17 Şubat Perşembe.İyi okumalar.
.
.
.
Silva Mira BOZDAĞLI
Şu an arabadaydık ve öz ailemle birlikte onların evine gidiyorduk. Çok farklı duygular içindeydim. Yıllardır tek başımaydım. Ailemin beni terk edip gittiğini bilerek ve bunun nedenini düşünerek gelmiştim bu yaşıma kadar. Ama her defasında ulaştığım sonuç aynıydı.
' Bir sebepleri vardır mutlaka.'
İçimden onları suçlamak gelmiyordu. Nedenini bilmiyordum ama onların beni bilerek ve isteyerek bırakacağına inanmamıştım hiç. Ve düşüncelerim doğruydu. Ben ailemden koparılmıştım. Nedenini bilmiyordum. İntikam için miydi? Ya da ailemizi kıskanan birileri mi vardı?
Bunun bunca yıl sonra hiç bir önemi yoktu. Bunu yapan kişilerin ceza çekmesi bir işe yaramicaktı. Giden 9 yılı geride getirmicekti. Onlarla.gitmeseydim sonrasında eminimki pişman olucaktım. Denemekten zarar gelmezdi.
Ve biyolojik annem ve babam çok heycanlı ve mutlu görünüyorlardı. Vede üzgündü hepsi. Onları bir kez daha hayal kırıklığına uğratmaya hakkım yoktu.
Şu an aklıma geldi. Ben daha isimlerini bilmiyorum. Onlara döndüğümde zaten bana baktıklarınıfark ettim. Daha doğrusu hastanede gözlerimi açtığım andan beri bana bakıyorlardı zaten. "Şey isimlerinizi öğrenebilir miyim?" dedim. Biyolojik annem gülümsedi ve "Tabi kızım. Ben sana tanıtiyim ailemizi. Ben annen Maria Bozdağlı. Baban Miran Bozdağlı. İkinci abin Baran Bozdağlı. Üçüncü abin Selim Bozdağlı. Evde iki abin daha var. En büyük olan abin Barlas. En küçük abin ise Mirat. Şu an evde oturamadıklarına eminim. " dedi.
Bu dediği benide gülümsetmişti. Bu kadar önemlimiydim onlar için? Eskiden nasıldık çok merak ediyordum. Kocaman bir evin bahçesinde araba durunca birlikte arabadan indik. Miran bey yanıma geldi ve elini belimemkoyup "Evine hoşgeldin tekrardan kızım." dedi.
Sonra birlikte kapıya doğru giden ince yoldan yürüdük. Yolun iki tarafındada rengarenk çiçekler vardı ve iki taraftada çok güzel ve gösterişli mini havuzlar vardı. Tam ortada ise büyük bir havuz vardı. Ev ise baya gösterişli ve kocamandı. Hastanede onlarındı. Ve gittiğim okulda Miran beyin kardeşinindi. kendi hastane ve okullarında çalışıyorlardı. Ve otel ve şirket zincirlerinin olduğunuda duymuştum. Ayrıca birde yurt dışındada tanınan bir aileydi.
Biri gelipte ailemin Bozdağlı ailesi olduğunu söyleseydi hayatta inanmazdım. Ama öyleymiş. Aşırı ultra zengin birilerinin avlatlarıyım. Tabi bu beni ilgilendirmez. Ya da çok yakından ilgilendirebilir. Odama yemek doldurabilirim. Ya da mirastan bana pay düşerse hamburgercide açabilirim.
Dur yaa. Ben çok uçtum. Daha yeni başlıyoruz. Bismillah. Kapı açılınca içeri girdik. Orta yaşlı bir kadın açmıştı kapıyı. Beni görünce "Silva. Sen ne kadar büyümüşsün. Daha dün altını bezliyordum ben senin. " dedi ağlarken. Maria hanıma döndüm ' Bu kim?' dermiş gibi. Maria hanım "Evimizin çalışanı hayatım. Uzun yıllardır bizimle." dedi. Sonra kadına sarıldı ve "Hümacım. Ağlama artık. Hem biz çok acıktık. Sen bize yemek hazırlayıver." dedi. Hüma teyze "Hemen hazırlıyorum Maria hanım." dedi. O mutfak olduğunu düşündüğümyere giderken yanımızaniki kişi geldi. İkiside dolu gözlerle bana bakıyorlardı. En küçük abi olduğunu düşündüğüm kişi hızla yanıma geldi ve bana sarıldı. Ne tepki vereceğim hakkında bir fikrim yoktu. Ağlıyordu. "Seni çok özledim rapunzel. " deyince başıma şiddetli bir ağrı girmişti.
Kollarımı kaldırıp sarılmak istiyordum ancak vücudumda tonlarca ağırlık var gibiydi. Buna rağmen kollarımı kaldırdım ve beline sardım. Vucudunun gerildiğini hissetmiştim. Kollarını daha sıkı sardı. Bir süre sonra geri çekildi. Miran bey "Hadi artık salona geçelim." deyince birlikte salona geçtik. Maria hanım " Kızım hastanede eskiden nasıl bir aile nasıl olduğumuzu sormuştun. Albümleri getiriyim bakalım fotoğraflara olur mu? " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir RAPUNZEL Masalı
Roman pour AdolescentsYine aynı sesler... Beynimi patlatacak gibi yankılanan... Sonra bir anda kayboluyorlar. Çok uzakta yanan bir ev. Boğuk gelen çığlık sesleri. ___________________________________________________ - SİLVA MİRA BOZDAĞLI. - 16 YAŞINDA. - YURTTA KALAN Bİ...