BORDO.MALİKANE.2004 12 mayis.
Bi sene öncesi.
ŞARAM ŞANLİ.
Malikenin kapısından çıkmamla beyaz mersedesime atlamıştım annemde geldi.Ve bi edayla arabama yaklaşıp elinde tutdugu yaylıkları çantasının üzerine alıp oturmuştu, anlaşıldı dedim rotamız kiliseyedir.
Evet Şarma bu gün pazar ve o çocuk hayatına girdiyinden dogru düzgün ibatdetlere bile gelmiyorsun.
Anne lütfen Hugo"nu niye karıştırdın ibadetime,onunla ne ilgisi var kilisede şam yandırmamın?
Var Şarma eskiden her pazar birlikte giderdik ama şimdi hep bi bahane.
Tamam anne bu kadar alınıyorsan yine gelrim ama sende biliyorsun kiliseye meryem ananı degil sırf seni mutlu etmek için geliyorum.
Öyle deme Şarma Yaratıcıya karşı gelmek, onu inkar etmek en büyük ahmaklık olur.Ben senin öyle bi inancsız olup çıkmana izin vermem. Yoksa seni böyle yetiştirdigim için kendimi yetersiz bulacagım.
Benim inkar ettiyim bişey yok sadece tercihim bu.
Nedir terchin? böyle arafda savrulmak mı? Bak Şarma din demek ahlak, adap medeniyet demek.Din bizim hayatımıza bi şekil, yön veren düzenin kanunun adı kızım.Senin kimliyinden dolayı hiç bir zaman zorlamadım.Seçimi sana buraktım ki şimdiye kadar çocuktun belki anlamıyordun ama artık kendine bi yol seşmelisin.İlaki hiristiyan ol demeiyorum asla,. İstersen müslümanlıgı bile seçe bilirsin aynı ecdadların gibi ama seçmelisin.
Evet annemle tatlı bi tartışmayla kiliseye varmıştık, inerek baş örtümüzü kafamıza geçirip kilisenin kapısından içeri girdik.Elena hanımcım tam bir inanclı hirictiyandı ve beni ilk günden olmasa da belli bi zaman sonra bu dinle tanıştırmıştı.
O zaman parisde yaşıyorduk, ve hayatımda ilk kes bi kilise gördüyümde hangi duygular yaşadıgım hala hatıramda.
Parisin en şahşanlı bir kilisesiydi ve kocaman kapısından girip,duvar boyu resimler, bi kadının kucagında çocuklu heykeli, ve önünde yandırılan yüzlerce şam.Hele içerisinde insanların bi şeyler dileyerek sesiz dudak kıpırtıları bi başka gelmişti bana.
Ve Elena hanımcım beni o kilseye götürdügünde 12 yaşım vardı ve beni asla bir hiristiyan yapmak niyeti olmadıgını apaçık söyemişti.Elbet ben o zaman onun ne demek istediyini anlamaıştım ve en son düşüneceyim şey her halde din konusu olurdu ki yarlı çocuklugumun umurunda bile degildi.
Müslümanlıkmış, hiristiyanlıkmış, yada yehidulikmiş.
Tek sorguladıgım, neden sorusuydu,. neden ben? neden benim ailem, neden bizim başımıza bu facialar gelmişti,. neden ? neden? neden?
Başkada bi sorum yoktu ve ben bunca yılları her pazar sırf annem mutlu olsun diye onunla kiliseye geliyordum.Kris, Lali çohuu zaman gelmezlerdi ama ben bana bu yer yüzünü cennet kılıp cehennemden çıkartan kadına hep iyi olsun, yüzü gülsün diye yapa bileceyim her şeyi yapıyordum.Bununla da sanırım ona olan minnet borcumu yerine yetirerek vicdanımı rahatlatıyordum.
Kilseymiş, keşişmiş, rahibmiş zerre umrumda degildi, açıkcası orda ne yaptıkları, neden yaptıkları, ne konuştukları, kimden konuştukları hakta en ufak bir fikrim bile yoktu.Ve annemin bana verdiyi İncil kitabını da tek bi kere açıp okumamıştım.Gerçi annem sana iyi gelecektir, oku derdi ama benim neden? sorusunun cevabını orda bulacagımdan emin degildim ve asla tek sayıfasını açma tenezülünde bile bulunmamıştım.
Şimdi yine burdaydık ve annem bi asaletle kiliseye yürürken beni de koluna takmıştı.Bu arada Elena hanımcım Bordo"nun en hayır sever kadınlar listesinde birinci yerdeydi ve bu yardım ettiyi alanların içinde kiliseler ön sırada geliyordu ki, ibadet ehli onu çok seviyordu.Ve kapıdan girip her zamanki önde yerimizi alarken keşik saygıyla yaklaşmış annemle halhaspiyal etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN evlatları (Devam ediyor)
HorrorKorkudan bayılmıştım.Gözümü açtığımda vahşi ermeni şişman vucudumu boruya sokamadığı için beni çamurun içine fırlatdığını gördüm.Ardından tüm köyün çocuklarını anne babalarının gözü önünde ğaz borusuna doldurup kapağını kapatdılar.Hala o çocuların...