//17

672 85 19
                                    


Gözlerimi açtığımda sonsuz bir karanlıkla karşılaştım. Etrafımda hiçbir şey yoktu, beni içine çeken karanlığın dışında. Yerde ki sıvıya değen parmak uçlarım anında kırmızıya boyanırken hissettiğim sıcaklıkla korkarak bir adım geriledim. Attığım minik adımım ile zeminin rengi beyaza döndüğünde üzerinde, ayağıma değen sıvı daha bir belirginleşti.

Kan.

İçimde yükselen korkuyla nefesim kesildiğinde etrafıma bakınmaya başladığımda bir anda karanlık alan değişmiş, sarayın koridorlarından birinde olduğumu anlamıştım. Ne olduğunu anlayamasam da, ışık almayan bu koridorda ilerlemeye başladığımda her şey hala aynıydı, kanla kaplanmış beyaz zemin ve karanlık. Bir iki adımımın sonunda yerde gördüğüm bedenle zihnim durdu. Aldığım nefesler boğazımı tıkıyor sanki beni öldürmeye çalışıyordu. Ölü bedeni aynı o gün ki gibi korkunçtu.

Nefes alamadığımı hissettiğim an titreyen ellerim boğazımı tuttuğunda, tenime değen kalın ipi fark ettiğim de ellerim ister istemez onu sıkıca sarmıştı. Yine beni yakalamıştı. Bedenim bu boğuluşa tepki verirken, vücudum kontrolsüzce debeleniyor arkamda ki adam gücünü daha bir kullanıyordu üstümde.

Güçlü değildim, o adam kadar gücüm yoktu çünkü daha cılız bir çocuktum. Kendini korumanın ne demek olduğunu bile bilmiyordum.

Bedenim bu baskıya daha fazla dayanamadığında bacaklarımın bağı çözülmüş, kendimi dizlerimin üstünde bulmuştum. Son nefeslerimle birlikte gözlerim karardığında minik bedenim bir çöpmüşçesine yere yığılmıştı.

Boğazıma sıralanan nefeslerle birlikte uyandığımda ellerim sıkıca boğazımı sardı. Sanki bir şey hala orada, beni boğmaya çalışıyor gibiydi, beni öldürmek için bekliyordu.

Aldığım hızlı ve derin nefeslerin arasında çevreme göz gezdirdiğimde ayılmaya başlayan zihnimle odamda olduğumu gördüm. Kılıç antrenmanı sonrası uyuduğumu hatırladığımda titrek bir nefes dudaklarımdan çıkmış, kendimi tekrardan yatağa atmıştım. Babam birkaç gün önce beni yanına çağırıp bağırmış ve odama kitlemişti. Zihnimi engellemek adına günlerim yatmak ve antrenmanla geçiyordu. Seokjin hyung ile görüşmem yasaklandığından en son planımızın üzerinden sonra neler olduğuna dair haberim yoktu ve bu beni geriyordu.

Bununla birlikte her gece uykumu bölen kabuslarımsa durumuma yardımcı olmuyordu. Kendimi toplamaya çalıştıkça bir yerden patlak vermek yorucuydu.

Kral, bu zaman kadar beni bir bıçak olarak kullanmak için sivrileştirmişti, şimdiyse ben o bıçağı kendi hırsımla daha bir sivrileştirerek yaptığına pişman olacağı bir silah olacaktım. Onun sonunu getiren kişi olmaya kararlıydım.

Nefeslerim biraz daha düzelirken kalp atış hızımın hala yüksek bir tempoda koştuğunu hissedebiliyordum. Gördüklerim o kadar gerçekçiydi ki..tekrardan yaşıyorum diye korkmuştum. Bir rüya olsa dahi boğazımı saran o ellerin sıcaklığını, sıkılığını, nefesimin yetmeyişini hissedebilmiştim.

Bundan nefret ediyordum, eski anılarımın gün yüzüne çıkıp beni rahatsız etmesi sinir bozucuydu. Havanın aydınlanmaya başladığını gördüğümde giyinerek antrenman sahasına indim Kralın yanıma taktığı adamlarıyla. Kimsenin olmayışı beni sevindirirken kılıcımı elime alarak karşımda ki tahtadan yapılmış insan bedeninin önünde durdum.

Parmaklarım kılıcı sıkıca tutarken ilk önce basit hareketlerden başladım. Sadece kola odaklanırken yavaş yavaş ısınmaya başladığımı hissettiğimde bu sefer gövde ve kollara yüklendim.

İçimde birçok düşünce dolanıp duruyordu. Yaptığımız plan, eğer plan istediğimiz gitmezse oluşacak şeyler, Kralı öldürme düşüncesi, Kral Yoongi..

Another Life || YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin