BÖLÜM-17-

4.1K 99 5
                                    

İYİ OKUMALAR CANLAR... :)))

______________________________

Tedbir amaçlı o günü hastanede geçirdikten sonra sabahına erkenden eve gelmiştik Lavin ile. Şimdi ise Lavin beni koltuğa yatırmış, üstümü örtmüş ve mutfağa bana, e pardon bize çorba yapmaya gitmişti. Bize...

Ben artık tek değildim. 

Artık o vardı. Karnımda taşıdığım, yaşam savaşı veren küçük can. 

Ay gözlerim dolmuştu bile şimdiden. Hep okurdum, hamile kadınlar bu süreçte çok fazla duygusal olurlarmış. Peki ya ben? Duygusal olacağım, sürekli bağırıp çağıracağım, bir şey aşerdiğimde hemen alıp getirecek bir kocam olacak mıydı?

Bebeğimin babası bizim yanımızda olacak mıydı?

Neden bizi terk ettin Ayaz? Bunun bir sebebi olmalıydı. Ayaz gitmiş olabilirdi ama gözleri, aklı, kalbi bendeydi. Bunu hissediyordum ama artık her şey için çok geçti. O gitmişti. Bana bir elveda bile demeden gitmişti. Aşkımızı, sevgimizi bu kadar basitleştirip, beni terk etmişti.

Gözümün içine baka baka. 

Burnumu çektim hafifçe, artık ağlamayacaktım. Çünkü düşünmem gereken bir bebeğim vardı. Artık onun için daha dik olacaktım. Onun için hayata sıkı sıkı tutunacaktım. Artık ben eski Asu olmayacaktım. Kendimi de, bebeğimi de kimseye ezdirmeyecektim.

Camdan dışarıyı izlerken Lavin, elinde bir tepsiyle ve mis gibi kokan bir kase çorba ile içeri girdi. 

Biraz dikleştim ve kaseyi kucağıma aldım. Mis gibi yayla çorbası yapmıştı kardeşim. En sevdiğim çorbalardan biriydi ve bunu en iyi o biliyordu.

Bir kaşık aldım ve... tadı inanılmazdı. 

Gözlerimi sımsıkı kapattım ve,

''Lavin bu inanılmaz. Nasıl yaptın bunu?'' dedim heyecanla.

Lavin hafif öksürüp,

''Asu sana bir şey söylemem gerek'' dedi baya ciddi bir tavırla.

O öyle ciddileşince ben de ciddileştim ve kaşığı tepsiye bırakıp Lavin'e  odaklandım. Lavin hafif bana eğilerek, gözlerimin içine baktı.

''Benim sihirli güçlerim var Asu'' dedi sonra kahkaha atmaya başladı.

Ben ise gözlerimi sinirle kapattım ve dudağımı dişledim. 

''A. Asu yüzünü.. yüzünü görmeliydin'' dedi karnını tutup, gülmeye devam ederek.

Tepsiyi, ortadaki masaya bıraktım yavaşça ve yorganı ayaklarımdan çekip dizlerimin üzerinde durdum. Ellerimi belime koydum ve Lavin'in gülmesinin bitmesini bekledim. Kısa süre sonra Lavin bana baktı ve bu sefer yüzünde gülümseme değil, korku oluştu. 

Bu sefer gülen bendim. 

Elime aldığım yastıkla Lavin'e vurmaya başladım. 

''A. Asu.. Dur.. Bak.. Y. Yapma'' dedi bağıra bağıra kaçarak aynı anda da gülüyordu.

Ben de gülüyordum ve evde onu kovalıyordum. Lavin hamile olduğum için bana vuramıyordu ama tehdit edip edip duruyordu. Ben ise ona dil çıkarıyordum. 

Mutluydum...

Her şeye rağmen gülmektir, büyümek. Bir gün bu zorlu günlerime, yanımda bebeğimle bakıp güleceğime inanıyordum...

KARLI SOKAK MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin