Kaybolan Yıllar#14

30K 1.6K 298
                                    

İyi Okumalar...

Yelkovan ve akrep her dakika birbirini kovalıyor, zaman akıyordu. Adar'ın bana attığı mesaja hala dönmemiş, kararımı vermemiştim.

Çağrı'nın dedikleri aklıma yavaş yavaş düşerken ayağa kalktım. Saçlarımı söküp omuzlarıma dökülmesine izin verdim.

Adar'a annem ve babama sormam gerektiğine dair mesaj atmıştım. Yaptığım ne kadar doğruydu, tartışılırdı.

Merdivenleri çok rahat inmiştim fakat salonun kapısından açıp içeri giremiyordum, ters cevap verme olanaklarından çok güvenmemelerinden korkuyordum.

İlerledim küçük adımlarla, yanlarında durduğumda annem, başını babamın göğsünden kaldırdı. "Gel kızım, otur." Gülümsedim yüzüne karşı, tek kelimesi gülümsememe neden oluyordu.

"Ben izin alacaktım sizden, dışarı çıkabilir miyim?" Babamın kaşlarının çatılmasını bekledim, olmadı. Gülümsedi!

"Saat ondan önce gelmek şartıyla evet," kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. İzin vermişti! Bana izin vermişti!

"Kiminle çıktığını da öğrenirsem de iyi olur."

"Adar'la çıkacağım, geç kalmayacağız zaten. Parkta oluruz muhtemelen." Adar'ı tanımıyordum. Onunla tabii ki uzaklara gitmeyecektim, evin yakınlardaki parka oturmayı teklif edecektim.

Babamın yüzündeki ifade yavaş yavaş değişirken yutkundum, kararını değiştirmezdi değil mi? "Dikkat edin olur mu?"

Ayağa kalkıp yanıma geldi, eline nerden geçtiğini bilmediğim kartı uzattı bana. "Bu kartı da al, lazım olur." Utançla baktım yüzüne, param yoktu ama almakta istemiyordum. "Utanma lütfen, bu evde herkesin kartı var." Parayı alırken ellerim titredi, bunu babamda gördü.

"Teşekkür ederim, zorunda kalmadıkça harcama yapmam." Gülümsedi, başımı ellerinin arasına alıp hafifçe yanaklarımı okşadı. "O artık senin, canın ne zaman istiyorsa o zaman harcarsın."

Gülümsedim bende, onunla hiç fazladan konuşmamıştık. Yani henüz 'baba' diyecek kadar bir samimiyetimiz olmamıştı. "Teşekkür ederim, telefonum açık. Geç kalmayacağım zaten."

"Şaşırdım biliyor musun? Kabul edeceğini düşünmüyordum." Tahmin ettiğim gibi parka gelmiştik. Daha doğrusu ben istemiştim.

Yan yana duran salıncaklarda oturuyor. hafif hafif sallamıyorduk. "Ben, biraz değişiklik istedim."  

Derin bir nefes aldı, başını sağ tarafındaki demirleye yaslayıp beni izlemeye başladı.  Sessizlik akıp giderken bu durumdan sıkıldım, neden sohbet etmiyorduk.

"Beni nerden tanıyorsun?" Başını kaldırmadı lakin gözlerini yere indirdi.  "Arabamın,"

"Adar, ondan öncede bana mesaj atmıştın:'Kavuşuyoruz güzelim' içerikli."

Sıkıntılı bir nefes aldı, bilmemi istemiyor gibiydi.   "Yakalamışsın, zamanı gelince anlatırım olur mu?"  Gözlerimi gözlerine diktim, sürekli onunla buluşacağımı mı sanıyordu?  Yanılıyordu.  

"Bugünden sonra buluşacak mıyız ki?" Kaşlarını çattı, sallandığı salıncağı durdu. "Ne yani bundan sonra buluşmayacak mıyız?"

"Neden buluşalım Adar?" Şaşkınlıkla aralandı dudakları, gözlerini yere indirdi.

Kaybolan Yıllar (Gerçek Aile)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin