°26°

116 4 1
                                    

Felix'ten

Evde Yongcha ik otururken Changbin'i özlediğim için onu aramış ve onunla konuşmuştum. Şimdi ise Yongcha'yı doyuruyordum, acıkmış ve çokça ağlamıştı.

"Bebeğim karnında doydu neden bu kader huzursuzsun anlamadım ki..."

Yongcha ise benim gözlerimin içine bakmıştı bir süre. Sonra yine ağlamaya başladığında ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir de kapı çalınca her şey üst üste gelmişti.

Gelenin kim olduğuna bile bakmadan kucağımdaki Yongcha'ya dikkat ederek kapıyı aralamıştım. O an hayatımdaki en büyük hatayı yaptığımı fark ettim.

"Beni özledin mi? Küçük orospu!"

Ağzım bile açamazken transa girmiş gibiydim.

"Ah neden konuşmuyorsun ki... Seni çok özledim ben yoksa sen bani özlemedin mi? Özlemediysen de önemli değil. Biraz hasret gidereyim ben, içeri almayacak misin beni?"

Ben o an hemen kapıyı kapatmaya çalıştım ama o vücudu ile bunu engelledi.

"Cık cık hiç olmadı ama bu. Bence sen bize gel orada daha iyi hasret gideririz."

Hemen çekilmeye çalışsam da beni kolumdan çekip evden çıkardı. Etrafta kimseyi göremediğim için sadece çırpındım, kucağımdaki oğlum ise ağlamaya başlamıştı bile.

"Bırak, nolur bırak!"

"Yook, yook. Senin yüzünden o hapiste yıllarca tıkılı kaldım, senin şimdi bunların cezasını çekme vaktin geldi!" Korkudan titrerken oğluma sıkıca tutundum.

Bir arabamın içine resmen fırlatıldığımda iyice telaşa kapıldım, telefonum da  yanımda değildi, ne yapacaktım...

Bir Süre Sonra

Bir eve geldiğimizde çokça gerilmiştim. İçeri itile itile girdim. Karşımda baba denilmeyecek babam ve karısı vardı.

"Bir de piç peydahlamış küçük orospu." tısler gibi konuşmuştu kadın. Ondan daha da tiksindim. Oğluma nasıl laf etme hakkında bulunurdu....

"Oğlum bir piç değil!" uzun süre sonra ağzımdan çıkan tek söz bu olmuştu.

Sonra beni kolumdan tutarken oğlumu zorla kollarımın arasından almışlardı. Onu bırakmamak için bağırıp çırpınmam boşa çıkmıştı.

Yongcha seslice ağlarken susması için ağluma tokat atan kadın ile çığlıklar atmaya başlamıştım. Oğlum korkup susarken ben titriyordum, bugüne kadar canı incinmesin diye her şeyi yaparken geçmişimi mahvedenler bunu da mahvetmişlerdi..

"Piç kurusu anca dayaktan anlıyor. Orospu babasının oğlu işte!"

"Oğlumu rahat bırakın, bana istediğinizi yapın ama oğlumu bir daha ellemeyin!!".

Bağrışlarım onlara komik gelmiş olmalı ki gülmüşlerdi. Oğlum dosdoğru bana bakarken ben de ona bakıp güçlenmiştim. Onun için güçlü durmalıydım.

"Hmm hadi senin şu diğer piç arkadaşlarını da huzursuz edelim." Ne olduğunu anlamazken telefonunu açmış ve bir sesli mesaj atmaya başlamıştı.

"Felixie ile eğleneceğiz endişeniz olmasın!"

"Bunu şimdi hepsine göndermeme ne dersin?!! Mükemmel bir fikir, evet biliyorum."

Pispis sırıtarak telefonda bir şeyler yaptı. Ona bakarken birden suratıma yediğim yumruk ile yere yığılmıştım.

"Orospu, annenden de senden de nefret ediyorum. Doğduğunden beri yüksün bana bir de senin yüzünden hapis yattım.

PhosphenesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin