BORDO.2005. 14 Şubat sevgiler günü.
BİR SENE ÖNCESİ.
ŞARMA ŞANLİ.
Binanın kapısından girmiştim,araba anahtarımı güvenliye teslim etim.Ve bi bakım yaptırmalarını istemiştim ki, arabadan ne oldugunu anlamadıgım tuaf seslerin geldigini söyledim. Hemen görevli anahtarı kapmıştı,şimdi servise götürürüz diye yok oldu.Bende ufaktan adımlarımı merdivene döndürdüm.Hiç üç katlı binanın üçüncü katına asansorle çıkacak degildim ki bu güne kadar bi kere yada hiç kulanmamışım.
Burası bizim fransa içinde olan tüm şarab fabrikanın atan kalbiydi diye bilirim ve her şey bu üç katlı binanın içinde karar veriliyordu.Üzüm baglarında agaclara verilen gübrelerden tutmuş, üzüm dalarının büyüklüyüne, küçüklükyüne, dalanarin kalitesine,üzümün tatlılığına, şiresine ve tabi şarabın son haline biz nokta koyuyorduk.
Üç katlı binamızda 22 şarab fabrikamızdan gelen örnekleri incelemek için onca işçi çalışıyordu ve buda otrtaya harika işler koymamıza imkan yaratıyordu.Tabi şarab konusunda ben 10 numara uzmandım ve kendime çok güveniyordum ki bi tek piyasada İtalyanın bi şarap firmasıydı.Ve bu rakabet bize stimul vermekle yanaşı bir hırsında içine sokmuyordu diyemicem çünki sokuyordu.
Hele her sene düzenlenen şarap festivalinde kim daha çok oy alacak diye ateşli bir yarışma oluyor diye bilirim.Ve bize verdiyi heyacan ve mutlulugun tarifini anlatmak mümükün degildi ki kazandıgımız zaman babamın bana gururla baktıgından hayat buluyordum.
Çünki o annem gibi degildi ve asla sevgisini kimseye göstermezdi, yada yapısı öyleydi.Krisin umrunda olmasa bile Lali bu durumdan hep şikayetçi olurdu ki açıkcası benim de onun sevgisine, bana açılan kolarına, yalandan olsa bile " seni çok seviyorum kızım" demesine çok ihtiyac duyuyrodum.Benim için hayat korkunc bir rüyayla başlamıştı ve o rüyanın kabusları erkek olunca bu yaşıma kadar o kabusları asla güzel rüyalara dönüştürememiştim.
Bunun için bi şeylerin olması lazımdı, bana hayatıma dokunacak erkek kahramanım bana her şeyi olmasa da bi şeyleri degişmeme yardımçı ola bilirdi.Bir baba sevgisi, yada bir abi kolları, koruması ama yoktu.Babam da , Kris de buz kadar soguk insalardı ve tek teselim bu davranışların bana özel olmamasıydı.Sonuçta Lali"ye de aynı soguklukla yaklaşarladı ki biz onların bu tavrından eksik yanlarımızı hiç bir zaman tamamlayamadık.
Neyse olanımızla yetinmekten başka çaremiz yoktu ve düşüncelerden uzaklaşıp odama girdiyimde saatler 10 buçugu gösteriyordu.Buda gec kaldgım anlamına geliyordu ki kapıda Join beni hararetle karşıladı.
Günaydın madam Şarma.
Günaydın Join, nasılsın?
İyiyim madam, buyurun diye beni odama aldıgında karşımda beni şaşırdacak misafirim vardı.
Baba sen nerden çıktın?
Gerçi hemen hatırlamıştım, 14 şubat sevgiler günüydü ve bu buz kitlesinin en romantik yanı, " asla özel günleri unutmazdı"
Nerden çıkacagım kızım özledim sizi diye bi sarılmıştı durumu anladım.Babam pek sarılmasını bilen bi kişi olmadıgına göre anlaşılan bana ihtiyacı vardı.
İyi yaptın baba bizde seni çok özledik diye odamda bulunan künc kanefesine oturmuştuk, bişey içer misin?
Hayır kızım diye Joine bakmıştı, sen çık dedim daha sonra konuşuruz günlüyü.Eee baba nasılsın? Krisle konuşuyor musun?
Konuşuyor iyiler, Lali yazın Parise gelecek, belki Bordo"yada gelir.
Hadyaa bize hiç bahs etmemiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN evlatları (Devam ediyor)
TerrorKorkudan bayılmıştım.Gözümü açtığımda vahşi ermeni şişman vucudumu boruya sokamadığı için beni çamurun içine fırlatdığını gördüm.Ardından tüm köyün çocuklarını anne babalarının gözü önünde ğaz borusuna doldurup kapağını kapatdılar.Hala o çocuların...