🃏
derbi günü.Zemini kontrol etmek için takım arkadaşlarımla sahaya çıktığımızda stadyumda alkış sesleri yankılandı.
Bu gururu yaşamayı seviyordum, her seferinde bu sahaya adım attığımda yaşadığım hisleri tarif etmek kolay değildi.
Yüzümdeki gülümsemeyle taraftara dönüp ellerimi teşekkür amaçlı havaya kaldırdım, diğerleri de aynı şeyi yaptı.
Marşlar, sevgi cümleleri ve Trabzonspor'a olan aşklarını belli eden daha birçok şey.
"Ulan şu stadda beni izleyecek manitam olmayacak mı hiç? Gol atınca ona koşayım falan..." Kadir eliyle çenesini sıvazladı, çok ciddi konuşmuştu.
"Şaka bir yana harbiden oğlum, fena olurdu ya." dedim ben de.
Eminim mükemmel bir histi. Eh, pek ilişki insanı değildim ama bunun önemi yoktu. "Şu maçı alırsak süper olacak."
"Evet," dedi bana dönüp. "Baskılı oynamamız lazım."
"Kazanacağız, hissediyorum." dediğimde "Umarım." diye mırıldandı.
———
2-0 geriye düşmüştük ve bu beni fena hâlde sinirlendiriyordu. Mağlubiyeti asla hazmedemiyordum.
"Haydi! Kendinize gelin!" diye bağırdı Uğurcan abi soyunma odasından çıktıktan sonra. "Bu maçı alabileceğimizi biliyorsunuz, kolay kaybetmeyiz biz!"
Herkes toplandı ve birbirimize sıkıca sarılıp yuvarlak oluşturduk. "Haydi, haydi, haydi!"
Sahaya çıktıktan sonra bacaklarımı kendime çekip yerimde sıçradım.
Mevkime geçip hakemin ikinci yarıyı başlatmasını beklerken adrenalin bütün vücudumu ele geçirmişti, son duamı düdük sesine kadar etmiştim.
İkinci yarı baskılı oynayan taraf kesinlikle bizdik, top Galatasaraylı oyuncuların ayağına çok nadir geliyordu. "Berat, sağa bak!"
Arkamdan gelen yabancı aksanla sağa tarafa koştum. Atağı kesmek için kaydım ve top benden taca çıktı.
Tribünlerdeki alkış sesiyle birlikte savunmama geri döndüm fakat Kadir atılan topun arasına girdi ve hızla topu sürmeye başladı.
Peşinden koşarken topu diğer kanada gönderdi ve "gol" sesi yankılandı. "Aferin lan!" Hızımı artırıp asist yapan Kadir'e sarıldım, gol sevincini bütün takım yaşamıştık.
Galatasaray tamamen oyundan düşmüştü. Yaklaşık 15-16 dakika sonra korner şansı yakaladık.
Kale önüne gidip top istedim, normalde pek yapmadığım bir şeydi bu.
Takım arkadaşım topun falsolu gelmesini sağladı ve zıplayıp kafayla vurdum. Tek görebildiğim kalecinin topu ellerinden kaçırdığı ve filelerin sarsılmasıydı.
Bana doğru gelen arkadaşlarımı es geçip kornere doğru koştum ve dizlerimin üstünde kaydım.
Taraftar resmen delirmişti, ben ise sevinçten bir o yana bir bu yana zıplıyordum.
Arkadaşlarımla mutluluğumu paylaştıktan sonra Abdullah Hoca'nın yanına gitmiştim, bana sıkıca sarıldı ve benimle gurur duyduğunu söyledi.
Şaşkındım çünkü bu çok farklı bir durumdu. On binlerin önünde bunları yaşamak... Daha ne kadar şaşırabilirdim ki?
Sonra gözüm tribünlere kaydı, ve daha fazla şaşırabileceğimi anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansızım | özdemir
FanfictionTAMAMLANDI. sesin kulaklarımda hiç duymamış olmama rağmen [yarı texting.] ≠ berat ayberk özdemir fanfiction. #1 beratayberközdemir | 01.02.22 #1 galatasaray | 29.01.22 #2 trabzonspor | 28.01.22