Kaybolan Yıllar#17

28.1K 1.6K 342
                                    

İyi Okumalar...✨

Yere düşen telefonum, yüksek bir ses çıkarmıştı. Meriç, kapının yanında bana şaşkınlıkla bakmaya devam ediyordu. Ayağa kalktım, yere düşen telefonumu umursamadan Meriç'in kolundan tutup içeri çektim.

"Sus ne olur? Ben bilmiyordum zaten, konuşmam da bir daha." Kolunu elimden kurtardı nazikçe, şaşkınlığını atmıştı. 

"Sakin ol, sana kızmayacağım."  Yatıştırıcıydı sesi, beni etkilemedi.   

"Ben bilmiyordum böyle bir şey söyleyeceğini. Engel olurdum, ben sevmiyorum zaten."

Omuzlarından tuttu, beni yerime sabitledi. "Sakin ol, kimseye söylemeyeceğim bir şey."  Emin olamıyordum ona güvenemiyordum.

Beni yatağa oturttu, komidinin üzerindeki su bardağını uzattı. Suyu içtikten sonra teşekkür ettim lakin hala korkuyordum.

"Aramızda kalacak, sana söz."  Kafamı salladım, gözlerime baktı bir süre.  Yutkundu önce ardından çalışma masamın sandalyesini çekti karşıma.    

"Belki geç kaldım ama ben tekrar özür dilerim Beliz, çok özür dilerim. Ben sandığın gibi biri değilim, sinir rahatsızlığım var. Bu bir neden değil ama her şeye yeniden başlayamaz mıyız?" 

Dudaklarımı ısırdım, yüz hatlarından gerçekten üzgün olduğu belliydi.  Yutkundum, konuşacaklarımı toparladım.  

"Ben, seni suçlamıyorum.  Yani artık suçlamıyorum, sonuçta geride kaldı.  Geriye bakarsak, ileriye gidemeyiz sonuçta."

Gülümsedi, gülümsemesi şükür eder gibiydi.   "Teşekkür ederim, beni affettiğin için çok teşekkür ederim."

Ben ne olduğunu anlamadan yanıma gelip kollarını sarmıştı bana, hissettiğim güvenle bende sıkı sıkı sardım kollarımı ona.

Yeni güne açtım gözlerimi, kolumu kaldıracağım sırada üzerindeki ağırlık buna engel oldu. Meriç, yanımda uyumuştu. Onu uyandırmadan yerimden kalktım.  Derin uyuyordu sanırım, ben yanımda biri hareketlenince direk uyanırdım. 

Elimi yüzümü yıkadım, odama geri geldim. Meriç hala uyuyordu, aklıma düşenler ile telefonu aldım. Dün Adar'ın yüzüne kapatmıştım, yüzüm utançla kaplandı.

Beni sevdiğini söylemişti, bana beni sevdiğini söylemişti. Telefonu açtığımda bir sürü bildirim arka arkaya düşmüştü, yutkundum.

Hepsi Adar'dan gelmişti.

İyi misin?

Ben birden söyledim, üzgünüm.

Cevap verir misin Beliz?

Tamam şimdilik utanmana bağlıyorum, yarın konuşacağız.

Seni seviyorum, unutma olur mu?

Yüzümde ne zaman oluştuğunu bilmediğim gülümsemeyi sildim, ne yazmalıydım? Birine danışmalı mıydım? 

Yavaş hareketlerle çıktım odadan, Yiğit Abimin odasının önüne geldim. Derin bir nefes aldım, çaldım kapıyı.

Gir, komutunu duyunca girdim içeri. Henüz kalkmamıştı, gözlerini açmıştı sadece.  Kafasını çevirip beni görünce doğruldu yerinde, kaşları çatıldı merakla.

"Bir şey mi oldu Beliz?" Kafamı salladım iki yana, yanına ilerledim. Yatağın uç kısmına oturdum, telefonumu sıkmaktan elim acıyordu. 

Kaybolan Yıllar (Gerçek Aile)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin