Chamber, Yoru'yu evinin önüne getirmişti. Tam o arada evin kapısı açıldı ve Yoru'nun annesi çıkmıştı. Yoru annesini görmüştü.
"Öpücük vermeden mi gideceksin..?" dedi Chamber. Yoru ise "Veremem annem bakıyor." dedi. Chamber merakla başını eğip baktı. Annesi de ona bakmıştı. El sallayınca kadın da el sallamıştı.
Yoru arabadan indi ve annesiyle bir şeyler konuştu. Yoru "Annem yemeğe kalsın diyor!" diye seslendi Chamber'a. Tabii fırsatı kaçırır mı pezevenk hemen gidiyor- dur oyunda Chamber'a sinirlendim hikaye akışıyla alakası yok buranın.
Chamber ise fırsattan istifade kabul etti, Yoru'nun odasını görme şansı da olacaktı böylece. Arabayı kitleyip kadına doğru ilerledi "Bonjour, madame." diyip elini öptü "Ben Chamber, tanıştığımıza memnun oldum."
Annesi çok da ingilizce bilmiyor olacak ki japonca bir şeyler söylemişti. Yoru "Kibarlığın hoşuna gitmiş ve tanıştığına memnun olmuş 'keşke sen de bu kadar kibar olsan' dedi bana." dedi gözlerini devirerek. Chamber kıkırdadı ve birlikte içeriye gittiler.
Yoru annesiyle bir şeyler konuşup Chamber'a döndü "Gel odama geçelim."
Chamber sırıttı "Oh, güzel teklif." Yoru yine göz devirmiş ve bileğinden tutup Chamber'ı odasına çekmişti.
Chamber merak etmişti "Annene ne söyledin?"
"Annem normalde bugün sushi yapacaktı, sana da ayrı bir şeyler hazırlamasını söyledim. Ramen olur mu dedi olur dedim. Olur değil mi?" dedi. Chamber kafa sallayınca ekledi "Çiğ hiçbir şey yok merak etme."
"Ramen'in ne olduğunu biliyorum, sadece daha önce yemedim." dedi Chamber ardından ekledi "Oh hem de japonun elinden yiyeceğim harika!"
Yoru "Annem güzel yapar, ramen yapmak kolay değil öyle herkes yapamaz." diyip çantasını köşeye bırakıp yatağa oturdu.
Chamber da yatağa ilerleyip yavaşça Yoru'nun kucağına oturdu "Yatakta oturabileceğin çok yer var." dedi Yoru, Chamber ise kıpırdanıp ellerini Yoru'nun yanaklarına koydu "Biliyorum ama en güzel yer burasıydı." dedi.
Yavaşça Yoru'nun yanağını okşadı Chamber bir yara izi dikkatini çekmişti "Buraya ne oldu?" diye sordu okşamaya devam ederken.
"16'ımdayken motor kazası yapmıştım. Ondan kalma bir iz."
"16'ında motor mu sürüyordun? Buna izin var mı?"
"Hâlâ sürüyorum ama ehliyetim yok. Yani izin de yoktu..."
"Yaramaz..." diye fısıldadı Chamber ve yaranın üstünü öptü. Yavaş yavaş öperek dudağına ilerledi. Uzunca dudaklarını öptükten sonra üstünden kalkmıştı.
"Yoru biz bir şey unuttuk." dedi Chamber. "Ne unuttuk?" diye sordu Yoru.
"Hani okuldan bir saat sonra klüp etkinlikleri başlıyor ya... Bugün de klüp günü... Ve ben müzik klübünün başkanıyım ne olursa olsun katılmalıyım." dedi.
Yoru "Geri gideriz daha zamanımız var sonuçta?" dedi. "Ama annen içeride yemek hazırlıyor, onu bırakıp gidemem de..." dedi Chamber panikle.
Yoru kıkırdadı "Daha hazırlamıyor yemeği, bu saatte yemek mi yenir, salak."
"Öyle mi?" dedi saatine bakarak. Gerçekten de saat daha akşam yemeği için erkendi.
"Ben anneme durumu açıklarım sonra geri geliriz. Sen de istersen tabii." dedi Yoru. Chamber "Tabii ki de isterim!" dedi.
Yoru ayaklandı "Tamam o zaman sen çık ben anneme haber verip geliyorum."
Chamber dışarı ilerledi o arada Yoru annesiyle konuşup gelmişti.
Chamber "Baban işte mi? Kardeşin var mı?" diye sordu.
"Annem ve babam ayrıldığı için buraya geldik, babam ve ablam Japonya'da ben de annemle gelmeyi tercih ettim." dedi Yoru. Chamber "Özür dilerim..." dediğinde Yoru "Sorun yok." demişti.
Arabaya bindiklerinde Chamber bir süre bekledi "İyi ki buraya gelmişsin." dedi.
Yoru ise gülümsedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valorant Highschool
FanfictionYorunix - Slight platonic Jeon, Yomber fanfic. Valorant School Au.