3 Şubat Perşembe.
İyi okumalar.
.
.
.
Silva Mira BOZDAĞLI
Alarmın sesiyle gözlerimi araladım. Bir süre kendime gelebilmek için bekledim ve doğruldum. Oda boştu. Anlaşılan yine bana haber vermeden gitmişlerdi kahvaltıya. Hızla kalktım ve lavaboya girip işlerimi hallettim. Büyük ihtimalle kahvaltıya yetişemicektim zaten. Okula giderken alırdım bir şeyler. Zaten her gün böyle oluyordu. Yurtta arkadaşım olmadığı için kimseyle konuşmuyordum. Ve onlarda benimle.fazla iletişime girmiyorlardı.
Lavabodan çıktım ve yatağımın alt tarafındaki çekmeceden okul kıyafetlerimi aldım. Hızla üstümü giyindim. Sonra tarağımı alıp tekrar lavaboya girdim. Saçlarım çok uzun olduğu için bakımı zordu. Ama kesmek istemiyordum. Nedensiz bir şekilde saçlarım benim için değerliydi. Bilmiyorum. Belkide her gece rüyalarımda duyduğum o seslerle ilgilidir bu. Saçlarımı taradıktan sonra bir taç taktım ve banyodan çıktım. Çantamı aldım ve odadan çıktım. Yurt sessizdi. Anlaşılan herkes kahvaltıdan sonra bir daha yukarı çıkmamak için çantalarını alıp inmişlerdi ve direk okula gitmişlerdi.
Yurttaki çoğu kız - belkide hepsi- aynı devlet okuluna gidiyorlardı. Ama ben lise giriş sınavında yüksek bir puan yapmıştım. Özel Bozdağ koleji o okula gitmem için aramışlardı. Onlara yurtta kaldığımı ve böyle bir şansım olmadığını söylemiştim. Sonra ise okulun sahibi bana burs verebileceğini söylemişti. Bu sayede özel okula gidiyordum. Yurttan çıktım ve okula doğru yürümeye başladım. Aynı zamanda şarkı dinliyordum. Okulla yurt arası 20 dakika mesafedeydi. Aslında minibüslede gidebilirdim ama ara sokakalardan yürüyerekgidip gelmek daha eğlenceli ve güzeldi.
Her günüm böyleydi. Kalkıyordum, bazen kahvaltıya iniyordum sinra işlerimi halledip okula geliyordum. Okuldada pek bir şey olduğu yoktu. 8 ders işliyorduk. Sonrasında ise haftada iki gün etüte kalıyordum.
Okula gelince kulaklıklaımı çıkarttım ve çantamın yan tarafına koydum. Telefonumuda sessize alıp okula girdim. Sınıfıma çıktığımda başka kimse yoktu. Anlaşılan biraz erken gelmiştim. Sırama geçip oturdum ve kitabımı çıkardım. Kitabımı okurken sınıfa diğerleri gelmişlerdi. Sıram öğretmenler masasının önündeydi. Kimse burda oturmak istemediği için tek oturuyordum. Ders zili çalınca kitabımı sıranın altına koydum ve ders kitabını ve defterimi çıkarttım. Biyoloji hocası sınıfa girince ayağa kalktık. Hoca "Oturabilirsiniz." deyince oturduk.
Hoca sandalyesine oturdu ve "Silva defterini alabilir miyim?" deyince "Tabikide hocam. " dedim ve defterimi verdim. Hoca en son yazdığımız yere baktı. Sonra "Diğer sınıflara göre öndeyiz. İsterseniz ilk ders biraz işleyelim. İkinci ders kitap okuyun ya da test çözün. " dedi. Tüm sınıf kabul edince hoca "Silva sınıfı sayar mısın canım?" dedi. Ayağa kalktım ve sınıftakileri saydım. Tam 20 kişiydik. "20 kişiyiz hocam." dedim. Hoca gülümsedi ve "Kendini saydın mı?" dedi. "Hayır." dedim.
Okuldaki en sevdiğim hoca Miraç hocaydı. Çok iyi ve güler yüzlü bir hocaydı. Okul sahibinin yiğeniymiş. Bende geçen yıl öğrenmiştim bunu. Hoca derse başĺaınca bende dinlemeye başladım. Çok eğlenceli geçiyordu biyoloji dersleri. Hoca anlatırken aralara şakalar ekliyordu ya da hikayeye çevirerek anlatıyordu bazı konuları. Mesela alyuvarların kandaki hareketini göç hikayesine çevirerek anlatmıştı ve hepimiz çok güzel anlamıştık.
Şu andada kemikleri işliyorduk. Miraç hoca " Kemiğin yapısınıda dünya katmanlarına benzetebiliriz çocuklar." dedi. Dersböyle.devam ederken nasıl geçtiğini bile anlamamıştım. Zil çalınca hoca "Çok çabuk geçti. Neyse. Diğer hafta devam edicez bu konuya. Çıkabilirsiniz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir RAPUNZEL Masalı
Teen FictionYine aynı sesler... Beynimi patlatacak gibi yankılanan... Sonra bir anda kayboluyorlar. Çok uzakta yanan bir ev. Boğuk gelen çığlık sesleri. ___________________________________________________ - SİLVA MİRA BOZDAĞLI. - 16 YAŞINDA. - YURTTA KALAN Bİ...