FRAFSA. BORDO şehri .SANEMONEL kasabası.
Sene 2005.1 ŞUBAT.Saat 12..10
ŞARMA ŞANLİ.
Annemin tekidi üzerine yataktan çıkmıştım, önce bi duş aldım ardından Karolinanın getirdiyi tepsiden elmecbur bişeyer yemiş ilaclara sarılmıştım.Beni şimdiye kadar hayatta, ayakta tutan ilaclarıma.Biliyorum içtiyim ilac degil, bir zehirdi ve bir gün mutlaka beni öldürecekti ama onlarsız artık nefes bile alamıyordum ve açıkcası hayatım gözümde sönmüş iken, umutlarım kalbimde kanrevan ölmüş iken,artık hiçbir şeyin manasıda kalmamıştı.
Saglıklı yaşamak mı?, ya serseri gibi ilac bagımlısı mı,? hepsi kafamda püff olmuşlardı.Benim için artık yolun sonu gibiydi ve bu sonun nerden gelecegi umrumda bile degildi.
İlaclarımı aldıgım yarım saati geçmişti, kendimi iyi güclü ve özgüvenli hiss etmeye başladım.Üzerime rahat bişeyler giyerek kaç gündür sıkışıp kaldıgım bu duvarlar arasından kendimi kasabaya atmak için merdivenleri hızla inerek kapıya dogruldum.
Şarma nereye?
Hizmetçi kadın seslenmişti, kasabaya inecegim Karolina, dememle kadın kaşlarını çattı.
Annenin haberi var mı? biraz önce çıktı, ilac alacakmış.
Yok ama sen makaron almaya gitigimi söylersin.
Evde tatlı makaron var Şarma, sıçak sıçak istersen bende yapa bilirim.
Hayır Karolina oyalama beni gidecegim.
Ama madam anneniz biyere ayrılmasın dedi, şimdi gelince ben ne derim?,
Cevab bile vermeden çıkmıştım arabamı almadan kendimi kasabanın sokaklarına attım.Makoron dükanı şatomuzdan 200 metre felan uzaktaydı ve ben dükana aparan tarihden fırlamış sokakları çok seviyordum.
Hep yaya yürümeyi tercih ederdim ve ayaklarımın altında bulunan taşları bile bazan sayardım çocukca.Bu bana çok eskiden bi şeyleri hatılratırdı ama sanki beynim kalbmin incitmekten kaçınarak hatırlamayada yanaşmıyordu.Bi tanıdıkla karşılaşırım diye kafama bastıgım şapkayı dahada gözümün üzerine indirip, siyah gözlüyümü de taktım ve temuz ayının güzel havasını içime çekerek tüm acılarımı unutmak istercesine insanların arasına karıştım.
Bazen kanayan yaralarım kapansın, hatta hafızam gitsin ve bi daha da geri gelmesin diye çok dua ettiyim zamanlar olmuştu ama bu hayatta kendi istegimizle gelmedigimiz göre galiba istemesek bile yazılan hikayeden bir adım kenara çıkmıyorduk.Hani hayat imtahan yeri derlermiş yaa,., sanırım bizim sınavımızda bu hikayelerin içinde saklı ve yaptıklarımız, olaylara verdiyimiz tepkilerimiz bize yaa bu sınavı kazandırır yada kaybetirir.
*
Dükana varana ramak kala annem aradı.Buyur Elena hanım.
Kızım nerdesin? geldim yoksun, Karolina makaron alamaya gittin dedi.
Endişesi tavan yapmıştı ve haklıydı.Nasıl olsa birkaç gün önceseinde beni Bordo sokaklarında iki gün aramış, ve sonunda hayvan barınagından bulmuş bir anneydi.
Sakin ol anne dükananın önündeyim merak etme.
Şarma gerçekten dükana mı gittin, yoksa yine kaçtın mı?
Annem güzel kadın ne kaçması, o bir anlık krizin verdigi panikle yaptıgım bi saçmalıktı.Sakin ol, bekle birazdan gelecegim.
Tamam Şarma sana güveniyorum, lütfen beni hayal krıklıgına ugratma.Bak kızım birazdan Suzzana gelecektir.Yüzleşmen kurtulman lazım, yoksa kabusların bitmeyecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN evlatları (Devam ediyor)
HorreurKorkudan bayılmıştım.Gözümü açtığımda vahşi ermeni şişman vucudumu boruya sokamadığı için beni çamurun içine fırlatdığını gördüm.Ardından tüm köyün çocuklarını anne babalarının gözü önünde ğaz borusuna doldurup kapağını kapatdılar.Hala o çocuların...