Arkamı dönüp kapıdan çıkacakken Tarık'ın bağırmasıyla durdum.
" Kocanı bulduk !! "
Doğru duydum değil mi ? O gereksiz adamı bulmuş mu ? Yıllarca uğramamış, haber verme niyetinde bile bulunmayan adam şimdi bulunmuş muydu ?
" Nerede şuan ? "
" Gitme. Götüreyim. "
" Bu zamana kadar hayatıma mani olan adam şimdi olamayacak. Akşam geldiğimde görürüm. Sakın ben gelmeden bir şey yapma. Dokunma. "
" Bunun sözünü veremem. "
Gitmemem için elinden geleni yap Tarık aferin.
" Çok uzakta mı ? "
" Hayır. Alt katta. Gidelim. "
Bu evin alt katıda mı vardı ? Daha bilmediğim neler var acaba. Kapalı bir kapının ardından uzanan merdivenlerden iniyorduk. Burası üst katların aksine daha soğuk ve renksizdi. Tekrar bir kapıdan geçip bolca adam olan bir yere geldik. Bizim gelmemizle adamlar kenara çekilmişti. O zaman karşımda gördüğüm şey, elleri ve kolları bağlanmış, yüzü morarmış hatta burnundan kan gelen bir adamdı. Beni görünce çırpınmaya başladı.
" Sana dokunma demiştim. "
" Ben dokunmadım zaten adamlarım dokundu. "
Ben sandalyede çırpınan adamın yanına doğru ilerledim. Karşısında durup etrafımızda ki adamlara baktım.
" Ayaklarını çözün. "
Adamların hepsi Tarık'a baktı. Neyse ki o da sorun çıkarmadan kafası ile onayladı. İşte şimdi karşımda yıllarca beklediğim adam duruyordu. Öyle acizdi ki... Ağzında ki bantı hızlıca çektim. Tabii hemen yalvarmaya başladı.
" Duru. Lütfen çöz beni. Söyle adamlarına bıraksınlar. Ne istersen yapacağım. Yalvarırım çözsünler gidiyim. "
" Kesss sesiniii !! Boşanmayı kabul ediyor musun ? "
" Bırak beni. Söz boşanacağım. "
" Verin kağıtları imzalasın. "
Kağıtları imzaladığından emin olduktan sonra gitmek için arkamı döndüm.
" Hee. Pardon az kalsın unutuyordum. "
Biraz önce arkamı döndüğüm adama var gücümle bacak arasına dizimi geçirdim. Bunu beklemediği için kendini koruyamadı ve iki büklüm kıvranmak zorunda kalmıştı. Tarık'ta yaptığım bu hareketin karşısında ' Ooovvvvv ' diye ses çıkararak tepki vermişti. Şimdi geride bıraktıklarımın önemi yoktu işte. Sakinliğimi koruyarak oradan uzaklaştım. Yanına gitmem gereken biri vardı. Üstelik geç bile kalmıştım. Hızlıca merdivenlerden çıkarken Tarık kolumdan tutup durdurdu beni.
" Konuşmamız lazım. "
" Sırası değil şimdi. Çok geç kaldım. "
" Çok hızlısın Duru. "
" Bana o aileye gelin olarak gir diyen sendin. Bende rolümün hakkını vermeye çalışıyorum. İzninle gitmem gerek. "
Kolumu ellerinin arasından sıyırıp arabaya doğru ilerledim. Beni Arda'ya karşı kullanan, aileye gelin ol diyen ve yine yavaş ol, buluşmaya gitme diyen adam aynı kişiydi. Hayır anlamadığım yaptığım her hareketten şikayetçiydi. Madem karışacaksın, yaptığım şeyleri beğenmeyeceksin o halde beni kullanma. Bu oyuna bayılmıyorum ben. Tek bir kişiden alınacak intikam için kaç masum insanın canını yakmak zorunda kalıyorum ben. Uzun bir yolculuktan sonra mekanın bulunduğu caddeye geldik. Dışarıdan bakıldığında anlaşılacağı gibi yine zenginlerin takıldığı bir mekan olduğu çok belliydi. Bu çocuk hiç mi normal mekana gitmez ? Arda'yı görünce yanına doğru ilerledim. O zaman gördüm ki yanında biri daha vardı. Beni görünce ayağa kalkan Arda'yı göründe arkası dönük olan kişi bana baktı. Tam tahmin ettiğim gibi. İclal. Eşeğini sağlam kazığa bağlamazsan eğer gelip çözerler böyle işte. Bu kız ortalıktan kalkmadıkça ben rahatça intikam alamayacağım gibi görünüyor. Çevremizdekiler gibi yüzüme sahte bir gülümseme takılarak yanlarına gittim.
" Geç kaldım Hayatım. Kusura bakma. "
" Önemli değil Sevgilim. İclal ile muhabbet ediyorduk bizde. "
İclal' e doğru dönüp homurdandım.
" Canım senin işin falan yok mu ? "
" Yok canım. İşim kahve falan içmek. "
" İyi o zaman kahveni de al başka bir yerde iç. Farkındaysan sevgili olarak ilk buluşmamız. Yalnız kalmak istiyoruz. "
Ben söylemek istediğimi dolandırmadan ve kaba bir şekilde söyleyince morali bozuldu. Kahvesini de alıp arka masalardan birine geçti. Daha en başından beri gözü Ardadaydı biliyorum. Onun alamadığını ben ondan önce alınca bir hayli kızmıştır bana biliyorum. Zaten bir tane arkadaşım vardı. Onu da intikam yolunda kaybetmiştim. İclal'i o şekilde yolladığım için bende üzgündüm ama yapacak başka çarem yoktu. Neyse ki Arda benim gibi bu konuya çok takılmamıştı. Hemen muhabbeti açmıştı. Bizim gülüp eğlenmemiz İclal'in hoşuna gitmemiş gibiydi. Sürekli dönüp dönüp bize bakıyordu. Buluşmamızdan şikayetçi olan biri daha var sanırım. Mesaja bakılırsa eğer bu oyuna ara vermemiz gerekecek.
" Duru. Hemen eve gelmen gerek. Planda değişiklik yapıyoruz. "
Bu mesajı almamla toparlanıp oradan uzaklaşmam bir olmuştu. Hayatımda ilk defa bu kadar hızlı yürümüş hatta koşmuştum. Büyük ihtimalle benim gitmemle İclal hemen Arda'nın yanına damlamıştı. Gerçekten Tarık çağırmamış olsaydı eğer elimden kurtulamazdı. Gerçi bugün olmadı illa bir gün o kız benim elimde kalacaktı. Abisine uyuz oluyordum. Neden bu kıza da olmayayım ki ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNE
Storie d'amoreOnsuz hayat çekilmiyormuş. evlerinin önüne gittiğimde cesaretimi kaybettim. Kapının önünde bir aşağı bir yukarı dolanıp durdum. Ne diyecektim ki. Ailesi asla biz olmaya izin vermeyecekti. Üstelik ' O senin abin. ' diye sürekli başıma vuran biri de v...