4

4.9K 187 8
                                    

Olayların hızlı ilerleğini gören bne: wHaT tHe FuCk?!?

Yıldız 

Yıldız

Yıldız

***

Amir Bebeğim: Napıyorsun bilinmeyen hanım?

Amir Bebeğim: Dur bir dakika, hanımsın, değil mi?

Amir Bebeğim: Yani kız olanından.

Amir Bebeğim: Ne saçmalıyorum ben?

0508 *** ****: Dersin yok mu senin bebeğim?

Amir Bebeğim: Bana bebeğim demeyi keser misin?

0508 *** ****: Ama sen benim bebeğimsin.

Amir Bebeğim: Kül yutmaz okula gelmemiş.

0508 *** ****: Ve sen de bana yazayım dedin??

Amir Bebeğim: Evet, ne var bunda?

0508 *** ****: En sevdiğim bebeğimsin Amir bebeğim.

Amir Bebeğim: Geldik yine aynı konuya.

Amir Bebeğim: Deme şöyle kızım.

0508 *** ****: Sana nasıl sesleneceğime karışamazsın Amir Bebeğim.

Amir Bebeğim: Sen benden de inatçı çıktın. Seni bulursam görürsün.

0508 *** ****: Beni bulursan bana da haber ver.

0508 *** ****: Ama malesef bu mümkün olmayacak.

Amir Bebeğim: Göreceğiz.

0508 *** ****: Göreceğiz.

***

"Napıyon mor kafalı?" Gediz'in sesini duymamla telefon elimde dans etmeye başladı. Son anda yere düşmesinden kurtardım onu.

"Ne var küçük gölcük?" dediğimde gözlerini devirdi.

"Algılama sorunu mu yaşıyorsun?"

"Bebeğimle mesajlaşıyordum tabi ki." dediğimde elimden telefonum alarak koşturmaya başladı. Ben orada öyle, donmuş gibi kalırken Balım'ın beni dürtmesiyle hareketlendim.

Gediz merdivenlerden aşağı inerek bahçeye yönelirken arkasından bağırıyordum.

"Eşek kafalı telefonumu getir."

"Lan küçük gölcük."

"Bok çukuruna düşüp sakat kalırsın inş-" Laflarımı bitiremeden önüme çıkan ilk dubaya çarptım. Bir dakika, bu duba değil. Burnumun yamulduğuna inanıyorum. Kafamı kaldırıp baktığımda bebeğimi gördüm. Ay bir de kollarıyla beni tutuyordu. Şapşik.

Bakışmamızın bitmesine Gediz'in anırmalarıyla ona dönmem bozmuştu. Biraz önce Amir bana derin derin mi baktı? Evet evet öyle baktı. Düşüp bayılacağım ama bir sorunumuz var. Amir'in kolları hala belime dolanmış duruyordu.

Bir adım geriye gittiğimde bacaklarımın beni taşıyamayacağını düşündüm ama yanılmışım. Amir'i takmadan Gediz'e bağırdım.

"Lan getir şu telefonumu." diye bağırdığımda Gediz yanıma gelip bana sarıldı. Manyak mı lan bu?

"Sana erken alışmış bebeğin." diye fısıldadı.

"Bunla da eğlenme küçük gölcük." diye homurdandım ondan ayrılırken.

"Demesene bana şöyle mor kafalı ya."

"Sana nasıl sesleneceğime karışamazsın küçük gölcük." diyerek arkamı döndüğümde Amir'in bakışları üzerimde dolandı. Ona da öyle yazmıştım değil mi? Aman hatırlamıyordur bile.

"Lila! Çıldırtma beni!" diye bağırdı arkamdan. Ona dönerek dil çıkarttım ve "Kudur!" dedim.

Aha rezil oldum. Vallahi de, billahi de rezil oldum. Hayır yani üç yaşında mıyım da dil çıkartıyordum. Amir bebeğim de bana bakıyordu.

Acaba ben şansımı küçükken top havuzunda falan mı kullandım?

Yoksa küçükken başkalarının sakızlarını mı çaldım, nasıl bir kötülük yaptım da bugünleri gördüm, bugünü yaşadım ya Rabbim?

Çünkü bunun başka bir açıklaması olamaz.

Hem Gediz hem Amir Bebeğim hem de Balım gülüyordu. Bu kadar komik olan ne acaba? Ayaklarımı yere tepe tepe sınıfcağızıma çıktım ve kafamı sırama gömdüm.

AMİR BEBEĞİM |TEXTİNG|  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin