Bölüm adı: Draco'nun öfkesi
Draco'nun yeniden doğuşundan bu yana 17 gün geçmişti. 'Draco' dolabında ki kıyafetlerini giyerken bugünün tarihi aklına geldi.
"22 Haziran." Diye mırıldanırken ayakkabısını giydi sonra ise ayağa kalktı.
'Yarın Dudley'nin doğum günü.' 'Draco' iç çekerek düşündü ardından kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtı. Merdivenden aşağı inmek için hazırlanırken annesi Narcissa ile karşılaştı.
"Tatlım bende tam seni çağırmaya geliyordum." Diyerek gülümseyen annesine baktı. Bir süre sessizce baktığından dolayı annesi endişelendi.
"Bir sorun mu var?" Narcissa'nın gülümsemesi sessiz oğlunu gördüğünde bozulmuştu. Şuan yüzünde tamamen telaş ve endişe karışımı bir duygu vardı.
"Hayır iyiyim. Sadece yorgun hissediyorum." 'Draco' sessizce söyledi. Malfoy ailesini daha fazla endişelendirmenin onun için uğraştırıcı olduğunu düşünüyordu.
"Yorgun musun!? Şifacı çağırayım mı?" Narcissa'nın telaşı ve endişesi giderek daha da büyüyordu.
"Hayır iyiyim." Diye mırıldandı 'Draco'. Narcissa sorduğu soruya karşılık mırıldanan oğluna baktı. Oğlunun vücuduna sonrasında ise cansız olan soğuk gözlerine baktı. Artık hiç bir duygu gözükmüyordu sanki oğlu doğum gününde yaşama hevesini duygularıyla beraber kaybetmişti.
Narcissa bu korkutucu duygularından dolayı kendini sorgulamaya başlamıştı. Korkusu giderek daha da büyüyordu. En sonunda dayanamayıp oğluna sıkıca sarıldı. 'Draco'nun vücudu hafif soğuktu. Narcissa artık oğluna sarılırken eski sıcaklığını hissedemiyordu.
'Lütfen oğlum geri dönsün.' Narcissa düşünceleriyle beraber içten bir duyguyla yalvardıktan sonra ise 'Draco'yu serbest bıraktı. Son bir kez oğlunu alnından öptü. En sonunda ise merdivenlere doğru yürüdü. 'Draco'yu ise şaşırmış bir yüzle baş başa bırakmıştı.
Yemek masasında oturup gazete okuyan Lucius, merdivenlerden eşinin topuklu ayakkabı sesini duyduğu anda gazeteyi katladı. Gazeteyi masanın üstüne koyduktan sonra ise ona yaklaşan eşine endişeli gözlerle baktı.
Narcissa eşinin endişeli gözünü fark etti. Masaya oturdu ardından Lucius ile aynı derece endişeli gözlerle baktı.
Lucius 'Draco'nun gelmediğini fark ettiği anda sessizliği bozdu.
"Draco nerede?" Diye sordu. Gözlerinde ki endişe giderek artıyordu.
"Geliyor şimdi." Endişeli ses tonuyla söyledi Narcissa. Eşinin endişesinden dolayı bir şey olduğunu anlayan Lucius giderek endişesiyle beraber korkusu da arttı.
"Bir sorun mu var?" Duygularını ailesine doğru düzgün göstermeyen Lucius. İlk defa duygularını ailesine göstermeye başlamıştı.
"Draco kendini yorgun hissediyormuş..." Narcissa'nın söylediklerinin ardından Lucius tam bir şey söyleyecekken Narcissa sözlerine devam ettirdi.
"Ona sarıldım. Artık eskisi gibi sıcak değil, hafif daha soğuk ve gözleri sanki..." Narcissa korkusundan dolayı sözüne daha devam edemedi. Lucius, karısının ne demek isteyeceğini anlamıştı.
Sert gözüken yüz ifadesi ile üzüntü ve endişe karışımı gözleriyle beraber "Cansız bir varlık gibi." Diye mırıldanarak karısının sözlerini tamamladı.
Bu sözlerden dolayı Narcissa'nın gözlerinden göz yaşı düşmeye başlamıştı. Ağlayan karısını gören Lucius hemen biricik karısının elini tutarak teselli etmeye denedi.
Merdivenlerden gelen ayak seslerini duydukları anda Lucius elini karısından çekti. Narcissa'da hemen göz yaşlarını sildi.
Ayak seslerinden direk geldiğini belirten 'Draco' dikkatleri üzerine çekmişti.
"Bir sorun mu var?" Diye sordu olaylardan haberi olmayan çocuk. Masum çocukmuş gibi üzüntülü gözüken ailesine baktı.
"Hayır hiç bir şey olmadı." Diyerek cevapladı Narcissa. Oğlunun sonunda masum çocuk gibi davranışından dolayı hafif rahatlamıştı.
"Draco daha iyi misin?" Diye soran Lucius'a doğru 'Draco' baktı. "Evet iyiyim." 'Draco' gülümsemeyle beraber cevapladı.
'Draco' yemek masasına oturdu. Etrafın sessiz olduğunu fark ettiği anda 'Draco' gülümseyerek 'İşte bu şans!' düşünerek hafif gülümsedi. Ardından sessiz olan ailesine baktı.
'Draco' ailesinin hala endişeli olduğunu anlayabiliyordu. Ailesinin kendisi için olan endişesini fırsata çevirmeye karar vermişti.
"Anne, Baba." Dediği anda Lucius ile Narcissa hemen 'Draco'ya döndüler.
"Muggle dünyasından almak istediğim bir şey var." Sözüne devam ettiğinde onların yüzlerine baktı. Lucius ile Narcissa'nın gözleri büyümüştü. "Yarın gidebilir miyim?" Diye sorusunu sorduğunda çiftin yüzü şaşkınlık içerisindeydi.
Ardından Lucius normal bir yüz ifadesiyle oğlunu okumaya denedi. "Neye ihtiyacın var Draco?" Diyerek sordu sert bir ifadeyle.
"Kitap, telefon ve de kıyafet." Diyerek duygusuz bir şekilde cevapladı 'Draco'.
Annesi söylediği kelimelerden birinin anlamını bilmediğinden sordu. "Telefon mu?"
"Evet. Muggle'ların birbirleriyle iletişime geçmesini sağlayan ve aynı zamanda bilgi edinmesini sağlayan bir teknolojik alet." Cevapladı gülümseyerek.
Bu cevabı duyduktan sonra Narcissa kaşlarını çattı. "Telefonun ne olduğunu biliyorum Draco." Diye cevapladı ardından iç çekti.
"Biliyorsan neden almıyoruz? Mektuptan daha kullanışlı her şeyi kolay bir şekilde halledebiliriz." Diye mırıldandı 'Draco'.
Ardından Lucius hafifçe kaşlarını çatarak cevapladı. "Çünkü Muggle ürünü."
"Evet Muggle ürünü ama işi de kolaylaştıran bir şey. Onlar büyü yapamıyor olabilirler ama ürettikleri aletlerle bizden daha kolay ve elverişli bir şekilde hayatlarını yaşıyorlar." Dedi. Cansız ve duygusuz gözlerinde ilk defa bir duygu kalıntısı ortaya çıkmıştı. Bu duygu ise öfkeydi.
'Draco' masadan tabağına dokunmadan kalktı. "Eğer bu saçma düşüncenizden vazgeçmeyecekseniz bir süre benimle konuşmayın lütfen." Resmi bir dille söyleyerek yüksek sesle yankılanan ayakkabı sesleriyle uzaklaştı.
Bu sözlerden dolayı Lucius ile Narcissa birbirlerine derin bir endişeyle şekilde baktılar. Ve 'Draco'nun son sözlerini duyduktan sonra ise içlerine büyük korku oluşmuştu.
⁎⁎⁎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rebirth of Draco Malfoy
Teen Fiction5 Haziran günü Beyazımsı sarı saçları ve gri gözleri olan 18 yaşlarında ki genç bir araba kazasında öldü. Kendini Harry Potter dünyasında Draco Malfoy olarak buldu. Gencin 10,11 yaşında ki vücudu ile aynı görünüme sahip olan genç Draco Malfoy olarak...