21.bölüm

3.1K 173 3
                                    

63 bin okunma olmuşuzzz 🎉🎉

Satır arası yorumlar yaparsanız çok sevinirimm.

İyi okumalarrr

Içeriye babam girmişti. Ben ona gözlerim açık bakarken benimle göz göze gelip sınıfa dönerek

" Merhaba arkadaşlar ben Arın Gölge." dedi. Ne yani babamın ikizi miydi.

Daha fazla sınıfla konuşmadan dersine başlamıştı. Ders tüm hızıyla devam ederken zil çaldı. Bu derste bize çok bilinmeyen resimle ilgili ayrıntıları işlemişti. Sınıf boşalmaya devam ederken Arın gölge bana doğru gelince ayağa kalktım yanıma yetişince elini uzatıp

" Ben Arın gölge babanın i kızıyım. Bana kısaca amca diyebilirsin." dedi. Enerjisi karşısında gülümseyerek

"Ben de Ahenk." dedim elini sıkarak. Elimden beni kendine çekerek kolunu omzuma koydu

" çekinme benden amcanım ben senin" dedi gülerek. Ben de onun bu sıcak tavrına gülümseyerek

" Tamam" dedim.

"Bir şeye ihtiyacın olursa bana söyleyebilirsin" dedi. Kafamı sallayınca 'görüşürüz' diyerek yanımdan ayrıldı. Telefonuma bakınca saatin 10 olduğunu gördüm diğer dersim saat 13:00'da olduğundan okuldan çıkıp arabama bindim. Evden kahvaltı yapmadan çıktığım için yolda giderken gördüğüm kafede durdum. Kafeye girince cam kenarında boş olan bir yere geçip oturdum yanıma garson gelip

"hoşgeldiniz Ne alırsınız?" diye sordu.

" Hoş buldum serpme kahvaltınız var mı?"

"evet" deyince

"Tamam o zaman tek kişilik serpme kahvaltı alayım yanına da açık çay." dedim garson kafasını sallayıo gitti. Ben de kahvaltı gelene kadar sosyal medya da bana yazan takipçilerime döndüm. 20 dakika sonra garson gelip kahvaltımı masaya koydu ve

" afiyet olsun" deyip gitti.

Kahvaltı ederken yoldan geçen insanları izliyordum. Kulaklıkla yürüyen, sevgilisi ile yürüyen, telefonla uğraşırken yürüyen ve köpeğini gezdiren bir sürü farklı insan geçmişti yoldan. Kahvaltımı bitirdiğimde saat 11 olmuştu .Buraya yakın olan sadece Araf abinin şirket var ama onunla çok yakın olmadığımız için yanına gitmeyeceğim. Aslında İtalya'dan gelirken bir sürü kıyafetimi getirmiştim ama zaman geçsin diye alışveriş merkezine gitmeye karar verdim. Kahvaltının parasını ödedikten sonra arabamı geçip alışveriş merkezine sürdüm arabamı kapalı otoparka park edip içeri geçtim.

İlk önce giyim mağazasına geçip birkaç şey aldım ve kabine girdim üstüme giydim. Üstümde güzel görünenleri alıp çıktım.  Bluetooth kulaklığım İtalya'da bozulduğu için ve burada orada alacağımın yarı fiyatı olduğu için mağazaya girip bir tane aldım. Oradan da çıktıktan sonra başka bir yere geçip dolabımda eksik olan deri ceketi aldım. Alışverişmi daha fazla uzatmadan starbucks'tan kahve ve yanına da tatlı söyleyip masalardan birine oturdum. Siparişlerim gelince yemeye başladım. Alışveriş yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım saat 12:30 olmuştu. O yüzden hemen kahvemi içip tatlımı yedikten sonra kalktım. Arabama binip poşetleri yan tarafıma koyduktan sonra sürmeye başladım.

Okula varınca dersin olacağı atölyeye geçtim içeride 15 kişi ancak vardı. Her sandalyenin önünde bir tane şovalye üstünde de tual vardı. Yanındaki sehpada da gerekli fırça ve boyalar konulmuştu. Herkes yerine oturmuş boyaları inceliyordu. Bende bir tane sandalyeye oturup  boyalara baktım. Kaliteli boyalar olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde. Kapı açılınca sınıftaki herkesin dikkatini kapıdan giren 40'lı yaşlarda ellerinde çeşit çeşit yüzükler bulunan eteği bileğine kadar ulaşan üstünde güzel bir kazak ve saçlarına renkli bir bandana giymiş bir kadın girdi. Sınıfın ortasına geçip herkesle göz teması kurduktan sonra

AHENKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin