°21° •MinSung•

152 13 6
                                    

Jisung'dan
Minho Hyungun uyguladığı tedaviler için her defasında farklı bir yere gidiyorduk. Bugünkü yerimiz ise bir lunapark olmuştu.

Aslında lunaparkta genelde çocuklar bulunurdu ama buradaki oyuncaklar çocuklar için tehlikeli olduğundan çocuk yoktu.

Çevrede ya çiftler ya da liseli gençler vardı. Gözlerim istemsizce onlara takılırken bende kendi hayatımda böyle bir anın olmasını istediğimi fark ettim.

Minho Hyung yanımdan pamuk şeker almak için uzaklaşmıştı, şimdi ise geri dönmüş ve neye baktığımı anlamaya çalıyordu. O anlamasın diye hemen önüme döndüm.

Nereye baktığımı çözemeyip pes etmiş ve elindeki pamuk şekerini bana uzatmıştı. Elime geçen mavi pamuk şekeri zevkle mideme indirirken Minho Hyungu takip etmeye başladım. Bizi ne çok kalabalık ne de çok boş olan bir yerlere götürecekti.

Yani bana yoldayken böyle demişti. Lunaparkın belli kısımları çok kalabalık iken bazı kısımlar biraz sakindi. Gördüğüm atlı karınca ile minik bir anı zihnimde canlandı.

Flashback
"Sung onlar evde olmadığımı fark ederlerse bittim ben!"

"Kimse fark etmeyecek. Sen bana demedin mi, her pazar akşam yemeği için belli bir mekana giderler ve 12'den önce eve gelmezler diye?"

"Evet ama belki birden dönerlerse ne olacak?"

"Öyle bir şey olursa ailemi araya katarım hadi şimdi boşverip eğlenmeye bakalım Lixxie!"

Lix ile bir süredir pazarları böyle akşam kaçamakları yapıyorduk. Lix bazen normal zamanda da evden kaçıp bizim eve geliyordu.

O iğrenç evde karşılayamadığı bütün ihtiyaçlarını bizde gideriyordu. Bugünde çok sıkılmış ve Felix'i benle lunaparka gelmeye ikna etmiştim.

Daha önce lunapark görmeyen ve sadece o iğrenç üvey kardeşinden dinlediğini, nasıl bir yer olduğunu onun sayesinde bildiğini söylemişti.

Bende bu durumu kafaya takıp bir şekilde onu ikna etmiştim. Şimdiki hedefim ise lunaparktaki her oyuncağa binmekti.

Felix küçük çocuklardan farksız her gördüğü oyuncağa hayran kalıyor ve binmek istiyor ama bunu bana söylemekten çekiniyordu. Farkındaydım...

En yakınımı bakışından tanıyacak kadar farkındaydım hemde. Çekiniyordu, biriktirdiği parayı gelecek için zar zor saklıyordu ve böyle yerlerde utanıp bir miktar para çıkarıyor, bense hep onu engelliyordum.

Onun kurtuluş için bel bağladığı minik bir miktar parayı harcamasına göz yumacak değildim.

Zaten durumumuz oldukça iyiydi, koleje giden çoğu genç gibi. Felix ise istisnaydı. O şımarık zengin veledi üvey kardeşi gibi baba parası ile girmemişti koleje.

Gizlice girdiği bir sınav ile koleje girmeye hak kazanmış okulun ısrarı ile o pislik adam kabul etme durumunda kalmıştı.

"Lixie hadi bugün bütün oyuncaklara binelim!!"

"Ah şey peki?... "

Çantasına giden eli ile ona döndüm.

"Ah söylemeyi unuttum 'Her şey Han Jesung'dan' kendisi öyle tembihledi. Onun verdiği para dışında para harcamamız yasak-ş."

"Ama Ji babana çok yük oluyorum. Bunu yapmak zorunda değilsiniz."

"Bay Jesung yük, para ve çekinme kavramlarını sana yasakladı Lee Yongbok Felix."

PhosphenesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin