Ayağımın çatlamasının üzerinden tam 1 hafta geçmişti. Doktor kontrolü gelip çatmıştı işte. Eskisi gibi üzerine basınca çokta ağrımıyordu zaten. Bir gayret üzerime rahat şeyler geçirip merdivenlerin başına gittim. Bir kaç basamak inince Çağatay gelip koluma girdi.
" Tutun bana haydi. "
" İstemez. "
Kolumdaki Çağatay'ı itmiştim. O da daha fazla inat etmeyip basamağın başında beklemeye karar verdi. Ellerini cebine sokmuş inişimi seyrediyordu. Ona inat canım ne kadar acırsa acısın merdivenlerin yarısını indim. Hayır anlamadığım neden bu kadar çok basamak var. Tek kişi yaşayan bir insan için giriş kat bir dairenin nesi var anlamam ki. O sırada Tarık geldi. Çağatay'ı orada dikilmiş görünce sinirlenmiş gibi bir hali vardı.
" Çekirdek getireyim mi Çağatay ? Dizi izler gibi izliyorsun yardım etsene. "
Çağatay hiç oralı olmamıştı. Hala beni izliyordu. Tarık ona bir bakış attıktan sonra koluma girdi.
" İstemiyorum. Ben tek başıma inerim. "
Onu itmek için kolumu kıpırdattığım da dengemi kaybettim. Düşmek üzereyken Tarık belimden kavrayarak kendisine doğru çekmişti. Nefesi dudaklarımı yakacak kadar yakınlaşmıştık. Bu mesafeden gözleri çok derin ve aşırı çekiciydi. Yüz hatları oldukça belirgin bir hal almıştı. Bu sessizliği Çağatay'ın alkışları bozmuştu. Hem alkış yapıyor hemde basamaklardan iniyordu. O sırada ikimizde biraz uzaklaştıktan sonra ona doğru baktık.
" Bravo. Çok duygusal bir sahneydi. Bittiyse gidebilir miyiz artık ? Geç kalıyoruz. "
Yaşadığımız o olaydan sonra biraz mahcup olmuştum. Yanaklarımda kızarmaya başlamıştı üstelik. Kafamı önüme eğip bana yardım etmelerine izin verdim. Araba da bende dahil kimse konuşmuyordu. Çağatay direksiyon da olduğundan müzikte açamıyordum. Çareyi kulaklığımı takıp yolu izlemekte buldum. İstanbul'u hiç bu kadar güzel bulmazdım. Demek ki bizim gecekondu mahallesinden bakınca çirkinmiş. Diğer semtlere bakılırsa eğer iyi ki burada yaşıyorum hissi uyandırıyor.
O kadar yüksek sesle müzik dinliyor muşum ki bana söylenen hiçbir şeyi anlamamışım. Tarık kulaklığımı çıkartana kadar kendim de değildim.
" Telefonun çalıyor. Son ses dinleme dedim şunu. Kulaklarına zarar. "
Arayan İclaldi. Beni neden arar ki o. Aramızda bu kadar kötüyken. Savaş bayraklarını sallamışken beni araması saçma değil mi ? Açıp öğreneceğiz.
" Efendim İclal. "
" Abim. Seni soruyor. Gelebilir misin ? "
" Selim'e bir şey mi oldu ? Neden soruyor beni ? Korkutma da söyle İclal. "
" Abimi bıçaklamışlar. Şimdi evdeyiz. Kendine gelince seni sordu. Gelip görebilir misin ? "
" Hemen geliyorum. "
Telefonu kapatıp Çağatay'a gideceği yeri söyledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNE
RomanceOnsuz hayat çekilmiyormuş. evlerinin önüne gittiğimde cesaretimi kaybettim. Kapının önünde bir aşağı bir yukarı dolanıp durdum. Ne diyecektim ki. Ailesi asla biz olmaya izin vermeyecekti. Üstelik ' O senin abin. ' diye sürekli başıma vuran biri de v...