BORDO.SANMONEL kasabası.2005. 3 ŞUBAT . saaat 14..22
Annemin şatosu.camsız, penceresiz karanlık odam. ikinci siyans.
ŞARMA.
Dün nihayet ilk siyans yapa bilmiştik ve hayatımla ilgili derin kuyulara gömek istediyim gerçekleri itirafa başlamıştım.O gerçekler ki çok derine gömüp kurtuldugumu zann etsemde en uak bir esintide, narin bi yagmurda, hatta hafif bi depremde bile karşımda oluyorlardı.
Artık kaçışım yoktu, anlatacaktım ve aynı zamanda yazacaktım, ÖLÜM HATIRLARIMI tek tek yazacaktım.Ve en son başıma gelnlerle anlamıştım ki mesafeler asla kaderimizi yaşamaktan bizi alı koyamaz.Nerye gidersek gideyim, ismimiz ne olursa olsun farketmez, savaştan kaçış yoktur ve ben ne olursa olsun bu savaşı kazanmak zorundaydım.Bana, sevdiklerime, hatta hiç tanımadıklarıma yapılan zulümlerin zerre kadar da olsa intikamını alacaktım.Ve o gün geldiginde tüm dünyaya haykıracaktım, acılarımı, yaşadıklarımı bi çocugun kalıdıra bilmeyeceyi hatta dünyanın yükünün nasıl sırtıma degil, aklıma ,kalbime ruhuma yükleterek beni katl etmek isteyen canileri hepsini anlatacaktım.
Suzana gelmişti yine camsız pencersiz şatonun odasında yerimizi aldık.
Hazırsan başlıal mı?
Evet başlıyalım.
ERMENİSTAN.İRAVAN ESİR KAMPI.1993.MART.
Doktor Vazgen Halapyan isimli vahşi katil, acımasız korkunc şeytan çocugu evine götürdü.İki katlı bi evdi, çok güzeldi hiç görmediyi kadar temiz ve düzenliydi ama kimseler yoktu.
Çocugun elinden tutup ikinci kata çıkarıp bir odada koltuga oturttu.Ve birazdan biri gelecek dedi,.Çocugun dilindede çok güzel konuşuyordu ki az sonra o bahs ettiyi biri, yani ermeni kadın geldi.Oda çocugun dilini güzel biliyordu ve orta yaşlı genc birisiydi.Kadın geldi ve doktor çocuga iyi davranmasını ve tüm ihtiyaclarını gidermesini söyleyerek tenbihledi.Çocugun başına bişey gelsin istemiyordu, ve onunla kazanacaklarını hayal edince içi kabarmış,olmayan kalbi daha beter katılaşmıştı.
O gittikden sonra kadın çocugu banyoda yuyundurmak için götürümüştü ama hiç nazik darandıgı söylenemezdi.Sürekli pis pis bakarak hepiniz gebereceksiniz, senide en son öldürecek, etinden kavurma yapacak, ateşde yakacak diye sürekli sözlü işkence yapıyordu.Ve tüm bunları yapar iken kadın bi zevk almıştı, tek kelime söylersen dilini koparırım diye bide üstüne tehdid etti.
Çocuk içine dolan korkuyla yaşadıklarıyla baş edemiyordu, bi süre kalbinde o korkunun açtıgı acının sızlıtısını duydu ve o an gözleri çeşmeye döndü.Çocukluguyla yaşadıgı cehennem azabının arasında,zaman tunelinde sıkışıp kalmıştı sanki.Kapatıgı gözlerini açmıştı, oturdugu şato odası kafasında ikiye bölündü.Bi tarafta ermeni vahşilerinin, vandalarının elinde işkence gören küçücük ve ismini dahi hatırlamadıgı kız çocugu, bi yanda onu sevgisiyle sarıp sarmalayan annesi Elena ve karşında doktoru Suzana.
Hangisi daha gerçektir bilemedi,hatirlamak istemedikleri mi? ya şimdi yaşadıkları mı?
Yaralı kalbi daglı, gerçek ismini hatırlamadıgı küçücük kız mı? yoksa kafası darma duman olmuş Şarma mı?
Ellerini yüzüne tutup hünkürmüştü Elena kızının yanına gelerek ellerini tutup sarılmak istesede Suzana izin vermemişti.
Şarma aglamaktan çekinme aglamak iyidir demişti Suzana doktor geç yerinde otur Elena diye bi emrivakide bulundu.Ve Şarma"nın göz bebeklerine baktıgında içinde intikam öfke kaynadıgını açıkca görmüştü.Ela gözlerinden yaş yerine sanki kan akıyordu.Yüz çizgilerinde bin yılık acının tarifi sergilenmişti.Titreyen ve buz kesen eleri bile herşeyi anlatmaya yeterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN evlatları (Devam ediyor)
HorrorKorkudan bayılmıştım.Gözümü açtığımda vahşi ermeni şişman vucudumu boruya sokamadığı için beni çamurun içine fırlatdığını gördüm.Ardından tüm köyün çocuklarını anne babalarının gözü önünde ğaz borusuna doldurup kapağını kapatdılar.Hala o çocuların...