0.9 :: "ezilmek mi istiyorsun bero?"

2K 75 9
                                    

🃏

Sahadan içeri girdiğimde, Anisa'nın burada olduğunu belirten basketbol topunun parkede çıkardığı ses kulağıma doldu.

"Anisa?" diye seslendim. Üzerinde siyah bir şort vardı ve sadece yarım spor atletiyle duruyordu.

Topu sektirmeyi bırakıp tribünde duran bana döndü, yüzündeki yorgunluğu görebiliyordum ama gülümsedi.

"Berat Ayberk Özdemir benim idmanıma mı gelmiş? Ben mi yanlış görüyorum?"

"Allah Allah, o kim?" diye takıldığımda bana doğru koştu. "Hani gelmiyordun, yalancı!"

"Sürpriz deniyor buna." Göz kırptığımda elindeki topu bırakıp ayağının altında sabitledi, at kuyruğu yaptığı uzun saçlarını sıkılaştırdığı sırada da benden çaprazda duran suyu istemişti.

"Sağ ol." diye mırıldanıp suyu dudaklarına götürdü ve bir şişe suyu neredeyse bitirdi. "Yuh kızım, yavaş olsana. Koşamazsın o kadar su içersen."

"Bu üçüncü şişe," dedi kıkırdayarak. "Çok fazla su içiyorum ben."

"Bu iyi bir şey ama idmanda değil, koşamazsın," Önümdeki korkuluklara tutunarak ona doğru eğildim. "Usta tavsiyesi."

Yüzündeki ifade alaycıl bir şekil aldı. "Sen mi ustasın?" diye sorduğu gibi gülmeye başladı.

"Trabzonspor'un orta sahasıyım kızım, ne sanıyorsun sen beni?"

Kafasını arkaya atarak gülmeye devam ederken ben de tribünlerden sahaya atladım. "Ne yapıyorsun?"

"1v1 yapmalıyız."

"Ezilmek mi istiyorsun Bero?"

Lakabımı kullandığında sırıttım. "Ezilen taraf asla olmam, Ani."

"Ani mi? O ne be?" diye yüzünü buruşturunca ayağının altındaki topu aldım. Bacaklarının arasından geçirdiğim topu sadece izlerken arkamdan kızdığını duydum.

"Gel lan buraya!" diye bağırdı. "Bu işler ayakla olmaz, elini kullanacaksın."

"Hadi ya?" dedim üçlük çizgisinde beni bekleyen Anisa'ya. "Ben boşuna oynamam."

"Kazanan istediğini yaptırır." dedim. Karşısına geçtim, topu ona atınca elini tutup acıyla inledi.

"Ne oldu?" diye yanına gittim hızla, sonra bir anda beni geçti ve topu çembere bıraktı. "Ne mi oldu? Sayı yedin, enayi."

Kaşlarımı çatınca güldü: "Atan devam mı ediyor?"

———

"Senin tekniğin falan yok, kol kuvvetinden dolayı sokabiliyorsun o şutları."

"Kıskanma kızım ya, ne ağladın?"

"Ağlamak? Kıskanmak?" diye sordu dalga geçtiğini fazlasıyla belli ederken. "17-8 öndeyim."

Sürekli bunu hatırlatıp durduğu için somurttum. "Üzülme Beratcım, bir gün sende kazanırsın."

"Daha bitmedi, 20'de biter dedik." diyince kafasını salladı. "Sen bilirsin."

Topu yerden sektirip ona attım, bacaklarının arasından geçirip beni geçmeye çalıştı ama izin vermedim.

"Defans yapmayı öğrenmişsin."

"Oyununa bak." dediğimde gözlerimin içine bakarak topla oynamaya devam etti.

Dikkatimi dağıtmak için yapıyorsa başarıyordu.

"Bakayım." Arkasını döndü ve vücudunu benimkine yasladı, ne yaptığını anlayamadan bir ayağını geriye çektiğini gördüm ve üç sayıdan bir şut çıkardı.

"Girmez." dedim. Fileden deliksiz geçen topun sesi sahada yankılanırken kendimi yere bıraktım ve ellerimden destek alarak geriye yaslandım.

"Sen de teknik yok, kuvvet var. Haberin olsun bende ikisi de var."

Derin bir nefes aldım. "Övünmen bitti mi?"

"12 yıldır bu sporu yapıyorum, beni asla yenemezsin." diyerek göz kırptı.

"Hiç 12 yıldır yapıyormuş gibi değilsin. Beceriksiz. Boşluğuma geldi de öyle yendin." Dalga geçtiğimi bildiğinden sadece gülmekle yetindi.

Anisa gerçekten yetenekli bir kızdı, takımındaki en iyi oyunculardan biri olduğunu anlamak zor değildi.

"Haydi koca bebek, kalk." dedi ve ellerini bana uzattı. Uzun, ince parmaklarını ellerimi sararak kalkmama yardımcı oldu ve teşekkür ettim.

"Çok terledin mi?"

"Evet," diye cevapladım. "Yanımda yedek yok bir de."

"Ben de vardır. Dur vereyim." diyerek çantasına yürüdü. "Senin tişörtlerin bana olmaz ki."

"Erkek tişörtü, saftirik." Erkek tişörtü? "Kimin tişörtü?" diye sordum sanki dünyanın en garip şeyini duymuşum gibi.

"İkizimin." diyince daha da şaşırdım. Eh, en azından ikizininmiş. "İkizin mi var? Oha."

"O kadar da garip bir şey değil bence." dedi. "İsmi ne? Tanıyorumdur belki." Tanıma imkânım olmadığını söyledi.

"Nereden biliyorsun belki tanıyorumdur?" Bıkmışcasına ofladı. "Ege ismi."

"Ha, tanımıyormuşum." dediğimde gözlerini devirdi ve çantadan çıkardığı siyah tişörtü suratıma fırlattı.

"Sağ ol ya." Terli tişörtümü çıkarıp Anisa'nın verdiğini giydim. "Ben soyunma odasına gidiyorum," dedi vücudumu süzerken.

"Hmm?" Sırıttığımı görünce anladı ve homurdandığını duydum ama devam ettim. "Utanma utanma, devam et. Hatta daha yakından bak gel."

"Sen benimkine bakmadın mı?" Bir anda sorunca ne diyeceğimi bilemedim, yalan değildi. "Şey diyecektim... Yukarıdan kimliğimi alır mısın? Teşekkürler."

İmâlı şekilde konuşması o kadar hoşuma gidiyordu ki hemen kafamı salladım. Ben tişörtümü giyerken, o da bir kapıya yönelmişti.

biliyo musunuz benimde lakabim bero 😜🤙🏼

imkansızım | özdemirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin