7 Kasım Pazartesi.
İyi okumalar diliyorum güzeller.
.
.
.
Kahvaltıdan sonra bahçedeki büyük oturma alanına geçmiştik. Dedem en başta otururken biz de yanlardaki karşılıklı uzun koltuklara oturmuştuk.
Ve herkes çay içiyordu. Ben ise Limonata.
Çay fazla sevmezdim. Damak tadıma uymuyor.
( O sırada kaçak çay ve Türk çayı hastası yazar...)
Dedem bir anda belinden bir silah çıkarttı ve önündeki sehpaya bıraktı.
Çok güzel bir silah be.
İşlemeli falan. Mükemmel.
Ben silahı incelerken Baran abim kulağıma eğildi ve "Korkuyorsan kaldırmasını söyleyeyim bebeğim." dedi.
"Hayır. Korkmadım. " dedim.
Mart amcam "Miracım, bize biraz kendinden bahsedebilir misin?" dedi.
Ayy çok gergin bir an.
Dedem böyle bakarken rahat hissedemiyorum. Baran abim "Bebeğim çekinmene gerek yok. Rahat ol." dedi.
Derin bir nefes aldım ve "16 yaşındayım. 11. sınıfa gidiyorum. Karanlık, ateş ve iğne fobim var. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi ve yemek yemeyi çok severim. " dedim.
Hakan abi "Ben de kitap okumayı çok severim. Hatırlıyor musun, birlikte kitap okurduk her gün. " dedi.
"Maalesef çok az şey hatırlıyorum. Ama hatırlamak için çabalıyorum. " dedim. Ufak bir tebessüm etti ve önüne döndü.
Cem "Silvaa çikolatalı pasta seviyor musun hala?" dedi heyecanlı sesi ile.
Güldüm ve "Tabiki dee eveett. " dedim.
Can "Biz de bunu tahmin ettiğimiz için kardeşim ile sana pasta aldıkk. Birazdan üçümüz yeriz." dedi.
Enis "Ne demek üçümüz yaa. Ben ne Olucam?" dedi.
Can yanıma geldi ve "Sen git lan. Silvamla bizim o pasta. " dedi.
Hayır.
Sadece benim.
Ayağa kalktım ve "Durun durun. Tartışmayın. Pasta sadece benim. " dedim.
Sonra ön bahçeye doğru koştum.
Şoktan yeni çıkan Can, Cem, Kayra ve Edis ise peşimden koluyorlardı.
Enis ise bir anda önüme çıkınca üstüne düşmüştüm.
Peşimdeki dörtlü ise hızlarını alamayıp üstümüze düşmüşlerdi.
"Laaannn!! Ezildim!!" dedim sinirle.
Can "Aaaa!!! Kolum koptu!!!" dedi.
Enis " Senin ses tellerine sokayım piç!! Bağırma kulağımda!!" dedi.
Kayra " Kızın yanında düzgün konuş!!" dedi.
Mirat abim" Silva!!! Lan noldu burada?!" dedi.
"Abiii. Al bunları üstümden. " dedim.
Mirat abim hepsini itti ve beni ayağa kaldırdı. Ben de Enis'in elini tutup kaldırdım. Yazık kıvırcığa. Ezildi.
"İyi misin?" dedim. "Sanırım iç organlarım ezildi. " dedi. "Bir anda önüme çıkınca, üstüne düşmüş bulundum. " dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir RAPUNZEL Masalı
Roman pour AdolescentsYine aynı sesler... Beynimi patlatacak gibi yankılanan... Sonra bir anda kayboluyorlar. Çok uzakta yanan bir ev. Boğuk gelen çığlık sesleri. ___________________________________________________ - SİLVA MİRA BOZDAĞLI. - 16 YAŞINDA. - YURTTA KALAN Bİ...