2.6 :: anisa berat'ı gerçekten özlemiş

1.5K 77 4
                                    

🃏

Kapıyı çaldım, açar açmaz beni kendine çekip dudaklarını dudaklarıma bastıran Anisa'yla şaşırmıştım.

Her şeyi bir kenara atıp gözlerimi kapatınca aklımdaki her şey uçup gitmişti. Buraya ne için geldiğimi bile bir anlığına unutmuştum, bu kız ciddi anlamda aklımı başımdan alıyordu.

"Saçlarımı boyayacaktık hani?" diye fısıldadım, hâlâ çok yakındık. Öyle ki konuşurken dudaklarımız değiyordu.

"Seni," dedi tekrar beni öperken. "Özledim." Gülümseyince duvardaki ellerimi beline koydum.

"Ben de seni özledim bebeğim." Bana sıkıca sarıldığında kokusu burnuma doldu, rüyadaki gibi miydi hatırlayamıyordum ama yine de mükemmeldi.

"Hadi, artık keko olma vakti!" Geri geri yürüdü, sonra topuklarının üzerinde dönüp merdivenleri koşar adımlarla çıktı.

"Ya kızım, ben öyle istiyorum."

Dakikalardır saçlarımı nasıl yapmamız gerektiği hakkında birbirimizle tartışıyorduk.

"Böyle daha güzel olacak! Beni dinle." Anisa boyayı rastgele döküp; onun deyimiyle 'ombre' şeklinde yapmak isterken, ben ise tamamen boyanmış şekilde istiyordum.

"Hayır. Bak valla yaptırmam sana." deyince dudaklarını büzdü. "N'olur... Öyle olunca çok yakışıyor sana."

Gözlerinizin içine bakarken onu reddedemezdiniz, imkansızdı bu. "Hay..." diye homurdandım. "Neyse, tamam. Seni kıracağım amına koyayım."

32 diş gülümsedi yanaklarımdan öpmeden önce. "Sana böyle her şeyi yaptırabilirim sanırım."

"Böyle yapmana gerek yok," dedim ve bu biraz garipsemesine sebep oldu. "Bir şey yapmasan da istediğini yaparım."

"Valla mı?"

"Valla."

Boyayı saçlarıma rastgele döktü ve parmaklarını masaj yaparmış gibi kullanmaya başladı. "Çok güzel olacak."

"Eski saçlarım gibi mi olacak şimdi bu?" diye sordum. "Evet, en sevdiğim saçların! Neden yapıyorum sanıyorsun?"

"Delisin sen..."

"Sana deliyiz aslanım." deyip işine geri döndü. Çok dikkatli ve beğenip beğenmeyeceğimden emin değilmiş gibiydi.

Birkaç dakika sonra bir şeyler anlatmaya başlamıştı ama kesinlikle onu dinlemiyordum. Bunun nedeni de kendisiydi.

Kahverengi gözleri ışıkta bir tık açılıyor ve bu da farklı bir hava katıyordu, biçimli burnu önden de çok güzeldi. Kumral saçlarını da kulaklarının arkasına sıkıştırmıştı.

"...Yani ben de demiştim zat-" Birden susmuştu ve kaşlarını kaldırıp bana bakıyordu. "Beni dinliyor musun sen?"

"Dinlemiyorum."

"Boşuna mı anlattım?" Öfkeli bakışları beni süzdü. "Evet. Senin suçun."

"Ne alaka geri zekalı? Ben ne yaptım!" Yanağıma hafif bir tokat attı. "Çok güzelsin, seni izlemekten dinleyemedim."

Bakışları yumuşadı ve dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Kıkırdayarak ellerimi beline koyunca yüzünü gizleyip, "Ya, utandım şu an." demişti.

O boyamaya, ben de onu izlemeye devam ettim.

imkansızım | özdemirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin