9. Bölüm

599 78 18
                                    

Yuan karşısında bir anda yere düşen babasını tutmuş, olayları kavrayıp burnunu kapatmıştı. Hızlıca karanlığı çağırıp kapıdan uzaklaşmış babasını yatağa yatırmıştı. Onun yanına 2 ruh bırakarak kapıdan giren adama bakmıştı. Eğer ağzını açabilseydi gördüğü manzaraya karşı alaycı bir şekilde gülerdi. Ustasının geldiğini düşünmüşken onun sadece yardımcısını yolladığını görmek gülünçtü.

Adamın ona saldırmaya başlamasıyla, hızlıca düşüncelerini uzaklaştırmış o da karşı saldırıda bulunmaya başlamıştı. Adamın kendisine dokunmasına bile izin vermemişti ki, adamın şimdiden birkaç yerinden kan akıyordu. "Efendi seni götürmemi istedi, uslu ol ve benimle gel." diyen adama karşı içinden sadece gülmüştü. Artık karanlığa büründüğü için etraftaki koku ona etki edemezdi.

"Sizinle hiçbir yere gelmiyorum." diye sesindeki siniri belli edecek şekilde konuşmuş, adamın göğsüne siyah bir kazık göndermişti. Adamın gözleri büyümüş ve yere yığılmıştı. Yuan zayıf bir insan değildi, son birkaç gündür biraz yumuşamış olabilirdi ama kesinlikle zayıf değildi. Kendisinden başka kim karanlığı bu kadar iyi kullanabilirdi ki. 

Yatağa bıraktığı babasına yaklaşıp durumunu kontrol etmişti. Daha birkaç dakika önce ona korkmamasını söyleyen adamın böyle kolayca alt edildiğini görmek hem komik hem de üzücü gelmişti. Onun bu kadar güçsüz olmadığını biliyordu. Ne kadar göstermemeye çalışsa da onun ortaya çıkmasından çok etkilenmiş olmalıydı.

Onun iyi olduğuna emin olduktan sonra odadan çıkmış kapıya bir tılsım bırakmıştı. Dışarıdan kimsenin girmediğine emin olmak için. Karanlığı tamamen üstüne çekip gölgelere saklanarak diğer babasını bulmaya çalışıyordu. Eğer ustası yardımcısını yolladıysa demek ki bu toplantı sadece onları oyalamak içindi. Büyük bir salonda duyduğu sesler ile oraya ilerlemiş, ustasının sesini duymasıyla ise korkuyla titremişti. Salona gizlice bakabileceği bir yer bulduğunda, babasının sekt lideri olarak bildiği adamın yanında oturduğunu görmüştü. 

Salonda bir gölge bulmaya çalışırken, ustasının gözlerinin tam da onları izlediği yere dönmesi ve göz göze gelmeleriyle korkuyla geri çekilmişti. Onu görmüş olmamasını diliyordu ama o adamı azıcık tanıyorsa gördüğüne emindi. Derin bir nefes alıp, salonun kapısına gelmiş tekrar düşünmesine olanak vermeden kapıyı açmıştı. Odadaki gözlerin ona döndüğünü hissetmiş ama o sadece babasına bakmıştı. "B-baba" üstüne basarak söylediği kelimeye tepkisini görmek için ustasına baktığında yüzünde kısa bir an gözüken kızgınlığı görmüş ve gülümsemişti. "Annem rahatsızlandı." Daha fazla konuşmadan onun yanına ilerlediğinde ustasının ayaklandığını görmüş hemen savunma pozisyonuna geçmişti.

"Huan ge, Hanguang-Jun'un bu kadar büyük bir oğlu olduğunu bilmiyordum. Oh, sanırım biraz da agresif.. Kendisinden büyük insanlara nasıl davranacağını öğrenemedi mi yoksa? Ne yazık.." İğneleyici bir şekilde konuşmuş ve Yuan'a doğru ilerlemeye başlamıştı. 

Yuan o yaklaştıkça geriliyordu, arkasında duvar olduğunu fark ettiğinde ise ne yapacağını düşünürken bir anda önünü kapatan beyaz giysilerle, babasını görmüştü. "Jin sekt lideri, yaklaşmayın." diye kısa ama sert sözcükleri söylemiş, onun araya girdiğini gören yao'nun yerine dönmesini sağlamıştı. 

"Ah, sadece biraz yakından bakmak istemiştim. Kabalık ettiysem üzgünüm." diyerek hiçbir şey olmamış gibi çayından yudumlamaya başlamıştı. Lan Huan'a baktığında onun olayları anlamlandırmaya çalıştığını görmüştü. Bir şey bilmediğini fark ettiği için onun önünde bir şey yapamazdı. 

Yuan onun hiçbir şey olmamış gibi davranmasına karşı sinirlenmesine engel olamamıştı. "Baba o adam-" Babasının ona susmasını söyleyen bakışını gördüğünde onun bir planı olduğunu anlamış, sekt liderinden izin alarak onunla birlikte oturmuştu. 

树荫下的花 - 𝓦𝓪𝓷𝓰𝔁𝓲𝓪𝓷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin