri dönmeliydim.
Valizin ön kısmından programımı çıkardım, duvarıma da bulunan büyük çerçevenin içine yerleştirdim. Bugün aksatmıştım programı, ne olacaktı? Gözlerim bugün yapmam gerekenler üzerinde dolaştı. Oldukça yoğun bir günü aksatmam iyi olmamıştı, dadım bunun hesabını kesinlikle soracaktı.
"Akşam yemeğine bekliyorlar, zahmet edip inecek misiniz?" Çınar'ın iğneleyici konuşması ile ona döndüm, kendisinin bakışları ise programımdaydı. "Hayır tuvalete gitme zamanını da yazmalılarmış, ne bu böyle?" Kafamı salladım, kolundan tutup çektim. "Hani bizi bekliyorlardı, hadi inelim." İlerletmeye çalıştım lakin bir milim bile kıpırdamadı.
Kolunun üzerindeki elimi sıktı sertçe, elimi kolundan çekti. Geriye doğru savurdu beni, ayağım yatağa çarptı. Düştüm. "Bir daha sakın, sakın bana dokunma." Yerimde doğrulmaya çalıştım, ayağımın acısıyla inledim. Çınar'ın odadan çıkmıştı, yatağa güç bela oturduğumda yanıma kimsenin gelmemesi için dua ediyordum.
Çorabımı çıkardım, bilek kısmım morarmıştı. Acısını fena halde çekecektim, ilaç sürmezsem. Yavaş yavaş ovmaya başladım, böylelikle acısı hafifliyordu anlık olarak. Kapımın tekrardan açılmasıyla ofladım, yalnız kalmak mümkün değildi. "Kızım, neden yemeğe gelmiyorsun?" Selim Bey'in merak dolu sesiyle ona baktım, yeşil gözleri hüzünle harmanlanmıştı.
Dudaklarımı birbirine bastırdım, gözlerimi yumdum bir, iki saniye. "Selim Bey, üzgünüm sanırım size ayak uyduramayacağım." Kafamı eğdim, yalnızdım. Kafamda hissettiğim el ile kaldırdım kafamı. "Tamam o zaman, biz sana ayak uydururuz." Başımı okşamaya devam ediyordu, kafamı iki yana salladım. "Lütfen Selim Bey, düzeninizi bozmayın."
Elini başımdan çekti, kucağında birleştirdi. "Selma, bana tekrar hamile kaldığını söylediğinde çok sevinmiştim. İçimde bir yerlerde bir his vardı sürekli, kız olacaktı. Doğruda hissetmişim, beşinci çocuğum kız olacaktı."
Derin bir nefes aldı, sol gözünden akan yaşı sildi. Bende derin bir nefes aldım, bana neden anlatıyordu bunu? "Annenin hamileliği boyunca ben ve abilerin havalara uçuyorduk resmen, doğumunu o kadar büyük bir heyecanla bekliyorduk ki..."
Kafasını kaldırdı, adem elması hareket etti yutkunmasıyla. Devam etti: "Doğduğun zaman, adını verdiğimiz zaman, çok mutluyduk. Sezen ( diğer kız) büyüdükçe değişti, uzaklaştı bizden. Biz onu ne kadar sevdiysek, o bizi o kadar sevmedi. Abileri ile sürekli tartıştı, kavga etti. O yüzden karşılar sana, o yüzden uzak duruyorlar."
Kuruyan dudaklarımı yaladım, konuşmasına devam etmesine izin vermeden ben konuştum. "Selim bey, karıştırılmak benim hatam değildi. Ne çektiniz veya Sezen size ne yaşattı bilmiyorum ama benimde pek güzel bir hayatım yoktu. Hatta bir hayatım yoktu, burada saygımı korudum." Kafamı salladım, boğazımı temizledim. Devam ettim.
"Çünkü geçmiş yaşamındaki insanların hatalarını, şimdiki insanların hayatına kesemem."
"Çok haklısın kızım, ben onlarla tekrardan konuşacağım. Şimdi rica ediyorum benimle aşağı iner misin? Beni kızına hasret bir adam olarak bırakma."
✨
Aşağı inmeyeceğime karar vermiştim lakin Selim Bey'in ısrarlarına dayanamamış aşağı inmiştim. Benim suçum yoktu evet ama onların da suçu yoktu.
Garip bir şekilde masaya oturduğumdan beri hiçbiri ben ile iletişime girmemiş yüzüme bile bakmamışlardı. Kesinlikle biyolojik annemin ve babamın uyarılarını dikkate almışlardı.
Sabahtan programı aksattığım ve zaten cezasını çekeceğini bildiğim için yemeği rahatça yiyebiliyordum. Cezayı çift dikiş yapardım, sorun olmazdı.
"Yarın alışverişe gidelim mi Beliz?" Selma Hanım'ım sessiz ortama bomba gibi düşen sesiyle ona baktım. Maalesef reddedecektim, sürekli ceza alamazdım. "Üzgünüm efendim, bugün programı uygulamadım. Yarında uygulamazsam vücudum bunu kaldıramayabilir."
Miraç Bey'in bakışları bana döndü, önceki günlerde gözlerinde gördüğüm nefret yerini boş bakışlar almıştı. "Vücudun neyi kaldıramayabilir?" Ayaklarımı birbirine sürttüm, dürüst mü olmalıydım? Derin bir nefes aldım, bakışlarımı yarısı yenmiş tabağıma indirdim.
"Programa uymadığım, aksattığım zaman çektiğim cezalar var. Bugün için zaten büyük ceza alacağım, yarın da istemiyorum bunu." Kafasını salladı, yemeğini yemeye devam etti.
"Beliz, burada kurallara uymak zorunda değilsin." Yiğit Abi'nin sözleri, kulaklarımda yankılandı. Böyle bir şeyi nasıl söylerdi? Sonuçlarını bilmiyor muydu? Çatalımı bıraktım, çok sıktığım için parmaklarıma bir rahatlama gelmişti. "Olmaz, dadım çok kızar." Sertçe verdiğim tepki, kaşlarının çatmasına neden oldu.
"Dadı mı? Sen dadıyla mı büyüdün?" Çınar'ın sorduğu soruya karşı kafamı salladım, dadım ben kendimi bildim bileli vardı. "Beliz, dadın burada değil. Sen artık bu evde yaşıyorsun, kurallara uymak zorunda değilsin."
Yanaklarımı şişirdim, ayağa kalktım. "Rica ediyorum, bana böyle tekliflerle gelmeyin. Ben halimden memnunum." Odama çıkacaktım, en azından ders çalışırdım. Merdivenin başına ulaştığımda kulaklarıma dolan ses ile duraksadım. "Kurallara bu kadar önem veriyorsan bu evinde kurallarına uymalısın, mesela yemek bitmeden kimse sofradan kalkmaz." Konuşan Çağrı'ydı.
"Herkes kendi kurallarına göre yaşasın o zaman, size afiyet olsun."
✨
İki gündür bulunduğum evde, odamda bulunan terasa ilk defa çıkıyordum. Demirliklere yaslandım, kafamı gökyüzüne doğru çevirdim. Yıldızlar çok güzeldi, her birinin kendi ışıltısı vardı. Bende yıldız olmak istiyorum, tek başıma gökyüzünde parlamak. Bir gün, orada olacağımdan emindim lakin parlar mıydım? Emin değildim.
Aşağıdan gelen sesler ile bakışlarımı çevirdim, tüm aile bireylerim çardakta oturuyordu. Yüzlerindeki gülümseme mutluluklarının bir kanıtıydı benim asla ulaşamayacağım. Daha fazla izlemek istemediğim odaya geri girdim. Valizimde bulunan laptopumu çıkardım, uzun zamandır açmadığım için tozlanmıştı.
İzlemek için film seçme çalışmaları içeri Çınar girince durdurmuştum. "Ne izliyorsun?" Dudaklarım kıvrıldı aşağı doğru, gözlerimi yeşil gözlerine sabitledim. "Daha seçmedim."
"Beraber izleyelim mi? Güzel bir film biliyorum."
✨
MERHABALAR💜
Nasılsınız?
Bölümler nasıl ilerliyor?
Bu arada 200 okunmayı geçmişiz, mutluluk verici bir olay.🎉🎉🎉
Sizde görmek istediğiniz sahneleri yazarsanız ona göre ilerleyebilirim💜✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Yıllar (Gerçek Aile)
ChickLitÜzerimi değiştirmiş, aşağı iniyordum. Konuşmanın hemen gerçekleşmesi lazımdı. Saat ilerliyordu ve ben henüz çalışmam gereken dersleri çalışmamıştım. Salona giriş yapacağım sırada kulağıma çalınan sesler, adımlarımı durdurmuştu. "Onu istemiyoruz...