Üstümüze Beşiktaş formalarımızı giymiş maça gidiyorduk. Arabaya binince teypten Beşiktaş marşları açtım. Arabayı kullanan Amir Bebeğim de eşlik ediyordu bana.
Gökyüzünde değilsin yalnız
Bir yanın ay, bir yanın yıldız
Efsaneler yerde sürünsün
Kartalım göklerde süzülsünBeşiktaşlıyız Beşiktaşlı
Anlayamaz kimse bu aşkı
Bekçisiyiz kopsa kıyamet
Siyah beyaz size emanetArada Amir'le göz göze gelerek gülüştük.
Onun doğum gününde iki tane bilet almıştım ve şimdi, beraber Beşiktaş maçına gidiyorduk.
Vodafone arenasının önüne gelince upuzun sırayla kontrollerden geçip stada girdik.
Çok kalabalıktı. Güzel ve heyecanlı bir maç olacaktı. İnsanların bağırış çağırışlarının altından ezilirim diye Amir beni kendine çekerek eli belimde ilerliyorduk.
Büyük bir heyecanla maçı izlerken daha önce hiç duymadığım küfürler öğrendim, amcalar sağ olsun.
Tabutunu taşıyan cemaati sikeyim.
Senin öttürdüğün düdüğün içindeki nohutu sikem
Ananı avradını, soyunu sopunu, topunu fişeğini, eşiğini beşiğini, döşeğini, irisini dirisini, her gün birisini sikeyim.
Gibi gibi...
Maçı galibiyetle kazanınca marşlarla neşemiz hiç eksik olmadı. Bir ara ezilmemi saymazsak eğer.
Şoförümüz bizim evi geçince "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Sesimde tedirginlik değil de merak vardı.
"Çok güzel bir sürprize." derken gözlerini yoldan ayırıp birkaç saniye bana baktı.
"Heyecanla bekliyorum." diyerek dışarıyı seyretmeye başladım.
Issız tepe gibi bir yere gelmiştik. Kendi tarafından inerken bana doğru yöneldi ve kapımı açtı. Uzattığı elini tutarak arabadan indim ve gözlerimi etrafta gezdirdim.
İstanbul'un tüm ışıklarını görebiliyordum. Bütün manzara ayaklarımın altındaydı ama en güzeli yerdeki piknik sofrası.
"Bugün bizim gecemiz." diyerek beni piknik alanının yanına götürdü. Buradan daha güzeldi manzara sanki.
"Burası çok güzel Amir." Ona sarıldım. Geriye doğru düşüp yıldızları izlemeye başladık.
Bir yandan da ağzıma bir şeyler tıkıştırıyordu. Esen havaya rağmen kolların arasında olmak sımsıcak hissettiriyordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımızda aramızdaki mesafe sıfıra indirmiştik. Aldığım kesik nefesler çenesine çarpıyordu.
Yanağımı çenesine doğru sürttüm gözlerim kapanırken. Güzel kokusu burnumu dolduruyordu. Zamanın durmasını ve hep böyle kalmamızı istedim.
Dudakları alın çizgime değerken çenesini öptüm. Kirpiklerimin arasından ona baktığımda gözündeki yoğun duygular bir bir açığa çıkıyordu.
Dudaklarım yana kıvrıldı, ellerimi yüzüne yerleştirip baş parmağımla yanağını okşadım.
"Seni seviyorum Amir Bebeğim."
"Benim küçük bebeğimsin Lila. Seni her şeyden çok seviyorum."
Beni kendine daha çok çekti. Sırtımı göğsüne dayamak güven verirken onu ne kadar çok sevdiğimi düşündüm.
Onu her zerresine kadar seviyorum, gülüşüne hayran oluyorum mesela. Elimi onun kalbine koyduğumda kalplerimiz aynı anda atıyor sanki. Sanki büyülü bir denize dalmış gibi...
Ne eksikse sen tamamla,
son derece yorgunum.
Çok uykum var, öp beni,
öpersen ne güzel uyurum.
Ali Lida
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMİR BEBEĞİM |TEXTİNG| ✓
HumorTAMAMLANDI 0508 * **: Bir doktor hayatımı kurtarabilir, 0508 * **: Bir avukat hayatımı savunabilir, 0508 * **: Bir asker hayatım için savaşabilir, 0508 * **: ama sadece sen bana hayatın gerçek anlamını verebilirsin. 0508 * **: Seni seviyorum...