Apple Cookies | Taekook √

19-)Bazı yolda ilk adımlar

Üzerine uzanmış bir şekilde dudaklarını öperken dakikalarca buna devam etmiştik.Yorulduğumu anlamış olacak ki üzerimi örtmek için hafifçe doğrulmuş ama benim tekrar üzerine çıkıp,ona doğru kıvrılmama gülüp yorganı üzerimize örtmüştü.

Uyumadan önce ise yarım yamalak fısıldadıklarını hayal meyal duyabilmiştim.

"Ah cidden karşında cayır cayır yanıyorum."

*****

Gözüme giren güneş ışıkları ile zorunlu olarak gözlerimi araladığımda,yatakta gerindim.

Aklıma dün gecenin görüntüleri gelince,yan tarafıma dönerek Jungkook'a bakındım.Gördüklerimin rüya olması ya da beni bırakıp gitmesi düşüncesi alt dudağımın titremesine sebep olduğunda hızla yataktan kalkıp,evin içine bakmaya başladım.

Mutfaktağa yaklaştığımda kulağıma gelen, takırtılar ile kocaman gülümsedim,beni bırakıp gitmemişti.

Kafamı kapıdan uzattığımda elindeki bıçak ile bir şeyler doğradığını gördüm.Beni farketmemesi için çaba gösterirken,kıkırdaması ile kaşlarımı çattım.

"Bebeğim beni izlemeyi bırakıp yanıma mı gelsen? Hem çok kötü bir saklanıcıymışsın. "

"Geldiğimi nasıl farkettin ses çıkarmamıştım."

Oflayarak yanına gittiğimde,sırtımı tezgaha yaslayarak ona bakmaya başladım.

"Nefes sesinden tanıyabiliyorum,heyecanlanınca çok hızlı ve sesli nefes alıyorsun."

"Keşke görmemiş gibi yapsaydın,en azından çocuk oyununda kaybetmezdim."

Söylediklerime gülüp,önüme geldiğinde gözlerimi,utanıp gözlerinden kaçırmamaya çalışıyordum,elleri tezgaha yaslanıp beni kolları arasına aldığında,ellerimi boynuna doladım.

"Bir dahakine öyle yaparız hayatım,ben yine de ödül verebilirim,üzülme."

"Ne ödülü?"

Cümlemin sonunu şımarık bir şekilde uzatmamak kıkırdayıp dudaklarını yanağıma bastırdı,derin bir nefes alıp öpücük kondurduğunda,dudakları bu seferde alnımı buldu,sonra gözlerim ve çeneme öpücükler bıraktı,nefesimi tutmuş beklerken dudak kenarımı öpmesi ile kollarına daha sıkı tutundum.

"Hadi yeter bu kadar akşamda bir şey yemedin karnını doyurmalıyız."

Belimden tutarak beni tezgaha oturttuğunda neredeyse aynı boya gelmiştik.

"Ne içmek istersin?"

"Kahve olabilir."

Sonunu uzatarak sevimlilik yapmaya çalıştığımı anlayıp,yanıma gelerek dudaklarını yanaklarıma bastırdı ve işine devam etmeye başladı.

Gözlerim bir an olsun üzerinden ayrılmazken çok sevdiğim ellerine bakmaya başladım,uzun ve ince parmakları,kemikli eli o kadar güzeldi ki.

"El fetişin mi var hayatım."

Ciddi bir şekilde sorduğu soruya,utanıp bakışlarımı kaçırdım.

"Hayır,dalmışım."

Gülerek masayı kurmaya devam etti.Arkadaş değildik,sevgili değildik,flörtlüğü çoktan geçmiştik,biz bunların hepsiydik belkide  daha fazlası.

"Kook ben geldim,uyanmadın mı hâlâ uykucu."

İçeriye girip,anahtarlarını fırlatarak bağıran Jimin ile sıkıntılı bir nefes bıraktım,rezil olmaya hazır değildim.