KaybolanYıllar#7

42.1K 2.1K 125
                                    

İyi Okumalar...

2000 okunma için teşekkürler 🙏🏻💜

"Kızım, olur mu öyle şey?" Annemin sorusu ile derin bir nefes aldım.  "Rica ediyorum, sadece odama kadar sonra geri iner."  Annem kafasını salladı, Yiğit abim hareketlendiği sırada Savaş abinin kalkmasıyla kaşlarımı çattım. 

"Size odanıza kadar eşlik edebilir miyim, hanım efendi?" Kolunu uzatmıştı girmem için.  "Tabiiki bey efendi." Odama girene kadar konuşmamıştık. "Teşekkür ederim Savaş abi, seni de yordum."

"Saçmalama kızım, ne yorması." Saçlarını karıştırmıştı cümlesini kurarken. "Vaktin var mı Beliz?" Kafamı salladım, bir on beş dakikam vardı.

"Oturabilir miyim?" Elimi uzattım, merak etmiştim. "Beliz ben seninle eski evin hakkında konuşmak istiyorum." Tereddütlüydü, sanki bir şeylerden korkuyordu. "Tabii, ne oldu?"

"Bana bu ceza uygulamasını anlatmanı istiyorum." Kafamı salladım, işleyişi ve programı anlattığımda derin bir nefes aldı. "Peki sana artık ceza uygulamasını kaldırman gerektiğini söylesem nasıl olur?"  Sunduğu teklife karşı ellerim titremeye başladı.  "Olmaz ki, olur mu ki? Dadım kızmaz mı?"

Kafasını iki yana salladı, ellerimi avuç içlerine aldı.  "Bak şimdi, dadın sana velilerin uyguladığı taktiği uygulamış." Kaşlarımı çattım, dadım benim kötülüğüm için bir şey yapmazdı zaten.   "Seni iyi yetiştirebilmek için seni ceza uygulamasına tabii tutmuş, sende böylelikle hiçbir hata yapmadan yaşıyorsun."

Hata elbette yapıyordum, fazla değil ama az. Devam etmesi için ellerini sıktım. "Bu uygulamanın bitmesinde sakınca görmüyorum ben, sen ne dersin?" Yutkundum, kalp atışlarım hızlandı. "Dadım kızmaz mı bana? Ben uygulamanın bitmesini çok isterim."

"Beliz artık dadı yok, sen ne yaparsan yap sana karışamaz." Kafamı salladım iki yana, o her yerdeydi.  "Onun her şeyden haberi olur, karışır."  Kafasını iki yana salladı, yeşil gözleri umutla bakıyordu bana. "Dadının artık senin üzerinde herhangi bir etkisi olamaz, sen artık buradasın. Güven bana."

"Hazır mısın?"  Kafamı iki yana salladım, değildim. Huzursuzdum, yapmayacaktım sanırım. "Savaş abi, yapmasak mı?" Dudaklarını sarkıttı: "Konuştuklarımızı hatırla Beliz. Aç kollarını iki yana, kaldır kafanı gökyüzüne doğru." Dediklerini yaptım, rahatlayacaktım. 

Derin bir nefes aldım, gökyüzünün maviliği bana cesaret verdi. Elimdeki kutuyu boşalttım aşağıya doğru, havada süzüldüler yavaşça.  İçimde olan ferahlamayla gülümsedim, ne kadarda kolaymış meğer. "Çok iyi geldi sanki ruhum hafifledi." Gülümsedi, güven vericiydi.   "Gel hadi, odana gidelim. Konuşacaklarımız bitmedi." Ona inanıyor ve güveniyordum. O yüzden ne derse yapıyordum. Garipti, sözde abilerimden daha iyiydi bana karşı.

Odama geçtiğimizde aynı pozisyonda oturduk, gözleri duvardaki programa takıldığında ayağa kalkıp programı inceledi.  "Buna uyuyor musun?" Kafamı salladım, arkasının dönük olduğunu hatırlayınca konuştum.  "Evet, sadece dün ve önceki gün aksadı." 

"Memnun musun peki? Çok yoğun."  Yanına ilerledim, benden bayağı uzundu.  "Memnun olup olmaman önemli değil, bana yapılan program bu."  Kağıdı çıkardı, yırttı.  "Ne yaptın sen Savaş abi?"

"Bana boş bir kağıt getirir misin?" Kaşlarımı çattım, hem programımı yırtmıştı hemde kağıt istiyordu.  "Sadece güven bana, sana zarar verecek bir şey yapmam."

Dudaklarımı birbirine bastırdım, kitaplıkta olan kağıtlardan bir tane çıkardım. Mavi, tükenmez kalemi aldım.

"İşte bunlar, ne yapacaksın ki?" Derin bir nefes aldı, göz göze geldiğimizde rahatlamıştım. Bana zarar vermeyecekti, inanıyordum ona.

"Beliz, şimdi sana daha hafif bir program yapacağız. En azından nefes almanı sağlayacak bir program, iznin var mı?" Yutkundum, dadımın haberi var mıydı? Kızmaz mıydı? "Dadım, bir şey demez mi?"

Derin bir nefes aldı, kaşlarını çattı. Bana salakmışım gibi bakıyordu. "Beliz, dadı yok artık. Bir daha göremeyeceksin onu, o yüzden sadece kendi hayatına bak." Kafamı salladım lakin dadımı özleyeceğim şimdiden belliydi.

"Şimdi bana, sevmediğin veya istemediğin özel dersleri ve kursları söyle."

Savaş abiyle yaptığımız yeni program yüzümü gülümsetmişti, hatta hafiflediğimi bile hissetmiştim. Özel derslerin hepsini kaldırmıştık çünkü derslerim gayet iyiydi. Kurslardan ise sadece gitar kursunu bırakmıştık, bir tek onu seviyordum. Pazar günleri ise tatilimdi, mutluydum.

"Ne yapmak istersin bugün? Zamanımın tamamını sana bıraktım." Omuzlarımı kaldırdım, dudaklarımı büzdüm. "Bilmem ki, boş zamanlarda ne yapılır?" Sıkıntılı bir nefes aldı, ensesini kaşıdı. "Önceden ne yapıyordun?"

Dudaklarımı sarkıttım, boş zamanım olmuyorduk ki. Bunu dile getirdim, gülümseyip ayağa kalktı. "Tamam o zaman hazırlanıp aşağı gel, ne yapacağımıza bakalım."

Savaş abinin odadan çıkmasıyla dolabıma doğru ilerledim, elime aldığım ilk kazağı ve pantolonu geçirdim üzerime. Saçlarımı hafifçe taradım, güzellerdi.

Odamdan çıktım, aşağı inmek yerine Çınar'ın odasına doğru ilerledim. Onu da çağıracaktım yanımda, belki gelmek isterdi. Odasının kapısı hafif aralıktı, konuşma sesleri geliyordu. Kim vardı yanında?

"Neden yaptın böyle bir şeyi Çınar?" Duyduğum ses sanırım Miraç Bey'e aitti. "Abi, ben ısınamadım Beliz'e. Evde de düşünmeden hareket eden Meriç abi var. Kolyeyi valize koyarken olayın bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştim, Meriç abinin ona bu kadar sert davranacağını düşünmemiştim. Asıl sen neden engel olmadın bana?"

Yutkundum, gözlerim doldu lakin ağlamadım. Uzun zaman sonra ilk defa doldu gözlerim. Bunu hak etmemiştim.

Geriye doğru döndüm, ayağım kapıya çarptı. Çıkan sesi umursamadım, odama geçtim. Yatağa yattım, cenin pozisyonunda. İçimde olan bu duyguyu adlandıramıyordum, neydi bu hissettiğim? Dudaklarımı sarkıttım, yıllar sonra ilk defa göz yaşlarım yanaklarımı ıslattı. Ben bunları hak etmemiştim.

"Beliz, neden gelmedin?" Yiğit abinin ne zaman geldiğini anlamamıştım, hala aynı pozisyondaydım. Oturur hale geldim, cevabını biliyor muydu soracağım sorunun? "Çınar neden böyle bir şey yaptı? Miraç Bey, neden izlemekle kaldı?" Karşıma oturdu, dizi dizime değiyordu.

"Nerden öğrendin? Onlar mı söyledi?" Kafamı salladım iki yana, kendim duymuştum her şeyi. "Ben duydum, onlar konuşurken." Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.  "İnan bilmiyorum güzelim, bende anlam veremedim." Kafamı salladım, o nereden bilecekti.  

"Kırgın mısın onlara?"  Omuzlarımı kaldırıp indirdim, ben kırgınlık nedir bilmiyordum ki.  "Bugüne kadar kimseye kırılmadım, daha doğrusu kırılmanın ne demek olduğunu bilmiyorum. Eğer böyle içten yanmak ise evet kırıldım sanırım." 

Benim tarafıma geçti, beni de koltuk altına aldı. "Şimdi boşver onları ne yapmak istiyorsun bugün?"  Yutkundum, sadece uyumak istiyordum.

"Sadece uyusak olmaz mı?"

Herkese Merhabalar!!!

Bölüm biraz kısa ve geçiş bölümü gibi bir şey oldu.

Kızımız cezalardan ve ağır programdan kurtuldu, sizce hemen adapte olabilecek mi?

Miraç ve Çınar'ın konuşmasını duydu, sizce Beliz'den özür dileyecekler mi? 

iremdemir68 ' e yorumları için teşekkür ederim.💜

Sınır: 50 Vote, 45 Yorum.

Kaybolan Yıllar (Gerçek Aile)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin