3.8 :: gitmek...

1.2K 63 3
                                    

🃏

"Seninle bir şey konuşmalıyım."

Berat'a döndüğümde bana dikkatle bakıyordu. Elindeki çayından bir yudum alıp geri masaya bırakınca konuşmaya nasıl başlayacağımı düşünüyordum.

"Sevgilim, konuşsana. Neyin var? İki gündür bir garipsin."

"Beni geçen gün arayan kişi vardı ya..." diye mırıldandım. "Galatasaray'dan?" dedi o da sorarcasına.

Kafamı salladım sakin olmaya çalışarak. "Berat, beni geri istiyorlar."

Bir anda söylediğim şeyle yutkundu, hemen bu konuyu konuşup kapatmak için devam ettim. "Trabzon ile olan sözleşmem de 6 aylıktı zaten... Bitecek yani."

Kaşlarının yavaşça çatıldığını görünce ellerimi kucağımda birleştirip ona bakmamayı tercih ettim.

"Ben..." dedi ama devam etmedi. Birkaç dakika boyunca sandalyesinde geriye yaslanıp beni izlemişti.

"Üzgünüm, yani henüz karar vermedim ama..."

Suratıma öylece bakıyordu sadece, gözlerindeki parlaklığın söndüğünü çok net bir şekilde farkedebiliyordum.

"Berat?"

"Ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi bir yanıt vermesini istediğimi anladığında.

"Sana baştan söylemeliydim."

"Neyse." diye mırıldandı. Kırıldığını anlamıştım ama elimden gelen bir şey yoktu.

Bunu kesinlikle baştan beri bilmesi gerekiyordu, iki gündür biraz uzaktık çünkü. Ama söyleyememiştim, kafaya takacağını biliyordum.

Ayağa kalktı, sandalyesini masanın altına iterken bana bakmamıştı bile. "Ben dışarı çıkıyorum."

Birkaç saniye önümde durdu, her zaman yaptığı gibi beni öpeceğini sanmıştım ama bir şey yapmadan veya demeden mutfaktan çıktı.

imkansızım | özdemirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin