KARLI SOKAK MAHALLESİ

-ELVEDA-

GÖZLERİM YAŞLI BİR ŞEKİLDE YAZIYORUM BU SATIRLARI...

ÇÜNKÜ KARLI SOKAK MAHALLESİ HİKAYESİ ARTIK BURADA SONLANMAK ZORUNDA :(

ÜZGÜNÜM.. ANCAK KİTABIMA OLAN İLGİNİZ VE BENİ BU YOLDA DESTEKLEMENİZ, İNANIN BENİ BU GÜNLERE GETİREN EN ÖNEMLİ ETKEN. 

O YÜZDEN TEKRAR VE TEKRAR SİZLERE TEŞEKKÜRLERİMİ İLETİYORUM. 

ASLINDA AYAZ VE ASU AŞKI BURADA BİTMEMEKTE, ONLAR HER ZAMAN KALBİNİZDE VE KALBİMDE VARLIKLARINI SÜRDÜRECEK, BU HİKAYE DEVAM EDECEKTİR. 

NE ZAMAN TEKRARDAN ONLARIN AŞKINI HATIRLAMAK İSTERSENİZ, KİTABIMI TEKRAR VE TEKRAR OKUYABİLİRSİNİZ. :))

SİZLERİ SEVİYORUM KARLI SOKAK MAHALLESİ AİLESİ ^^

(MEDYADA Kİ ŞARKI İLE OKUYUN :) )

__________________________________________

Evet... 

Artık yolun sonuna gelmişiz gibi hissediyordum. Bir yandan üzgün, bir yandan mutluydum. Üzgündüm çünkü sonları sevmezdim, mutluydum çünkü mutlu bir sona ermiştim, ermiştik... Birlikte.

''Ne oldu Asu'm?'' dedi Ayaz merakla. 

Gözlerim dolmuştu. Normaldi ama değil mi? Sonuçta bir elvedaydı bu. 

''Yok bir şey canım'' dedim ve öpücük yolladım ona. 

O da gözlerini kapatıp, açtı, gülümsedi beyaz dişlerini ve gamzesini göstererek. Oturduğu koltuktan kalkıp, yanıma geldi. Koltuğun üzerinde ki kumandadan televizyonu kapattı ve gelişigüzel masaya fırlattı. Onu saniye saniye izleyip, gülümsedim. Belli ki koca bebeğim, biraz ilgi istiyordu. Gözlerime hayran hayran bakıp, bana doğru hafifçe eğilip, dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Hemen gözlerim kapandı ve ellerim ensesine dolandı. O minik öpücük sanki biraz iyi niyetinden çıkıp, sertleşince, dudaklarımı hafif geri çekip gülümsedim ve derin bir nefes alıp bu sefer ben yapıştım o müptelası olduğum dudaklarına. 

Ayaz beni kucaklayıp, yerime yani kucağına oturtup, daha rahat bir pozisyonda beni öpmeye devam ederken eliyle kısa kollu tişörtümün altından yukarıya doğru çekiştirmeye başladı. Onu öperken, dudaklarım yana doğru kıvrıldı. 

Ona yardım etmek için dudaklarından ayrıldım ve üstümdeki tişörtümü ben çıkardım. Her yaptığım mimiği ve hareketi kaçırmamak için dikkatle beni izliyordu. Ben de sanırım onu kışkırtmak için onun gözlerine baka baka yapıyordum her hareketimi. Yılların verdiği bir tecrübeydi bu. 

Sadece sütyenimle kalmıştım. Ayaz'ın gözleri vücudumun her yerinde gezinirken, bende onun güzel yüzünü bulduğum her fırsatta yaptığım gibi dikkatle inceledim. Yıllar onu hiç yaşlandırmamıştı. Evleneli tam 6 yıl olmuştu. Ben yirmi sekiz yaşıma o da otuz dört yaşına girmişti ancak o hiç değişmemişti. Halen daha gördüğüm ilk günkü gibi yakışıklıydı. 

Elleri sütyen kopçamı aşağıya indireceği sırada üst kattan gelen yüksek sesli bir ağlama ile durmuştu. Sesli bir soluk vererek, kafasını boyun girintime sokmuştu. Ben de gülerek, saçlarını okşamış ve öpücük bırakmıştım. 

''Asu, ben seninle ne zaman yalnız kalacağım?'' dedi boğuk boğuk çıkan sesiyle. 

Hafifçe kıkırdadım ve kafasını kaldırdım. Burnuna ve yanağına bol bol öpücük bırakıp kucağından kalktım. 

Üstümü giymeden, yönümü üst kata çevirdim. Minik oğlum uyanmıştı sanırım. Zaten ne zaman uyuyordu ki. Gözlerim uyku uyku diye bağırıyordu ama minik oğlumun hiç de umurunda değildi.