🃏
Merdivenin son basamağından da çıktığımda davet salonunu gözlerimle taradım ve tanıdıklarımı bulmaya çalıştım.
Salonun en köşesinde Berat, Yazgı ve Kerem'in konuştuğunu görüp adımlarımı oraya çevirmiş, yanlarına ulaşmıştım.
"Selam."
"Hoş geldin." dedi Yazgı bana sarılarak. "Hoş buldum."
Sonra Berat'a döndüm, belime sarıldığında ben de kollarımı onun boynuna doladım.
Kerem bana göz kırparak bir çeşit selam verdi, Ege de ortama dahil olmuştu.
"N'aber?" Herkes sohbet ederken Berat kulağıma doğru eğilip sordu. Gülümseyerek kafamı ona çevirdim.
"İyidir, senden?"
"Bıraktığın gibiyim." Berat da benim gibi gülümseyerek mırıldandı. Bu sırada omzumda bir el hissettim.
"Nerelerdesin sen ya?" Arkamı dönüp Taylan'ı görünce sevinçle ona sarıldım. "Benim aslanım gelmiş!"
"Bu aslan seni çok özledi kızım ya!"
Benden uzaklaşmadan, hâlâ kolu omzumdayken sordu. "Hayırdır Berat? Bizimkini mi kaptın yoksa?"
Taylan karşımdaki Berat'a göz kırpınca gülmüştü, kafasını salladı gözlerimin içine bakıp.
Baygınlık geçirmek üzereyim.
"Vay be... Yazgı yengemle tanıştın mı?"
Yazgı kıkırdadı, ben de "Evet, tanıştık." dedim. "İyi, süper. Berat'ı nereden buldun valla şaşırdım."
"Allah gönderdi Taylan, mal mısın? Bu ne biçim soru?" dedi Berat kaşlarını çatıp. Herkes gülmüştü.
"Tamam şaka yaptım, ben kaçıyorum. Anisa sen de Oğulcan'a bi' görün, seni görmek çok istiyordu." Taylan yanımızdan ayrılmadan hemen önce söylemişti bunu.
"Bulurum ben onu." diye yanıt verdim bende, herkesle görüşmek istiyordum.
"İstersen git yanına, bak şurada kız arkadaşıyla oturuyor." Berat'ın parmağıyla gösterdiği yere çevirdim bakışlarımı, Oğulcan ve Peri bir masada oturuyordu.
"Tamam, gidiyorum ben." dedim ortaya doğru.
"Oğulcan."
Arkadaşım arkasını döndü ve beni görünce şaşırdı, hızla bana sarıldığı sırada Peri'nin beni gördüğüne dair sevindiğini belirten konuşması kulağıma doluyordu.
"Nasılsınız?"
Oğulcan "İyiyiz, iyiyiz biz. Sen nasılsın? Trabzon'da neler yaptın?" diye sordu ve oturmamı işaret etti.
"Kulüpte çalışmaya başladım işte."
"Onu duydum, çok sevindim." Bana içten bir gülüşle bakınca çok mutlu olmuştum, bu ortamı da çok özlemiştim.
"Ee, Berat ile de aranız iyi galiba?" İmâlı bakışları ve ses tonu Peri'nin kıkırdamasına sebep oldu. "Rahat bırak kızı Oğulcan."
"Aaa yok! Olmaz! Aylar sonra bulmuşum dalga geçmeden bırakmam."
Yarım saatten fazla arkadaşlarımla oturdum; herkes ile görüşmüştüm.
"Sus lan, konuşma." diye benimle dalga geçen Kerem'in yanağımı sıkan elini ittirdim. "Saygısız." O da homurdandı, birbirimizle şakalaşırken Berat da bize katılmıştı.
"Kardeşim, hoş geldin. Manitasız duramıyor musun?" dedi Oğulcan, masanın altından bacağına vurunca da acıyla inlemişti.
"Dalga geçiyor o. Bir şey mi oldu?" Kafamı geriye atıp arkamdaki Berat'a baktım. "Yok, terasa çıkacaktım da gelmek ister misin diye..."
"Olur," dedim sandalyemi geriye itip kalktıktan sonra, içerisi çok bunaltıcıydı zaten.
Az önce gerçekleşen konuşmadan beri sırıtan Berat'a yeniden döndüm. "Ne sırıtıyorsun? Sırıtma."
"Hmm, tamam." dedi ama hâlâ devam ediyordu. Gözlerimi devirirken terasa adımımı attım ve o da peşimden girdi.
"Ah, temiz hava. Sonunda." dedim ve derin bir nefes aldım.
"Manzaraya bak." Berat heyecanlı bir şekilde etrafı inceliyordu. Kendi eksenimde döndüm, karanlık havaya rağmen gerçekten çok güzeldi.
Fakat bakışlarım istemsizce aşağıya kaydı ve bu da bir küfür savurmama sebep oldu. "Ne?"
Ona dediğimi sanmış olmalı ki sordu. "Sana demedim. Yükseklik korkum var da... Aşağıya bakınca şey oldu."
"Bakma o zaman." diyerek beni kendine çekti ve yüzüne bakmamı sağladı. "Tamam, bakmayayım."
Belki 1, belki 2 dakika. Bilmiyorum ama sadece beni izledi. Sonra aklıma geldi ve: "Rüyanda gerçekten beni gördün mü?" diye sordum.
"Evet." dedi. "Çok garip."
"Öyle," diye mırıldandı. "Eh, tesadüfler her zaman daha güzel olur." Kafamı salladım sadece, bir cevap verememiştim.
"Seni rüyamda sadece bir kere gördüm, o da yetmişti zaten." diye başladı. "Başına dair tek hatırladığım sanki senin kokunu biliyormuşum da... İşte senin kokunu aldım. Nasıl olduğunu hatırlayamıyorum ama senin kokundu."
"Korkunç!" dedim gülerek ve onu da güldürdüm.
"Bilmiyorum inanılmaz garipti," Boyanın fazlasıyla aktığı saçlarını karıştırdı. "Sonra bir anda karşıma çıkıyordun, diyordum ki kendi kendime, "Ulan bir insan bu kadar güzel olamaz ki." Harbiden de öyleydin kızım ya."
Utanarak başımı eğince nefesini verdiğini duydum. "Ayberk dedin bana, beni özlediğini falan söyledin. İkinci adımı pek sevmem ama keşke sürekli desen."
Gözlerini birkaç saniye kapalı tuttuktan sonra bana döndü ve çenemin altına yerleştirdiği parmaklarıyla kafamı kaldırdı.
"Bana "Aşk oyunu nedir?" diye sordun."
"Bile bile lades?" dedim İmkansızım şarkısına ithafen. "Sen de benim imkansızımdın. Gerçek değilmiş gibiydin."
"Berat..."
"Seninle bundan fazlası olmak istiyorum,"
Bana doğru eğilmeye başlayınca bir yere tutunma ihtiyacı hissettim yoksa gerçekten düşecektim, bunu hissetti mi bilmiyorum ama elini belime koymuştu.
"İzin ver bana." dediğinde dudaklarıma çarpan nefesi beni çok heyecanlandırdı ve diyecek bir şey bulamadım.
Konuşamıyordum demek daha mantıklıydı aslında.
Birkaç saniye sonra sabredememiş olacak ki temas eden dudaklarımızı tamamen birleştirdi.
Berat, beni öpüyordu. Tam da şu anda.
amk ruyamda aynisini gordum cok utanc verici bilincaltimda ne var bilmiom ama ayni bunu yasadim beratla of isicwm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansızım | özdemir
FanfictionTAMAMLANDI. sesin kulaklarımda hiç duymamış olmama rağmen [yarı texting.] ≠ berat ayberk özdemir fanfiction. #1 beratayberközdemir | 01.02.22 #1 galatasaray | 29.01.22 #2 trabzonspor | 28.01.22