tatsız tatlılık

496 44 0
                                    

"Hadi ama kook! Neden bu kadar tedirginsin ki? Bana güven bebeğim." Derin bir nefes çekme sesi geldi. Güldüm ve kendimi yatağıma atarak yorgana sarıldım. Jeongguk'u yarım saattir bize gelmesi için ikna etmeye çalışıyordum ancak o hâlâ abimlerden çekiniyordu. "Lalisa benim daha güzel bir fikrim var. Sen bana gel her şey çözülsün. Ne dersin?"

Aish!

Derin bir nefes aldım ve doğruldum hızla.

"Bak abimler çok sıcak kanlı ve anlayışlılardır. Hem ben onlarla konuştum. Ciddiyim kook tedirgin olma lütfen. Bana karşı rahat olmanı istiyorum." Derin bir nefes aldığını ve de verdiğini duydum. Saçlarını karıştırdığını hissederken aynı anda tatlı yüz ifadesi gözlerimin önüne geldi. Gülümsedim sebepsizce. "Pekala geliyorum" ellerimi çırptım. Telefonumun düşmesiyle ufak bir küfür edip geri elime aldım. Ardından alaylı sesini duydum. "Küfür mü ettin sen?" Sırıttım. "Öyle mi olmuş?" Güldüğünde geri yatağıma uzandım. "Öyle olmuş" tam bir şey söyleyecek iken Leo yanıma geldi ve hemen yanıma sokularak yattı. Gülümsedim ve onu başından öptüm. "Hem Leo da seni çok özledi." Güldü. "Bende onu çok özledim."

Leo jungkook'un sesini duymasıyla telefona uzandı hemen. Telefonu koklamaya başlamasıyla güldüm ve ona doğru uzattım. "O seni biraz fazla özlemiş sanırım. Telefonu kokluyor." Jungkook güldü. "O zaman beni özleyenleri bekletmeyeyim." Güldüm sesli bir şekilde. "Doğru karar verdin asker! Böyle devam!" Yeniden güldü ama bu daha çok alay eder gibiydi. "Asker mi?" Kafamı iki yana salladım. "Sorgulama da üzerini giyin ve gel" kafasını aptalca salladığını hissettim. "Peki." Uzatarak tatlı bir şekilde söylediğinde yanaklarını sıkmak ve öpmek geldi içimden. "Giyinirken bana video atabilirsin. Ne de olsa böyle harika fiziği sevgilinden saklamak mantıklı olmaz." İlk beş saniye ses gelmemesiyle birlikte gülmemek için kendimi zor tuttum. "Aish Lisa kapat telefonu geliyorum!" Güldüm ve vedalaştıktan sonra telefonu kapatıp ayağa kalktım. Merdivenlerden inerken kaç kere esnemiştim emin değildim. Tanrım fazlasıyla uykum vardı!

Aşağı inerken herkesin koltukta televizyon izlediğini gördüm. Hemen namjoon'un yanına sokularak aralarına girdim. "Bende ne eksik diyordum." Yoongi konuştuğunda güldüm ve namjoon'a sarıldım. "Ne oldu Lisa ne istiyorsun yine?" Gözlerimi devirdim. "Sadece sana sarılıyorum namjoon." Oda güldü ve bana sarıldı. "Şaka yapıyordum" ancak daha sonra gerçekten jungkook'u çağırdığımı ve onlara nasıl söylemem gerektiği geldi aklıma.

Nasıl yapacağım ki?

"Aslında bir şey va-" aynı anda namjoon'un konuşmasıyla onun devam etmesi için bekledim. "Jimin şu sizin okulda ki park'ın taşınacağını öğrendi. Sen uyurken jimin'i aradı ve vedalaştılar. Sanırım bugün iyi bir gün değil."

Dondum.

Sinirler bir anda beynime fışkırdı. Aynı anda üzülürken bugün için gerçekten iyi bir gün olmadığına karar verdim. "Sen ne diyecektin lalisa?" Kafamı iki yana salladım. "Önemli değil." Jimin'e baktım. Gerçekten hüzünlü görünüyordu. Ayağa kalktım ve hemen odama çıktım.

Siz:
Parkta buluşsak senin için sıkıntı olur mu jeongguk?

Jeongguk💛:
Sıkıntı olmaz tabii ki Lisa

Jeongguk💛:
Bir sorun mu var?

Siz:
Ne zaman olmadı ki o kadın hayatımıza girdiğinden beri bir sorun var

Siz:
Her neyse gelince anlatırım

Jeongguk💛:
Pekala

Let Me Be YourHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin