Yoongi hızla apartmana girdi. Arkadaşına yetişmek için koşarak merdivenleri çıktı ve... Karşısında duruyordu.
Jungkook... Yere çökmüş ve elinde bir viski şişesiyle beraber ağlıyordu. Bu görüntü Yoongi'nin birkaç saniye duraklamasına sebep oldu. Küçük kardeşi gibi gördüğü bu çocuğun haline çok üzülüyordu. Yaşadıkları, hayatı hep zor geçmişti onun da aynı Jungkook gibi. Onu anlıyor, empati yapabiliyordu.
Yavaşça ilerleyerek yanına vardığında eğildi ve elini ağlayan çocuğun omzuna koydu. "Kookie," dedi. Çocuk başını kaldırıp kıpkırmızı gözlerle Yoongi'ye baktı. Nedense başından beri onun geleceğini biliyormuş gibiydi. "Hadi kalk. Evine gidelim."
Jungkook uslu bir çocuğa bürünmüştü. Elindeki şişeyi sımsıkı tutarak ayağa kalkmaya çalıştı. Başlangıçta biraz yalpalasa da Yoongi kolunu çocuğun omzuna sardı ve onu düzeltti. Jungkook o kadar çok içmişti ki merdivenleri çıktıklarını bile hissetmedi. Evine girdiklerini, Yoongi'nin onu salondaki kanepeye yatırdığını ve üstünü örttüğünü de hissetmedi. O sımsıkı tuttuğu şişeyi bile elinden alırken kaderine razıydı sanki. Uyumak istiyordu ve bu istek çok uzun da sürmedi. Anında uyudu.
Eskiden hiç uyuyamazdı.
..
.
.
jeonkookie: hyung
minyoonG: efendim fare
jeonkookie: dün akşam beni eve sen mi çıkardın?
minyoonG: evet, jen'i almaya gelmiştim ve seninle karşılaştım
jeonkookie: teşekkür ederim hyung
sen olmasaydın büyük bir rezillik çıkabilirdi
sarhoşken ne yaptığımın farkında değilim
serenat yapmadığıma şükredebilirim
minyoonG: vşjcuylfdyclhlhc
salak çocuk
dikkatli olmalısın
chae seni o hâlde görseydi çok üzülürdü
şu an kırılma noktası yaşıyorsunuz ama bu tamamen ayrıldığınız anlamına gelmiyor
ikiniz de birbirinizi seviyorsunuz
düzeleceğinize eminim
birbirinizi ve kendinizi yıpratmayın, yeter
jeonkookie: :')
sağ ol hyung
bunları başkasından duymak çok iyi geldi
minyoonG: akşam görüşürüz ufaklık
jeonkookie: ✌🏻