Ağırlaşmış göz kapaklarım ile Arabanın kapısı açtım. Etraf zifiri karanlıktı,hava erken kararıyordu.Arabadan inmem ile temiz hava vücudumu ele geçirdi. Gözlerimi kapatıp yüzüme çarpan rüzgarı hissettim.
Bir kaç saniye olsada huzuru ruhsal olarak tatmıştım.
Elime değen soğuk eller ile kendini toparladım boşa hayal kurup daha sonra kırılan olmak istemiyordum.
Eve girdiğimizde bizi karşılayan kadın çalışan ile göz göze geldik. Bu kadın geçen konuştum kadındı.
Bana hürmet ediyordu, ama ben bunu istemiyordum. Evet insanlar birbirlerine saygı göstermeli. Ama böyle değil.
"Uyumak istiyorum."
Barın ellerini yüzümde birleştirdi.
"Bugün çok yoruldun haklısın,ama yemek yemelisin. Bünyen zayıflar ve hasta olursun."
Her ne kadar uyumak istesemde bu onu dinlemeyecekti. Salona girip koltuklardan birine oturdum.
Gözlerim ile telaş içinde kurulan sofrayı ve çalışanları izledim. Hangi insan Barın gibi birisine hizmet eder?
Gerçi evden aç çocukları, kendini içkiye adamış kocası olan, ayakları üzerinde durmak isteyen,okumak için çalışırlar.
"Sofra hazır efendim."
Koltuktan kalkıp masaya yaklaştım. Gözüme ilk Turşu çarptı.
Annem ölmeden önce hamileydi. Ve öldüğü gün cinsiyet öğrenmeye gidecektik daha sonra bir hamburgerciye.
Çünkü ben 7 yaşıma kadar hiç hamburger yememiştim. Ve o gün annemi ikna edip gidecektik. Ama...
Ama ben herşeyi mahvettim. Annem, onu ben öldürdüm. Cansız bedenine dakikalarca baktım.
7 yaşındaydım. Tam tamına 7, öksüz kaldığım, hayallerimden vazgeçtiğim yaş.
Annem en sevdiğim yemeği salçalı makarna yapmıştı. Makarna tabağını bana verip bana çizgi film açmıştı.
Başımı okşayıp banyoya gireceğini, yaramazlık yapmamamı söyledi. Başımı sallayarak onay vermiştim.
Daha sonra makarnam bittiğinde tabağı mutfağa götürdüm. Tam o sırada tüp açıktı.
Gözlerimi iyice açıp mavi-Turuncu ışığa bakıyordum (o zamanlar ona göre ışık.). Hemen duvara sabitli olan sarı bir sap vardı.
Sapı bir sağa bir sola hareket ettirmeye başladım. Bu gerçekten zevkliydi yada ben öyle zannediyordum.
Bahçede bana salıncak yapan babam,bana salıncağı göstermek için beni yanına çağırdı. Koşarak bahçeye gittim.
Tam o sırada açık olan gaz(saptan çıkan) açıp olan tüp ile temas etmiş.
Ve saniyeler sonra ev aletler içinde kaldı. Babam beni kucağına alıp arka bahçeden çıkardı.
Annem dumanları fark ettiğinde çıkmaya çalışmış. Fakat kilitli olan banyo kapısı takılmış.
Akmak için hazır olan göz yaşlarımı çaktırmadan sildim. Masaya oturup yemek yemeye başladım.
....
"Bahçeye çıkabilir miyim?"
Sorumu televizyon izleyen Barına yönelttim. "Uyumak istemiyor muydun?"
"Temiz hava almak istiyorum daha sonra uyurum."
"Tamam çık. Ama çok durma hava soğuk."
Adımlarımı bahçeye yönelttim. Heryer yemyeşil rengarenk olan çiçekler. Resmen huzurun beden almış hali.
Gözlerimi kapatıp elimi çiçeklerin üzerinde gezdirdim. Verdiği o his... muazzamdı.
Dış dünya şuanlık için benim gözümde anlamını yitirmişti.
Gözlerim hala dış Dünyaya kapalıydı. Aniden göğsüme saplanan acı ile gözlerimi açtım.
Ve bir kez daha
Ve ikinci kez daha
Ve üçüncü kez daha
Acım 3 kat daha artmıştı. Bacaklarımda sıcak bir sıvı akıyordu. Zorlukla başımı eğdim. Bu bir,
Kan.
Adımın haykırışlarını duyuyordum fakat nereden geldiği algılamıyor, göremiyordum. Gelen silah sesleri çiftleşmiş, renkler soluklaşmıştı.
Etrafıma baktım.
Barın karnının tam ortasındaki kırmızı leke ile bana koşuyordu. Her koştuğunda başka yerlere de kırmızı leke bulaşıyordu.
Barın elim tutacak iken yere yığıldım. Bedenim bunu bilinçsiz yapmıştı.
Ağzımdan sıcak bir sıvının aktığını hissediyordum. Vücudum üşüyordu, barın yüzüme ufak darbelerde bulunup uyanık olmamı sağlıyordu.
Gözlerim tekrar gözlerim kapandı. Fakat bu sefer açılmadı.
Ve karanlığa teslim olurken duyduğum son cümle bir yalvarış, haykırış, çaresizlik cümlesiydi.
"Lütfen... Lütfen Arya sende Ailem gibi beni bırakma."
.....
Upss bitti!!
Ya Arya ölürse!?
Yakında Kurt veya Kelebeğin haykırışı'ndan biri final olacak. Sizce hangisi? Hatta finali yazdım.🤜
Hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin İsyanı
ChickLit"Neden kelebek?" "Çünkü onlar yanlış anlaşılmış canlılardır. Herkes onların ömürlerinin 24 saatten ibaret olduğunu zannediyor." Derin bir nefes alıp "Bu yüzden bazıları onlara karışmıyor bazıları ise gaddarca davranıyor. Onlar yani Kelebekler benim...