Yoru, Phoenix'in elini tuttuğu gibi okulun dışına koşmuş gelen minibüse bindirmişti. Şoföre iki kişilik ücreti uzatmış ve boş olan iki kişilik koltuğa ilerlemişti.
"Cam kenarına ben oturucam." diyip kendisi oturdu sonra salak salak gülen Phoenix'e baktı "Otursana." dedi.
Phoenix "Aayy ay..." diyip Yoru'nun yanına oturdu. Yoru kafasını cama yaslamış telefonuyla uğraşıyordu. Kafasını uzattı, yazıların hiçbirini okuyamıyordu "Japonca mı bu?" dedi. Yoru "Sen benim telefonuma mı bakıyorsun?" dedi yalancı kızgın bir sesle.
Phoenix "Zaten bir şey anlayamıyorum baksam ne olur?" dediğinde Yoru ekranını kapattı "Ya galerime bakıyor olsaydım?" Phoenix küçük bir onaylama sesi çıkardı "Haklısın..." dedi önüne döndü.
Yoru kıkırdadı "Şaka yaptım, bakabilirsin." dedi. Phoenix "Yok bakmayacağım, her insanın kendini övmek için çektiği fotoğraflar vardır illa ki." dedi mahcup bir şekilde. Yoru şaşırmış bir şekilde "Galerinde neler var senin..." dedi. Phoenix "Ne yani sende yok mu?" dedi sessizce.
Yoru "Ne olduğunu bilmiyorum galerinde, gösterirsen anlamış oluruz?" diyip sırıttı. Phoenix "Yokmuş sende ben anladım." diyip konuyu değiştirmeye çalıştı. Yoru cıkcıkladı "Neler atıyorsun sen kızlara... Yere bakan yürek yakan olduğunu bilmiyordum." dedi ayıplarcasına.
Phoenix "Ne kızı aaaaa yok öyle bir şey yaa..." dedi panikle, sadece kendini tatmin ediyordu. Zaten daha önce hiç sevgilisi de olmamıştı. Kızarabilse muhtemelen domates olmuştu.
Yoru "Ben anladım anlayacağımı." dedi. Phoenix kekeledi "Yanlış anladın." Yoru kafasını yana eğdi "Phoenix sorun yok, biz arkadaşız be. Utanma bu kadar." Phoenix ağzını açtığında Yoru onu susturdu "Boş ver gel hadi galerime bakalım." diyip kafasını Phoenix'in omzuna koyup ona yaslandı.
Galerisini açtı ve fotoğraflarını göstermeye başladı Yoru. Bir kızla olan selfiesini açtı "Bak bu da ablam Hiru." dedi. Ablası resmen Yoru'nun kız haliydi "Ben ablan değil ikizin falan derdim." dedi Phoenix. Yoru kıkırdadı "Herkes öyle sanıyordu." fotoğrafları geçmiş Yoru'nun mavi maskeli olduğu bir fotoğrafa denk gelmişlerdi. Üstündeki ceket, eldivenleri ve maske aynı desenlere sahipti. Phoenix, Yoru'nun çok çekici olduğunu düşünmüştü, elindeki kanlı sopayı görene kadar "Yoru???" dedi şaşkınca. Yoru gergince gülümsedi "Ergenlik zamanlarımda bir çeteye mensuptum... Yani buraya taşınana kadar daha doğrusu." dedi.
"Kıyafetlerin çok hoş ama... Ben bir katille mi arkadaşım..." dedi yalancı bir ağlamayla. Yoru da seslice gülüp minibüsteki tek tük insanları rahatsız ederken konuştu "Yok be kavgalara çok karışırdık." yüzünü dönüp patlamış kaşını gösterdi. Phoenix şaşkınlıkla konuştu "Ben o çiziği sen attırıyorsun sanıyordum... Yara mıydı hep??" Yoru kafasını sallayıp onayladı.
"Tek yüzüm olsa neyse bütün vücudum yara bere dolu." dedi kolundaki yarıkları gösterirken. Phoenix kafasını salladı, her bir yarasıyla tek tek ilgilenmek, öpmek istiyordu ama tabii ki de bunu söylemedi "Burada öyle şeyler yapamazsın artık benim korumam altındasın." dedi.
Yoru "Ooo artık bodyguardım var." dedi, Phoenix de "Tabii, ama kastan değil etten duvar örebilirim anca... Yüzme ile uğraştığım için vücudum şekilli ama ağırlık kaldırmıyorum sonuçta." diye cevapladı.
İkisi de güldü ve bir süre sessiz kaldılar. Çarşıya gelmişlerdi. Önce Phoenix'in isteği üzerine yüzüklere bakmışlardı, daha sonrasında kıyafet, ayakkabı derken internet kafede bulmuşlardı kendilerini.
İkisi de iyi oyunculardı, birlikte 3 saat CS:GO oynamışlardı hep takımı ikisi taşıyordu. Güzel duo olmuşlardı. En sonunda ise hamburgerciye gidip günlerini tamamladılar.
Okulun önünde inmişlerdi. Evleri ters yöne düşüyordu. Phoenix ensesini kaşıdı "Bunu bir ara tekrar yapalım?" dedi. Yoru "Kesinlikle." dedi ve evlerine gittiler...
Oyuna istedikleri kadar karakter getirebilirler ama hâlâ oyunun en zevkli karakteri Phoenix. Öz evladım ya oynarken aşırı zevk alıyorum.
Allah'ım Yorunix neden bu kadar güzel???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valorant Highschool
FanfictionYorunix - Slight platonic Jeon, Yomber fanfic. Valorant School Au.