AMİR BEBEĞİM |TEXTİNG| ✓

9

Muhteşem ikili yine huzurlarınızda...

Sizi şöyle alalım.

Yıldızlandınız.

***

Lila – Gediz

Gölcük: Ağır duygu değişimlerin de geçtiğine göre bize gelebilirsin mor kafalı.

Siz: Size niye geleyim Gediz?

Gölcük: Kızım sen mal mısın taklit mi yapıyorsun?

Gölcük: Tee geçen hafta annemler tatile çıkalım dedi. Babanın yanına Mardin'e gidecekler ya teyzemlerle.

Siz: Ha ben onu unuttum da bunun sizin evle ne alakası var?

Gölcük: Ben de size gelebilirim ama bizde kişi sayısı fazla.

Gölcük: Hadi kızım gel de beni canavarlardan kurtar.

Gölcük: Susturamıyorum da.

Siz: Tamam be zırlama hemen. Geliyorum.

***

Telefonumu cebime sokup odamdan çıktım. Pijamalarımın cepi olmazsa ben yaşayamazdım. Annem valizler kapının önüne koymuş. Yanıma gelip bana sımsıkı sarıldı.

"Bir tanem siz de burada eğlencenize bakın, tamam mı? İkizler olacak, çok da abartmayın."

"Tamam anneciğim. Merak etme sen bizi."

Kapıdan beraber çıktık. Gediz'in annesiyle teyzesi de hazır bekliyorlardı.

"Hadi çıkalım." dedi Gediz. Sen nereye evladım?

"Sizi havaalanına ben bırakırım." dedi. İki küçük canavara ben nasıl bakarım. Gitmesin diye kedi bakışları göndersem de oralı bile olmadı.

Onları uğurlayıp Gediz'lerin evine geri döndüm. Uslu uslu yatıyorlardı. Niye canavar dedi ki bunlara, neyse. İkisini de salona götürdüm ve matların üstüne oturttum. Kapı çalınca onları orada bırakıp kapıya gittim.

Gediz'in bu kadar erken gelmesini beklemiyordum.

"Bu kadar-" dediğimde karşımda Amir'i görmemle lafım kesildi ve kapıyı kapattım. Aman allah'ım onun burada ne işi vardı. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladığında zil tekrar çaldı.

Yüzüne kapı kapatmıştım değil mi ben? Derin bir nefes verip kapıyı açtım.

"Göl- yani Gediz evde yok." dedim.

Ayakkabılarını çıkartıp içeri geçerken "Biliyorum, geleceğini söyledi." dedi. Ne bu rahatlık yiğidim?

"Çocuk bakacağından haberin var mı?"

Gözlerini pörtletti. "Ne bebeği ya!" diye bağırdı. Geldin bir kere bebeğim, seni bırakmam.

"Gediz seni güzel kandırmış. iki tane olmasa seni bırakırdım ama bana yardım etmek zorundasın bebeğim." Adama bebeğim dedim. Garip bakışları üstümde gezindi.

Dudaklarımı ısırırken "Ağız alışkanlığı. Gediz'e öyle demekten. Kusura bakma." dedim.

"Önemli değil."

Yerde oturan bebeğin birini Amir'e verdim. "Nasıl ayırt ediyorsun?" diye sordu çünkü tek yumurta ikizleriydi.

Omuz silkerek "Ela'nın tombik yanakları var Eda'dan farklı olarak." dedim.

Bebeği kendinden uzak tuttu. "Bu Eda mı?" dedi. Güldüm çünkü hala anlamadı. Kafamı iki yana sallarken "Hayır o tombik Ela." dedim. Dudağının üstündeki beni göstererek "Bak burada beni de var." dedim. Anladığını anlatmak için kafasını salladı.

"Ayrıca öyle bebek mi tutulur?" dedim ve onun üstünde çocuğu düzelttim.

"Pijamaların güzelmiş." dedi. Bir anlığına iltifat etti diye sevinirken üstümdekiler aklıma geldi. Pandalı pijamalarımla dalga geçiyordu. Sert bakışlarımı ona gönderirken "Onlara mama hazırlayacağım. Dikkat et." dedim ve mutfağa geçtim.

Masanın üstündeki kağıtta ikizler hakkında bilgiler vardı. Mama nasıl yapılır, o da dahil.

"Amir ikizleri mama sandalyesine oturtturur musun?" dedim. Bize de makarna yapmıştım. Ve ben Amir gibi yağsız, tuzsuz yerdim. Onunla bir alakası yok. Yaptığı şeyleri, tatlıları ve tuzluları aşırı olunca hiç sevmem, yiyemem de.

ikizlerin mamalarını önlerine koydum. Kendileri yemeye çalışmalıymış.

Bilsem de "Makarnayı yağlamamı ister misin?" diye sordum.

"Gerek yok." dedikten sonra ikimize de tabak hazırlayıp masaya koydum.

"Sende mi?"

Kaşlarımı çattım "Ney ben de mi?"

"Yağsız makarna?"

"Haa, ben yağlı şeyler çok sevmiyorum. Hem böyle hamur hamur daha güzel." dedim.

Amir Bebeğim kahkaha atmaya başladı. Niye bu kadar güzel gülüyorsun vicdansız.

Eda'nın uykusu gelince kucağıma alıp ayağa kalktım. "Amir sana güveniyorum. Şu çocuğun başına bir şey gelmesin."

"Çocuk canavarı mıyım ben? Hem ben de seninle geliyorum." dedi ve peşimden geldi. Buraya bir beşik getirmemişler. Gediz'in çift kişilik yatağına yattım. Diğer ucuna da Amir uzandı. Ay kendimi çok garip hissediyorum.

"Saçlarını okşarsan uykuya dalar." Ondan cevap beklemedim. Zaten cevap da vermedi. Ben de senin saçlarını okşamak istiyorum. Sen de benim saçlarımı okşa istiyorum. Çok mu şey istiyorum?