15. Bölüm

1.7K 108 100
                                    

Bölümde +18 sahne bulunmaktadır o kısmın başı ve sonunu   şeklinde işaretledim.

Büyük bir heyecan ile finale yaklaştığımızı bildirmek isterim. Keyifli okumalar.



Heyecanla salona kurulan büyük sofraya göz gezdirirken terleyen avuç içlerimi sarı kaftanıma bastırdım. Son eksikleri de tamamladığımızda her şey dört dörtlüktü. Tatmin olmuş bir şekilde mırıldandığımda bakışlarım pencereye kaydı. "Hala kimse gelmedi mi?" diye sorduğumda kalfa başını olumsuz anlamda salladı.

Evlenmemizin üzerinden tam 3 ay geçmişti. Günler huzurla birbirini kovalıyor her an yeni duygulara kapılıyorduk. Cihangir ile her şey hayalimden öte gidiyordu. Bu akşam ise Hünkarımız, Hürrem sultan, Mihrimah sultan ve Rüstem paşa akşam yemeğine geleceklerdi. Bu ilk sefer olmasa da yine de heyecandan titriyordum daha önce bir kaç defa Hünkarımız teşrif etmişti lakin her defasında bu heyecan azalmak yerine daha da çoğalıyordu.

Hünkarımızın en sevdiği yemeği yaptırmıştım, hamsi tava. Yemekleri herkesin en sevdiklerine göre ayarlamış hatta mutfağa geçip işin ucundan tutmuştum. Öyle ki bir çok aşçı benim peşimde dolanmaktan işlerine devam edememişti. Heyecanım oraya da bulaşınca işler sarpa sarmış bende en iyi uzaklaşmıştım.

 "Aysima?" Salon girişinden sesi yükselen Cihangir merakla beni izlerken genişçe gülümseyerek yanıma geldi ve ellerimi tuttu. "Bu telaşın yersiz biliyorsun değil mi?" dediğinde ona dehşetle baktım. "Yersiz mi? Cihangir farkındaysan Hünkarımız gelecekler! Cihan padişahı!" diyerek ona döndüğümde sesli bir kahkaha attı. "Aynı vakitte benim babam. Karşısında bu kadar içine kapanma Aysima, o seninle sohbet etmek bile istiyor ama sen karşısında süt dökmüş kedi gibi oluyorsun."

"Gerçekten mi?"

"Evet, hele seni utandırdığını anladığı an koca adam neye uğradığına şaşırıyor." fısıltı halinde söyledikleri ile yanaklarım yine kızardı. "Ah Aysima ah." diyerek saçlarımı geriye atınca dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Peki bu akşam elimden geleni yapacağım."

"Ala."

Cihangir ile gülerek avluya çıktığımız vakit uzaklardan gelen fayton sesleri ile geldiklerini anladık. Üzerime son bir kez baktığımda başımdaki örtüyü biraz daha düzeltip gerdanımı kapatacak şekilde broşla tutturdum ve ellerimi önümde birleştirip beklemeye başladım.

At arabaları tek tek önümüzde durmaya başlayınca ağalar hızla işe koyuldu. Kapılar açıldı, basamaklar indirildi, askerler selam verdi. Ve sesleniş yükseldi, "Destur, Sultan Süleyman Han Hazretleri!" tüylerim ürperirken Cihangiri ile selam verdik. 

Hünkarımız faytondan tüm kudreti ile indiği vakit ardından Hürrem sultan geldi. Diğer arabadan Mihrimah sultan ve kocası indi. Hünkarımız ağır adımlar ile tam karşımıza geçince biraz daha eğilip ardından düz durdum. "Hünkar babam hoş geldiniz, hanemize huzur getirdiniz." Cihangirin selamının ardından hünkarın uzattığı elini öpüp alnına koydu, bunun ardından bende yaklaştım. "Hünkarım, Sultanım hoş geldiniz sefalar getirdiniz." diyerek uzattığı elini öpüp alnıma koydum. 

Yüzümdeki geniş gülümseme ile yüzlerine baktığımda ikisinin de gülerek bizi izlediklerini fark ettim. Mihrimah sultan ve eşine asil bir hareketle selam verdikten sonra Cihangirle beraber misafirlerimizi sarayımıza kabul ettik. Hep beraber salona geçtiğimizde her şey hazırdı, cariyeler köşelerine geçmiş yeni bir emir için beklerken bizler pencere kenarında bulunan sedirlere ilerledik. İlk Hünkarın oturması ile tek tek inciler gibi yerimize geçtiğimizde ben baş kalfama bir bakış attım. 

Şehzade CihangirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin