🃏
"Berat?"
"Elim yandı kızım, al şunları."
Onu beklemediğimi belirten bakışlarım altındaki kareli kırmızı pijamalarında durdu. Kahkaha atmaya başlayınca, bana deliymişim gibi baktı.
"Pijamaların çok tatlı!" diyince sabır çekti ve elindeki pizzaları bana uzattı. Alırken hâlâ gülüyordum ve Berat'ı da sinirlendiriyordum.
Sonra beni süzdü, "Ulan sende ne var? Aynı pijama, siyahı sadece. Benimle dalga geçeceğine kendine bak. Dilenciye benzemişsin."
Suratımı düşürerek ona baktım. "Geri zekalı ben dalga geçmedim; pijaman çok güzelmiş, dedim."
"Haaa... Pardon. Eyvallah yavrum." Gözlerimi devirip ona orta parmağımı gösterdim ve koltuğa yayıldım.
"Kızma hemen," diye hayıflandı. "Soğutmayalım de yiyelim. Çok acıktım."
Dişlerini göstererek gülümsedi, burnumu iki parmağının arasına sıkıştırdığında elini ittirdim. "Yüzüme dokunma."
"O niye? Tarihi eser falan mısın?" Gözlerimi bilmem kaçıncı kez devirdim. Aslında bunun nedenini ben de bilmiyordum; fiziksel temastan fazlasıyla hoşlanıyordum ama birinin yüzüme dokunmasını hiç sevmezdim.
"Sevmiyorum işte Berat ya."
"Aman be, tamam tamam."
Yemek yerken baya bir sohbet etmiştik. Ona buraya nasıl geldiğimi anlattım. İngiltere'de 6 yaşına kadar yaşadığımı, 14 yıl da İstanbul'da oturduktan sonra Trabzon'a, dayımın iş teklifiyle geldiğimi söyledim.
"İki yıldır buradasın yani?"
"Hmm... Ege hâlâ İstanbul'da ama. Ben Galatasaray ile çalışırken beraber kalıyorduk."
"Daha önce Galatasaray'da da mı çalıştın?" Son pizza dilimini şaşkınlıkla yerken beni aynı zamanda fazlasıyla dikkatli bir şekilde dinliyordu.
"Dayım sayesinde," dedim. "Galatasaray'ı ne kadar çok sevdiğimi biliyordu, fotoğraf çekmeyi de. Her kulüpten arkadaşları var zaten."
"Torpilli."
"Salak salak konuşma."
"Şaka şaka." Kıkırdadı ve boş pizza kutusunu benimkinin üstüne koydu. "Çok şanslısın. Hobi olarak yaptığın bir işi sevdiğin yerlerde yapmak... Çok keyiflidir."
"Evet öyle. Mesela hayatıma bunun sayesinde bir sürü güzel insan girdi." diyince bana baktı. "Doğrudur."
Yüzündeki gülümsemeyle bana bakarken utandım, utangaç bir insan hiç değildim ama Berat beni çok heyecanlandırıyordu.
"Kimleri tanıdın mesela?" Birkaç saniye sonra sordu.
"İlk Galatasaray'da çalıştım ya; Taylan ve Nando bana inanılmaz cana yakın davranmıştı. Çok heyecanlıydım bir de, düşünsene Muslera seninle konuşuyor. Çok tatlı biri."
Gülümseyerek dinlemeye devam etti, ben de anlatmaya. "Arda abi, Ömer abi, Oğulcan, ondan sonra... Fatih Hoca da. Onun zaten yeri çok ayrı."
"Hmm... Ne güzel, ne güzel."
"Kerem'i de çok seviyorum ama onunla yeni tanışmadık," dedim. "Galatasaray sayesinde olmadı yani. Kerem benim çocukluk arkadaşım."
"Aktürkoğlu?" dedi sorarcasına. "Evet. O."
"Severim Kerem'i, çok iyi çocuktur." dedi ve ayağa kalktı. "Nereye?" diye sorunca da çöpleri toplamaya başladı.
"Mutfak nerede? Şunları atayım."
"Geldiğin koridora girince sağ tarafta, görürsün zaten." Bana kaşlarını kaldırarak bakınca ne yapmaya çalıştığını anlayamadım, neden öyle baktığını sordum.
"Hiç utanma da yok sende. Böyle dağınık mı bırakacaktın burayı?" Kafamı dudaklarımı birbirine bastırarak sallayınca ofladı. "Kalk Deniz, bardakları falan getir, haydi!"
"Bana Deniz deme artık!" diye bağırdım ben de karşılık olarak. Ama çok konuşmamamı söyleyip, çoktan koridora çıkmıştı.
Peşine takılıp mutfağa girdiğimde Berat'ın buzdolabını karıştırdığını gördüm, "Ne arıyorsun?"
"Atıştırmalık bir şey yok mu ya?" Kapağı kapatıp tezgaha yaslandı. "Şu çekmecede."
İkinci çekmeceyi açtığımda gözleri parladı. "Allah'ım cennet!"
"Şş, sporcu adamsın sen. Çok yeme." Beni umursamadan bir çikolata aldı ve en sevdiğim olduğunu gördüm, ben de yemek isteyince çekmeceye baktım. Ama başka yoktu.
"Sakın onu yiyeyim deme," dedim işaret parmağımı tehditkâr bir biçimde sallarken.
Birkaç adım geriye gitti ve sonra koşmaya başladı. "Berat! Buraya gel!"
Salona giren Berat'ı yakalamak için koştum ama yemek masasının arkasındaydı. "Yarısını ver bari, n'olur."
Dudaklarımı büzerek ona baktığımda ellerinden destek alarak masaya yaslanırken "Gel ye." diye sırıttı ve yarısından fazlasını yediği çikolatayı paketinden sıyırıp dişlerinin arasına aldı.
"Bana bak Bera-"
"Gel ye diyorum, yiyorsa tabii." dedi, yüzündeki sırıtış hâlâ duruyordu. "Ya, öyle mi?" diye meydan okudum ben de.
"Hmm."
Tişörtünün yakasından tutup kendime çektim ve çikolatadan bir ısırık aldım. "Benimle uğraşma, sarışın."
Çikolatayı bitirdikten sonra işaret parmağını dudağımın kenarına bastırdı. "Afiyet olsun."
cok cringe. ama derin istedi diye attim
zainsoldier hamsi istiyorum hamsi yemek istiyorum bu bolum sana gaz verir umarim 💪🏼💪🏼💪🏼💪🏼💪🏼💪🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansızım | özdemir
FanfictionTAMAMLANDI. sesin kulaklarımda hiç duymamış olmama rağmen [yarı texting.] ≠ berat ayberk özdemir fanfiction. #1 beratayberközdemir | 01.02.22 #1 galatasaray | 29.01.22 #2 trabzonspor | 28.01.22